Saldırılar ortaksa mücadelemiz de ortak
İşçi gençlik olarak Boğaziçi öğrencilerinin demokratik üniversite taleplerini destekleyip bu talebe biz de sahip çıkıyoruz.
Fotoğraf: Evrensel
AVM İşçisi
Avcılar/İstanbul
Ben AVM işçisi bir arkadaşınızım, geçimimi avm köşelerinde elbise katlayarak, paspas çekerek sağlıyorum. Bir süredir de işsizim. İşsiz olmamın sebebi ise AKP iktidarının patronları düşünerek çıkardığı ücretsiz izin uygulaması. Boğaziçi Üniversitesinde de tek bir kişinin kararı söz konusu, orada da bir karar hayatları mahvediyor.
AKP iktidarı uyguladığı hiçbir kararda halkın lehine bir süreç işletmedi. Tek adam rejimi gerek belediyelere gerek üniversitelere kayyumlar atıyor. Son dönemlerde ise bu ülkenin en iyi üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesine aynı şekilde Melih Bulu atandı. Doğal olarak öğrenciler tepki gösterdi, haklı sebeplerle günlerdir haklarını ve taleplerini ifade etmeye çalışıyorlar. Buna rağmen her gün yaşananlara şahit olan Melih Bulu yaptığı her açıklamada istifa etmeyeceğini söylüyor. Ülkenin dört bir yanından tepkiler gelmeye devam ediyor. Türkiye sınırlarının dışına sıçrayan eylemler büyük ses getirdi. Fakat yurtdışında polisler asla bizimkiler gibi saldırmadı, orada öğrenciler eylemlerini yapıp çekip gittiler. Burada ise gözaltılar, tutuklamalar var.
Tüm bunlar yaşanırken Melih Bulu hiçbir şey olmamış gibi her gün işine giden bir patron misali görevine devam etti. Dolayısıyla bu davayı sahiplenmek için öğrenci olmamıza gerek yok, pandemi bahanesiyle birçok işçinin işine son verildi, pandemiyi kullanarak patronların çıkarları doğrultusunda ilerleyen hükümet hakkını arayan işçileri işlerinden çıkartarak çıkarılan işçilerin yerine İŞKUR desteği üzerinden işçi doldurdu, grev haklarını kullanan işçilere aynı Boğaziçi’nde olduğu gibi devlet bütün kolluk güçleri ile saldırdı. Bizler bunların kimin devleti olduğunun farkındayız, işçi gençlik olarak Boğaziçi öğrencilerinin demokratik üniversite taleplerini destekleyip bu talebe biz de sahip çıkıyoruz, aşağı bakmıyoruz.