2023: A Space Odyssey*
İktidarın 2023 planları aynı Kubrick’in atfı, tarihçi Homeros’un destanındaki Odisseus’un yolculuğuna benzer. Ya masallardaki gerçeklik düzeyinde var olabilir ya da egemenlerin çıkarlarına odaklıdır.
Kaynak: Max Pixel
Uzay filmlerinin şahı olarak anılabilecek Stanley Kubrick yapımı 2001: A Space Odyssey filmi çekildiği yıl 1968’in ötesine yani 2001 yılına bir projeksiyon çiziyor. Uzayın bilinmezliği ve “çok ileri” olabileceği imgesi burada da çiziliyor. Filmde çeşitli gezegenlerde dünyaya ait üsler, yerçekimsiz ortamda yürümenizi sağlayacak ayakkabılar ve kıyafetler, likit yiyecekler gibi pek çok “çağ ötesi” görüntü var. Kubrick’in anlatmak istediğinden bağımsız, filmin sonundaki karmaşanın bu kadar ileri görünen bir çağda olması bir çelişki gibi görünüyor. Uzay kavramı birçoğumuz için hem bilinmezi hem de gelecek ve gelişimi andırır. Bilinmezliğin getirdiği korkutuculuğa rağmen genç kuşaklar için her zaman heyecan verici bir imge oldu uzay. Özellikle 90’lı yılların sonunda mantar gibi türeyen uzay filmleri, 90’lı yılların başında SSCB öncülüğündeki komünist blok ve ABD arasındaki uzay yarışı; uzaya gitmenin ve feza ile ilişkinin her zaman ilerletici ve ilerici olduğu fikrini pekiştirdi.
2023’E GİDERKEN “MİLLİ UZAY PROGRAMI”
Filmler, kitaplar, uzay tarihi ve uzay düşüncesini bir kenara bırakalım. Aslında uzay kavramı her zaman teknoloji ve gelecek perspektifi ile bağdaştırıldı. Dolayısıyla bütün teknolojik yatırımlar ve teknoloji politikalarında olduğu gibi, uzaya dair atılımlarda gençlik kesimleri için özel olarak öne çıkarıldı. Türkiye’de sermaye yanlısı hükümetlerin birçoğu kapitalistlerin çıkarına üretilen uzay ve teknoloji politikalarını gençlere “müjde” olarak duyurma alışkanlığını kazanmıştı. Burada çığır açan ise Erdoğan oldu diyebiliriz. Son 5- 6 yılda neredeyse her sene gençlere yönelik en az 1 müjde uzay ve teknoloji atılımları ile duyuruldu. Sonuncu müjde ise yine Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye’nin ilk ay teması gerçekleştirme hedefi oldu. Bu hedef aslında tek parti rejiminin propagandasında “Büyüyen Türkiye uzaya yükseliyor” vaadi olarak yorumlanabilir. Programa milli sıfatını veren ise kısa vadede astronot ya da kozmonot ifadeleri yerine Türkçe isimler emri. Uzun süredir tek parti rejiminin 2023’e giderken büyük Türkiye sloganı “Milli Uzay Programı” ile devam etmiş oluyor. Peki, daha önce neler söylenmişti? Yerli Milli araba, 500.000 yazılımcı yetiştirme, Karadeniz’de bulunan doğalgaz kaynağı… Liste uzar gider. Listenin her maddesi gelecekte süper güç olacak Türkiye’nin gençliğine vaat ediliyor. Tek parti rejimi propagandasını bunun üzerine kuruyor. Cumhurbaşkanı adeta diyor ki; bugün çekilen acılar, cefalar yalan yoksulluk yalan, işsizlik gelecek kaygısı yalan bakın Türkiye büyüyor ve geleceğini güvence altına alıyor.
TÜRKİYE GERÇEĞİ: GENÇ İŞSİZLİK, YOKSULLUK, GELECEKSİZLİK!
Peki, tek parti rejiminin propagandası Türkiye gerçeği ile ne kadar örtüşüyor? Temel tüketim maddelerine gelen zamlar, Türkiye’de yoksulluğu derinleştiriyor. Hem öğrenci gençler hem de işçi – işsiz gençler bu durumdan etkileniyor. Mesela Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi (OSTİM) bölgesinde kayıt dışı çalışmak zorunda kalan bir gencin sadece işe gidiş geliş ve kahvaltı masrafı maaşının üçte birine tekabül ediyor. Üniversite öğrencileri çoklu kaldıkları evlerin doğalgaz, elektrik masrafını ödeyemez halde. Büyükşehirlerde belediye yardımı talep edenlerin çoğunluğu öğrenciler. DİSK AR’ın 2020 raporuna göre geniş tanımlı genç işsizlik oranı %43.5. Bu oranın önemli bir miktarını lise ve üniversite mezunu gençler oluşturuyor. 800 bin üniversite öğrencisi olduğunu öğrenince Merkel’in şaşırdığını belirten Erdoğan, genç işsizlerin beşte birinin üniversite mezunu genç işsizlerin oluşturmasına dair kimin şaşırdığını niçin söylemiyor? Ekonomik sorunlar dışında en ufak hak talebinin üstüne saldırılıyor. Boğaziçi eylemleri sebebiyle yasal düzlemde dahi hiçbir suçu olmayan öğrenciler hala tutuklu. Diğer illerde destek eylemlerine saldırılıyor. Demokratik üniversite talebi, “milli uzay programı olan bir ülkede” terörist olma sebebi olarak öne sürülüyor. Bu tabloda çıkıp “Milli Uzay Programı” ilan etmek, gelecekte “Güçlü Türkiye, Güçlü Gençlik” nutukları atmak gerçeklikten oldukça uzaktır.
GENÇLİĞİN MACERASI: HAKLAR İÇİN MÜCADELE
Türkiye gençliğinin ihtiyaçları ve tek parti rejiminin politikalarının arasında ciddi bir makas var. İktidarın 2023 planları aynı Kubrick’in atfı, tarihçi Homeros’un destanındaki Odisseus’un yolculuğuna benzer. Ya ancak masallardaki gerçeklik düzeyinde var olabilirler ya da ancak egemenlerin çıkarlarına odaklıdırlar. Her iki durumda da Türkiye gençliği açısından arzu edilen geleceği çıkaramaz. Buradan karamsarlık duygusuna kapılmak birçoğumuz için olası bir sonuç oluyor olabilir, ama doğru değildir öte yandan bu karamsarlık duygusu sorunlarımızı da çözmez. AKP – MHP ittifakının başta uzay maceraları olmak üzere tüm maceralarının gençliğe yararı yoksa değişmelidir. Öte yandan bu durum yeni reformlar, anayasada düzenlemeler ile çözülemez durumdadır. Hem ekonomik hem de demokratik haklar bağlamında bir mücadele ancak Türkiye gençliğinin yeni dönem için gerçekçi ve isteklerimizi karşılayan bir yolculuk, macera olur.
*2023: Bir Uzay Macerası (Destanı) originate from: 2001: Bir Uzay Destanı, 1968 yılında Stanley Kubrick tarafından yönetilen bilimkurgu filmi.