16 Şubat 2021 15:44

Ankara'da trans kadın ve travestilere yönelik saldırı davasında zaman aşımı riski

2006 yılında Eryaman ve Esat'ta trans kadın ve travestilere yönelik saldırılara ilişkin dava yarın Ankara 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ankara’da 2006 yılında trans kadın ve travestilere yönelik saldırılara ilişkin dava, Yargıtay’ın bozduğu kararın ardından yarın Ankara 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Avukat Senem Doğanoğlu, “Sanıklara cezalar nefret suçundan verilmediği için insanlığa karşı suç hükmünün kurulmaması zaman aşımı riskini doğuruyor” dedi.

Davaya ilişkin açıklama yapan Pembe Hayat Derneği, Ankara’nın Eryaman mahallesinde, Nisan 2006’da 30 seks işçisi travesti ve trans kadına bir çete tarafından sistematik olarak saldırıların başladığı ve mahalle sakinleri transların başka semt ve illere taşınmaya zorlandığını hatırlattı. O dönem saldırganların kimliklerinin trans kadınlar tarafından bilinmesine rağmen şikayetlerin sonuçsuz kaldığı belirtilen açıklamada, “2007’nin Ocak ayında saldırılar Esat’a sıçradı ve daha sonra aynı çetenin üyesi olduğu anlaşılan bir şahıs tarafından translardan haraç istendi ve haraç verilmemesi durumunda translar ölümle tehdit edildi. Pembe Hayat liderliğinde Ankara’da her hafta mumlu oturma eylemleri ve kefenli eylemler yapıldı. Eylemlerin etkili olmasıyla bir ay sonra ilk tutuklamalar yapıldı ve saldırganların çete olduğu vurgulandı. 10 Kasım 2008 tarihinde çete üyelerinin tespit edilmesinde önemli bir rolü olan dava tanıklarından Bahar (Dilek İnce) pompalı tüfekle başından vuruldu. Katilleri hala bulunamadı” denildi. 

Saldırıların trans kimliklere yönelik gerçekleşmiş olduğu hakim tarafından vurgulandığı ve 2008 yılındaki davada dolaylı nefret suçu tanımı yapıldığı ifade edilen açıklamada “Tutuklu olan saldırganlar örgüt kurma suçundan 2’şer yıl ceza aldı. Ancak 2011’de haraç ve yağma suçunun da olduğu vurgusuyla Yargıtay verilen cezayı yetersiz buldu. Ayrıca davacıların bazı belgelerinin eksik olduğunu belirtti. Bu belgeler hızlı bir şekilde toplandı, ancak dosyanın Ankara’ya gelmesi çok uzun sürdü. 2020’ye geldiğimizdeyse Yargıtay bugüne kadar verilmiş olan kararları tekrar bozdu ve delillerin, bağlantıların, banka hesap kayıtlarıyla ilgili bilgilerin eksikliği gibi sebeplerle aslında bu grubun çete olmayabileceğini öne sürdü” denildi.

Dava’ya ilişkin görüşünü bildiren Avukat Senem Doğanoğlu, “Sanıklara verilen cezalar nefret suçu işlediğinden dolayı verilmediği için insanlığa karşı suç hükmünün kurulmaması zaman aşımı riskini doğuruyor”dedi. Ara kararlarda delil istendiğinden fiilen davanın bozulma yolunda olduğunu ifade eden Doğanoğlu,” Bize ‘Bizce çete yok, ama delil toplayın’ diyerek ucu açık bir şekilde bırakıldı” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Mücadelemiz neden 6 ay değil?

SONRAKİ HABER

İHD ve TİHV'den Eren Keskin'e destek: Hak savunuculuğu suç değildir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa