EMEP Genel Başkanı Akdeniz Adana’da: Topyekün saldırıya karşı genel direniş gerekli
Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Adana’da EYT Sosyal Yardımlaşma Derneği Adana Şubesi ve Adana Tabip Odasını ziyaret etti.
İLGİLİ HABERLER

Suriyeli Ali El Hemdan'ı öldürmekle yargılanan polis, avukatları hedef aldı

Ercüment Akdeniz: Devinim halinde olan göçmenler kıtasıyla karşı karşıyayız
Volkan PEKAL
Adana
Adana, sanayi ve tarım işçilerinin kenti olarak işçilere karşı yürütülen politikalardan payını alan kentler arasında. Kapanan kamu fabrikaları ile son on yıllarda işsizlik ve güvencesiz çalışma ile anılan kentte yaşanan sorunlara pandemide yaşanan işsizlik ve ücret kayıpları da eklendi. Ali El Hemdan davası için Adana’da bulunan Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Adana’da emekçiler cephesinde gerçekleşen gelişmelere dair bilgi almak için ziyaretlerde bulundu. Akdeniz, EYT Sosyal Yardımlaşma Derneği Adana Şubesi ve Adana Tabip Odasını ziyaret etti.
Adana Tabip Odası ziyaretinde konuşan Akdeniz, insanlığın pandemiye bir sosyalizm kalkanı olmadan yakalandığını belirterek “Bizim önerimiz işçisiyle, memuruyla, meslek örgütleri ile, köylüsüyle, bir genel grev genel direniş hattının oluşturulması” dedi.
“ALİ EL HEMDAN DAVASI KAMUOYUNDAN KAÇIRILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Bereketli toprakları ile uzun yıllardır göç alan bir kent olan Adana, Suriye savaşı ile son 10 yılda Suriyeli mültecilerin de durak noktası oldu. Adana’ya son gelenler hep şehrin güneyinde, emekçi mahallelerinde toplanırdı. Mülteciler için de öyle oldu. Ali El Hemdan davasında onu öldüren polis memuru F.K.’yi savunan avukatların olay yerinde başkaca üç kovan daha bulunmasını dayanak yaparak terör bölgesi diye iddia ettiği mahalle de bu mahallelerden birisi. Ali El Hemdan’ın işçi ve mülteci olması ve herşeyden önemlisi sokak ortasında öldürülmesi karşısında davanın kamuoyunun gözünden kaçırılma çabaları karşısında Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de davanın üçüncü duruşmasına katıldı.
Akdeniz, dava sonrası yapılan basın açıklamasında “Oysaki gerek Meclis'te gerekse Meclis dışındaki tüm partilerin temsilcilerinin burada olması gerekirdi. Adana Barosu, ÇHD ve İHD'nin emeği elbetteki kıymetli olup Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği Hukuk Komisyonu'nda burada olması gerekirdi. BM önemli oranda yetkilerini Göç idaresi Genel müdürlüğü’ne bıraktı. Göç İdaresi de mağdurun ailesinin yanında olması gerekirdi. En kötüsü onların savunmasız ve avukatsız kalmasıdır. Bu süreci yakından takip etmeye devam edeceğiz” dedi.
“MÜCADELE İLE KAZANILAN SOSYAL HAKLAR YOK EDİLDİ”
Fotoğraf: Evrensel
4 saat süren duruşmanın ardından Akdeniz, pandemi nedeni ile yoğun çalışma ve mücadele içerisinde olan Adana Tabip Odası ve emeklilik hakları için mücadele eden Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Sosyal Yardımlaşma Derneğini ziyaret etti. Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş ve TTB ikinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ile yönetim kurulu üyelerinin bulunduğu ziyarette pandemide ve kriz sürecinde yaşanan saldırılara karşı ortak mücadele vurgusu öne çıktı. Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş, “Her alanda beraber olmaya çalışıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki sağlık bir toplumun çevresel, fiziksel ve psikolojik yönden iyilik halidir. O yüzden bizi fabrikadaki iş kazası da ilgilendiriyor, bölgedeki termik santraller de ilgilendiriyor, mülteci konusu da ilgilendiriyor. Sizler de bu mücadelenin içerisindesiniz, sizleri burada görmek bizim için onur” dedi.
Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, ülkenin de dünyanın da ekonomik krizle birlikte ana gündeminin pandemi ve halk sağlığı olduğunu belirterek konu hakkında şunları söyledi:
“İnsanlığın bugün en büyük talihsizliği bir sosyalizm kalkanı olmadan bu pandemiye yakalanmış olması. Sosyalizmin halk sağlığına kazandırdıkları geçmiş yıllarda peyderpey yok edildi. Toplumun bir çok kesiminin mücadeleleri ile elde edilen en temel yanı sağlık olmak üzere sosyal haklar da yok edildi. Yani güçlü kalkanlarımız yok. Çukobirliklerin, Paksoyların, Milli Mensucatların, o devasa fabrikaların olduğu Adana’da kamu iktisadi teşekkülleri adına bir şey yok. Adana işsizler kenti oldu. Orada güçlü sendikalar vardı. Çok güçlü bir sendikal hareketle emek platformları oluşmuştu. Şimdi bu kalkan da kırıldı.”
“GENEL DİRENİŞ HATININ OLUŞTURULMASI LAZIM”
Sermaye ve hükümetle yaptıkları polemiklerde birikiminden faydalandıkları TTB’nin bu koşular altında uluslararası sermayenin topyekün saldırılarına karşı ayakta durmasının takdire şayan bir duruş olduğunu ifade eden Akdeniz, “Palyatif tedbirler olmaz, en az 21 gün tam kapanma. Emekçilere, işçilere, küçük esnafa ekonomik sosyal koruma” dedi. Yürüttükleri kampanyanın sloganının hâlâ geçerli olduğunu belirten Akdeniz, saldırılara karşı ortak mücadele vurgusunu öne çıkardı. Meslek örgütlerinin içi boşaltılarak ve baskı yolu ile sermayenin stratejik programlarına biat eder hale getirilmek istendiğini dile getiren Akdeniz, “Bu ülke demokratikleşmeden bu sorunların çözülmesi, halkın sağlığına kavuşması mümkün görünmüyor. Bu çerçevede bizim önerimiz işçisiyle, memuruyla, meslek örgütleriyle, köylüsüyle, bir genel grev genel direniş hattının oluşturulması” dedi.
“EYT GEÇMİŞ DEĞİL, ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİDİR”
Fotoğraf: Evrensel
Akdeniz'in, EYT Sosyal Yardımlaşma Derneği Adana Şubesi ziyaretinde ise EYT’lilerin bütçeye yük oldukları konusunda yapılan manüplasyonlar gündem oldu. Dernek Şube Temsilcisi Uğur Altuntaş, yaşa takılan 4,5 milyon insanın 20 yılda alacağı para hesaplanarak “750 milyar lira maliyetleri var” şeklindeki sözlere tepki göstererek “Benim emekli olunca 20 sene yaşayacağımın garantisi mi var? Maaşlar asgari ücretin altında. Bir arkadaşımıza daha yeni bin 170 lira maaş bağlanmış” dedi.
Adana’da Çukobirliklerin, Paksoyların, Millimensucatların özelleştirilme süreçlerinde o grevlerin yanında olurken o işçilerin gelecekteki çocuklarının işsizlik sorununa da dikkat çektiklerini ifade eden Akdeniz, bugün de EYT’nin geçmişin değil geleceğin sorunu olduğunu dile getirdi.
Büyük sermayenin 230 milyar liralık vergi borcunun bir kalemde silindiğini dile getiren Akdeniz, “Kodamanların vergi borcunu iktidar olarak siliyorsun, asgari ücretliye 10 kalemde vergi bindiriyorsun. Bu vicdansızlık. O zaman sen sermayenin çıkarına siyaset yapıyorsun. Biz de bunlara yol vermesini bileceğiz. 230 milyar lira da olsa vergi affını yapmasalar size o emekliliği verirler. Siyaseten bir tercih var burada. O yüzden önümüzde işçilerin grevleri, kamu toplu sözleşmeleri, petrokimya iş kolunda, metal iş kolunda sözleşmeler var. Grevler dönemine gidiliyor. İşçi, köylü, EYT’lier birleşebilirse bunu püskürtmek mümkün” dedi.
Evrensel'i Takip Et