Bir anime: Akame ga kill
Night Raid’ya katılan Tatsumi, arkadaşlarının anısını yaşatırken köyüne ve de tüm ülkeye huzur getirmeye karar vermiştir
Fotoğraf: Pixabay
Dilan TEKALMAZ
Tuzla
Attığımız her adımla beraber seçimlerimizi de kendimizle birlikte sürüklediğimiz bir dönemin içinde bulunan varlıklar olarak yaşamını sürdüren biz insanlar, her saniye bu seçimlerin yeni bir olayı tetiklemesini gözlemliyor, aldığımız veya alamadığımız derslerle birlikte ilerlemeye devam ediyoruz. Günlük yaşantımızda bu ve buna benzer olayları yaşayan insanları gözlerimizle takip etmemize rağmen bazı zamanlarda olayı anlamamızı sağlayacak bir etmen gerekiyor bizlere, medyanın en iyi tarafı ise bu etmenleri oldukça kolay ve hızlı bir yolla bize ulaştırması, bilinçsiz kaldığımız durumlarda bile vermesi gereken mesajı gizliden gizliye bize aktarabilmesidir. Bu aktarımın en yaygın kaynağı ise evimizde bulunan teknolojik aletlerin (bilgisayar, televizyon vb.) başına geçip izlediğimiz filmler, diziler ve hitap etmesi düşünülen yaş aralığı üzerinden insanların yargılanmasına rağmen çoğunluk tarafından takip edilen animelerdir. Seçimlerin ve bu seçimleri kabullenmenin, kendi adalet anlayışını ortaya koyan savaşçıların, çürümüş bir ülke içerisinde öldürenlerin mi yoksa ölenlerin mi haklı olduğu bulgusunun arayışının hikayesini konu alan ve 2010 yılında ekranlarda yerini alan Akame Ga Kill adındaki anime Tatsumi adında, kırsal kesimde bulunan ve halkın açlıktan kırılmak üzere olduğu köylerden birinde yaşayan bir çocuğun yaşantısıyla başlıyor anlat anlat bitmez niteliğindeki olay örgüsüne.
TATSUMİ’NİN UMUDU
Yakın dövüş ve kılıç ustalığıyla öne çıkan Tatsumi’nin en büyük dileği kendilerinin durumunun tam aksine, refah düzeyinin en üstlere çıktığı başkentte ün salıp, köyünü rahata kavuşturacak derecede para kazanmaktır. Onun bu dileğini ve sahip olduğu gücü görmezden gelemeyen başkanın yola koyulmasına izin vermesinin ardından yanına beraber büyüdüğü arkadaşları olan Sayo ve leyasu’yu alarak köyünden ayrılan Tatsumi, başkentin sahip olduğu karanlığı arkadaşlarıyla yaşadıkları ayrılık neticesinde öğrenmiş, bununla da kalmayıp askeriyede umduğu pozisyona bile yerleştirilmemiştir. Kendisinin askeriyeye girmesinin tek yolunun çeşitli bağlantıları kullanmak olduğunu söyleyen yabancı bir kadınla karşılaştığında ise o kadınla aslında hiç gerçekleşmeyecek olan bir anlaşmaya varmış, köyden ayrılışlarının ardından karşılaştıkları Tehlike Canavarlarını avlayarak kazandığı parayı yabancı kadına vermesi şartıyla askere alınacağını düşünerek ona bütün parasını teslim etmiş, haberin gelmesini beklemeye başlamıştır. Bu bekleyiş düşündüğünden çok daha uzun sürdüğünde nihayet kandırıldığının farkına varmıştır. Ardından bütün parasını kaybetmesiyle birlikte sokağın bir köşesine çekilmiş, haydut saldırıları yüzünden ayrı düştükleri arkadaşlarının kendisini bulmasını beklerken başkentin, kendi geldiği kırsalın yanında ne kadar kirli kaldığını düşünmüştür. Bu düşüncesi kendisini evinde ağırlama teklifiyle yanına çöken bir burjuva kızı sayesinde iyi bir yöne evrilse de fark edeceği gerçek pek de uzakta değildir.
HALA ONU KORUMAK MI İSTİYORSUN?
İçerisine alındığı ve oldukça değer gören bir misafir gibi ağırlandığı bu ev, başkentin en zengin ailelerinden birisinin evidir. Bu malikane, Devrim Ordusu’nun suikast görevlerini devralan küçük grubun hedefi haline gelmiştir. Bu suikast grubunun her bir üyesi kendi emekleriyle kazanmış oldukları İmparator Silahlarında ustalaşmış ve onları bilinçli bir hassasiyetle kullanacak duruma gelmişlerdir. Bu malikaneyi hedef almış olmalarının temel sebebi ise Tatsumi’ye ve sokakta kalmış olan diğer çocuklara üç maymunu oynayan aile bireylerinin silahlarıyla beraber sonunu getirmektir. Evin en küçüğü olup Tatsumi’yi ısrarla eve getiren kız, eve getirdiği her bir çocuğa evlerinin arkasında gizlenmiş olan depoda fiziksel şiddet uyguluyor, bundan da hiç pişmanlık duymuyordur. Güzelliğiyle beraber insanları büyülediğini iddia eden evin annesi ise kızının yakaladığı çocukları kobay olarak görüp kendisinin hazırlamış olduğu zehirleri üzerlerinde deniyor, bunları da sanki yemek tariflerini deftere kaydedermiş gibi, günlüğüne yazıp edindiği bilgileri her gün güncelliyordur. Bunların bilincinde olan Night Raid’nun malikaneye varmasıyla birlikte, evde neler döndüğünden habersiz olan Tatsumi aile bireylerini korumaya karar vermiş; ancak suikastçılar tarafından kendisine gösterilen manzarayla beraber bu eylemini itebildiği kadar geriye itmiştir. Birçok deneğin ve işkenceye uğramış çocuğun bulunduğu depoda tutulan iki kişi başkente gelmeden önce kaybettiği arkadaşları olan Sayo ve leyasu’dur, kendisini sarsan bir diğer nokta ise ikisinin de ölümden kurtarılamayacak olmasıdır. Bununla birlikte evin kızına saldıran ve bir Night Raid üyesi olan Akame’nin hedefini öldürmesine engel olmuş, kendisine yargılayıcı bir biçimde sunulan “Hala onu korumak mı istiyorsun?” sorusuyla beraber “Hayır, ben öldüreceğim” yanıtını vererek kendi kılıcıyla kızın yaşamına son vermiştir.
Bu olayların gerçekleşmesinin ardından adaletsizliğin içinde adaleti bulmaya çalışarak Night Raid’ya katılan Tatsumi köyüne ve de tüm ülkeye arkadaşları adına da huzuru getirmeye karar vermiş, katil olduklarını kabul etmelerine rağmen insanların daha güzel bir yaşam elde edeceğini garantileyen insanların arasında bulmuştur kendisini.