Baskılar işçi-öğrenci ayırt etmiyor
Tüm bunlar yaşanırken bir şeyler yapmamız gerekiyor çünkü bu baskı üniversiteli, işçi, işsiz, yaşlı, genç ayırt etmiyor.
Fotoğraf: Evrensel
Zilan
Avcılar/İstanbul
Ben Zilan, Avcılar'da yaşıyorum. Üniversiteye gitmiyorum, çalışıyorum fakat Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yaşadıklarını konuşmak için illa üniversite öğrencisi olmamıza gerek yok. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birine öğrenciler, öğretim üyeleri hiçe sayılarak rektör atandı. Öğrencilerin Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı açık mektup ülkede olan biten adaletsizliği açıkça anlatıyordu aslında. O mektup yüzünden de gencecik arkadaşlarımızı tutukladılar.
ASLA AŞAĞI BAKMAYACAĞIZ
Kendini padişah sanan biri ve onun destekçileri var. Ve bu kişilerin tüm geleceğimizi karartmasını seyrediyoruz. Aslında Boğaziçi Üniversitesi’yle başlamadı bu atamalar. Akademik yeterliliği olmayan yüzlerce insan üniversitelere rektör, rektör yardımcısı ya da öğretim görevlisi olarak atandı. Belediyelere keza onlarca kayyum atandı.
Öğrenciler yasal hakkı olan eylemleri sonrasında, kolluk kuvvetleri tarafından gözaltı adı altında gece saatlerinde evleri basılıp fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldılar. Muhalefetin bir elin parmaklarını geçmeyen temsilcilerinin dışında düzgün bir açıklaması desteği olmadı. Twitter aracılığıyla sesini duyurmaya çalışan insanlar terörist ilan edildi.
Tüm bunlar yaşanırken bir şeyler yapmamız gerekiyor çünkü bu baskı üniversiteli, işçi, işsiz, yaşlı, genç ayırt etmiyor. Hepimiz karanlığı en derinden hissediyoruz. Her yerde, bulunduğumuz her alanda haklarımız için yan yana gelmeliyiz. Başka bir şey mümkün çünkü. Asla aşağı bakmayacağız. İşçiler, öğrenciler, gençler, kadınlar kazanacak.