17 Şubat 2021 05:40

Kaygılansak da çekinsek de mücadele etmeye devam

Okulumda ve mahallemde arkadaşlarımla konuştuğumda ülkeyi yöneten insanların toplumun her kesimine karşı yaptığı nefret söylemlerinin o insanlar için büyük bir tehlike olduğu ifade ediyorlar.

Paylaş

Gökçe Fidan TÜRKMEN

Tuzla

 

2021 yılının başlarında ülkenin en köklü üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesine Melih Bulu'nun kayyum rektör olarak atanmasıyla birlikte gelişen olayları hepimiz gündemden takip ediyoruzdur. Boğaziçi öğrencilerine gelen destek mesajlarının, basın açıklamalarının artmasıyla beraber protestolar bastırılmaya çalışıldı. Öğrencilere ve desteği olan her kesime yapılan gözaltıları ve şiddeti, LGBTI+’lara karşı nefret söylemlerini endişeyle izliyoruz. Halkın farklı kesimlerinden ve başka üniversite öğrencilerinden de olduğu gibi biz liseliler de bu konuda tepkiliyiz ve elimizden geldiği kadar gerek kendi aramızdaki tartışmalarımızla, gerek sosyal medya üzerinden, gerek açıklama metinleriyle destek olmaya çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz.

Okulumda ve mahallemde arkadaşlarımla konuştuğumda en çok tepki gösterdikleri olay gayet barışçıl ve anayasal hakları olan protestolarda polis şiddetinin görülmesi ve öğrencilerin yolda yürürken dahi gözaltına alınmasıydı. Aynı zamanda ülkeyi yöneten insanların toplumun her kesimine karşı yaptığı veya yapacağı ayrımcılığın ve nefret söylemlerinin karşısında olduklarını ve bunun o insanlar için çok büyük bir tehlike olduğu ifade ediyorlar.

GELECEĞEMİZE DAİR KAYGILIYIZ

Ben son zamanlarda çoğu yaşıtımda; gelecekte neler olabileceğine dair, yapılan hukuksuzluklara dair kaygı görüyorum. Gündemle ilgili konuşmaya, haklı buldukları konulara destek vermeye, tepkilerini göstermeye çekiniyorlar. Örneğin son zamanlarda onlarca lisede mezunlar ve öğrenciler Boğaziçi'ne destek bildirisi yayınladılar. Benim okulumda da benzer bir metin hazırlandı ve paylaşıldı, birçok öğrenci gördü, haklı bulduklarını fakat idareden çekindikleri için paylaşmak, yaymak istemediklerini söylediler. Hemen üstüne de bir arkadaşımız sınıf öğretmeniyle paylaştı ve idareden uyarı mesajları gönderdiler sınıf gruplarına. Bu sefer sosyal medyada paylaşanlar da hesaplarından sildiler. Ama çoğu arkadaşım kendi aralarında buna karşı da tepkilerini gösterdiler. İdarenin fikirlerimizi ifade etmeye çalıştığımız alanlarda bizi bu şekilde baskı altına almaya çalışmasını da yanlış bulduklarını söylediler. Oysa hepimiz birlikte korkmadan ifade edebilseydik, beraber paylaşsaydık idarenin gözümüzü korkutmak için yaptıkları da etkilemeyecekti. Fakat ne kadar korksak çekinsek de bizim neslimizin böyle toplumsal olaylarda, ayrımcılık, nefret, ırkçılık konularında diğer kesimlere göre daha bilinçli olduğunu ve sesini çıkarmaktan vazgeçmeyeceğini düşünüyorum.

ÖNCEKİ HABER

Eşitlik ve adalet talebimiz Ay’a gitmekten daha yakıcı

SONRAKİ HABER

Her gün yeni bir anti-demokratik uygulama

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa