17 Şubat 2021 09:32

Sağlık emekçisi kadınlar en çok psikolojik şiddete maruz kalıyor

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, sağlık ve sosyal hizmet alanında kadına yönelik şiddete ilişkin yapılan anket çalışmasının sonuçlarını açıkladı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), sağlık ve sosyal hizmet alanında kadına yönelik şiddete ilişkin yapılan anket çalışmasının sonuçlarını duyurdu. SES Genel Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli, “Araştırmaya katılan 617 kadının yüzde 81’i psikolojik, yüzde 37'si ekonomik, yüzde 43’ü fiziksel ve yüzde 26'sı cinsel şiddete maruz kaldığını belirtmektedir” dedi.

SES Genel Merkezi’nde yapılan basın açıklamasında konuşan SES Genel Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli, yapılan araştırmanın 52 ilde bulunan sağlık ve sosyal hizmet alanında çalışan sağlık emekçilerine 10-22 Kasım 2020 tarihleri arasında web tabanlı uygulandığını aktardı. Araştırmaya katılan 617 kadının yüzde 81’inin psikolojik, yüzde 37'sinin ekonomik, yüzde 43’ünün fiziksel ve yüzde 26'sının cinsel şiddete maruz kaldığını belirten Adıbelli, "Şiddetin dışında, iş kolunda çalışan kadın emekçilerin yüzde 80'i mobbinge ve yüzde 35'i ise dijital şiddete maruz bırakıldığını ifade etmiştir” dedi.

Araştırmaya katılan 502 kadının işyerinde psikolojik şiddete maruz kaldığını ifade etmiş oluduğunu ve psikolojik şiddet türleri içerisinde hakaret ve sözlü taciz en çok maruz kalınan şiddet türü olarak ifade edildiğini vurgulayan Adıbelli, “Psikolojik şiddet türleri çoklu şekillerde aynı anda yaşandığı için, katılımcılar birden fazla seçeneği işaretlediği için toplamı yüzde yüzü geçmektedir. Kadın katılımcıların yüzde 68'i yöneticilerin psikolojik şiddetine maruz kaldığını ifade etmiştir” dedi.

Araştırmaya katılan kadınların yüzde 89'unun mobbingin ne olduğunu, yüzde 74'ünün mobbing durumunda ne yapılacağını bildiğini aktaran Adıbelli, “Yüzde 80'i meslek hayatında mobbinge maruz kaldığını, yine yüzde 80'i de yöneticileri tarafından mobbinge uğradığını ifade etmiştir” dedi. Kadın katılımcıların yüzde 37'sinin ekonomik şiddete maruz kaldığını ifade ettiğini ve aynı zamanda yüzde 30'unun ekonomik şiddet olarak “Maaşımı ihtiyaçlarım doğrultusunda harcamama müdahale edildi" ifadesini kullandığını aktaran Adıbelli, ekonomik şiddet uygulayıcılarının içerisinde yüzde 40 ile yöneticiler, yüzde 26 ile eşim seçeneğini işaretlediğini ifade etti.

“İKTİDAR KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARIN SÜRDÜCÜSÜ OLMAYA DEVAM EDİYOR”

Erkek şiddetinin her gün artarak devam ettiğini ifade eden Adıbelli, “Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçisi kadınlar da artan bu şiddetten etkileniyoruz. Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanı politikalarından cesaret alan erkekler her gün en az 3 kadını katlediyor. Kadınlar her gün evde, işte, sokakta, erkek şiddetine maruz kalmakta ya da şiddet tehdidi altında ölümle burun buruna yaşamlarını sürdürmektedir. Kadınların can güvenliğinin olmadığı bir atmosferde, iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, kadın düşmanı politikaların sürdürücüsü olmaya devam etmektedir. Kadın kazanımları sistematik olarak gasbedilmekte, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı her alanda saldırı geliştirmekte. Kayyum atanan belediyelerde, şiddete uğrayan kadınların başvuru merkezleri ve kadın birimleri kapatılmakta, yaşam güvencemiz sayılabilecek İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Ailenin ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun iptal edilmek istenmektedir” dedi

Siyasi anlayışın sağlıkta dönüşüm programı ile sağlığı alınır-satılır hale getirdiğini belirten Adıbelli, “Sağlık emekçisine yönelik şiddeti haklı gösteren uygulamalar, liyakat yerine torpil ve siyasi çıkarlar gözetilerek kadrolaşmaya gidilmiştir. İş yerinde yaşanılan bu eşitsizliği ve liyakatsızlığı araştırmak, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçisi kadınlara yönelik iş yerinde yaşadıkları şiddeti görünür kılmak için bir anket çalışması yaptık. Yaptığımız şiddet araştırmasında, iktidarın kadın düşmanı politikalarının bir yansıması olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Yıllardır yılmadan söylediğimiz ‘Kadına yönelik şiddet münferit değil politiktir’ ifadesinin doğruluğunu anket sonuçlarında da net olarak görüyoruz” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

CHP Milletvekili Şevkin: Ay’a gitmeden önce yer bilimindeki sorunları çözün

SONRAKİ HABER

Finlandiya’da kadın ve erkek çalışanlar arasındaki ücret eşitsizliği artıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa