Manifesto, komünist partinin ilanıdır
Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından ilk olarak 21 Şubat 1848’de yayımlanan Komünist Parti Manifestosu’nun yazım sürecini Deniz Uztopal yazdı.
İLGİLİ HABERLER
Karl Marx
Diviti keskin, yüreği tutkulu devrimci bilgin: Friedrich Engels
Marx 200 yaşında, Marksizm hâlâ güncel!
Proletaryanın sönmeyen meşalesi: Engels
Deniz UZTOPAL
1836’da Alman mülteciler tarafından Paris’te kurulan “Adiller ligası” 1839’da Barbes ve Blanqui’nin önderlik ettiği “Mevsimler Topluluğunun” başarısız isyanına katılır ve ardından yaşanan baskılardan kurtulmak için Londra’ya taşınır. Dernek ütopik ve eşitlikçi bir komünizm hedefi altında gizli ve komplocu bir işçi örgütü olarak baböfcülükten prudonculuğa kadar farklı komplocu ve iş birlikçi ideolojik akımlardan etkileniyordu.
Örgütün esas teorisyeni Alman mülteci ve terzi olan Wilhelm Weitling’dir. “Olması gerektiği gibi insanlık” adlı kaleme aldığı broşür Liga’nın programını oluşturur. Buna göre zenginlerin adaletsiz paylaşımına karşı çıkmak, tüm baskı ve sömürgelerin kaynağı olan parayı yok etmek temel hedefler arasındadır. Bu çatlak düzene karşı Weitling doğa yasalarının insanın hayır yasalarıyla birleştiği bir komünist düzeni savunur. Bu toplumda bir ailesel düzen, tüm ihtiyaçları belirler ve bir üretim düzeni ise yapılması gereken tüm işleri tanımlar, görev paylaşımı yapar. Tarım ve sanayiyi seçilmiş konseyler yönetir, topluluğun ihtiyaç duyduğu devasa işleri, üyeler için zorunlu olan bir sanayi ordusu gerçekleştirir. Herkes için zorunlu bir çalışma süresi belirlenir ve harcanan emek karşılığında para görevi gören bir mübadele fişi verilir. Ürünlerin değeri harcanan emek süresine göre hesaplanır ve pazarda sadece zorunlu çalışma süresi dışında gönüllü emek ile üretilen ürünler satılabilir. Weitling, 1842’de kaleme aldığı diğer bir kitap olan “Ahenk ve özgürlüğün garantileri”nde kapitalizmin eleştirisini yapar fakat topluma tarihsel bir bakış açısıyla bakamadığından eleştirdiği özel mülkiyet, para, miras vs… gibi tarihsel ve toplumsal olgular ona bir anda yok edilebilecek şeytani icatlar olarak görünür. Kapitalizmin yıkılması konusunda da sabit ve tutarlı bir görüşü yoktur. Kimi zaman yoksulluğun ve sefaletin gelişmesiyle keskinleşeceğini düşündüğü proleterlerin, açların hatta hapishanedeki “eşkıyaların” isyanını savunur, kimi zaman ise kral ve prenslerin mülkiyetlerinin birleştirilmesi ve zengin bir topluluğun oluşturulmasını savunur. Ama en fazla öne çıkardığı yol ve yöntem ise İsa benzeri bir kurtarıcının geleceğini savunan dinsel görüştür.
"CEHALET ASLA KİMSEYE HİZMET ETMEMİŞTİR"
Marx proletaryanın kurtuluş mücadelesine büyük zararlar veren bu ütopik görüşü sert eleştirir fakat Weitling’in dünya görüşü ile hesaplaşması esas olarak 30 Mart 1846’da Brüksel’de kamuoyuna açık bir toplantıda yaşanır. Dönemin birçok sosyalistinin katıldığı bu toplantıda Engels’in kısa bir sunumundan sonra Marx, birçok katılımcının tanıklığına göre, Weitling’in dünya görüşünü proletaryanın mücadelesine boş ve ütopik hayaller yayarak zarar verdiğinden dolayı adeta altüst eder. Sert eleştirilere cevap vermeye çalışan Weitling titreyen ve şaşırmış bir sesle Liga’nın oluşmasında oynadığı role değinmeye çalışır fakat Marx kızgın bir şekilde sandalyeden sıçrayarak, masaya sert bir şekilde vurarak kulaktan kulağa yayılacak o ünlü cümlesini haykırır: “Cehalet asla kimseye hizmet etmemiştir.”
Marx ve Engels’in her türden ütopik dünya görüşüne karşı eleştirileri ve dünya görüşleri, artan bir kesim içinde, özelliklede Liga’nın yöneticileri arasında yankı bulur. 1847’in ilk aylarında Alman devrimci Joseph Moll, Brüksel’de bulunan Marx’ı ve Paris’te olan Engels’i Liga’ya üye olma konusunda ikna etmekle görevlendirilir. Avrupa’da yaklaşan bir devrimin ayak seslerini gören Marx ve Engels teklifi kabul eder ve fakat proletaryanın gerçek devrimci partisini oluşturma konusunda eleştirilerini yenilerler. Bunun üzerine Adiller Ligasının genel kongresi haziran 1847’de Londra’da toplanır. Engels Parisli komünistleri, Wilhelm Wolff ise Brükselli komünistleri temsil eder, fakat Marx bu kongreye maddi sıkıntılardan dolayı katılamaz. Katılan delege sayısı çok sınırlıdır, fakat örgüt demokratik temeller üzerinden yeniden inşa edilir, nihai siyasi hedefi yeniden tanımlamaya yönelik tartışma yürütülür ve buna bağlı olarak örgütün ismi de “Komünistler Ligası” olarak değiştirilir. Weitling’in taraftarlarının ise ihracı onaylanır. Londra grubu bir program taslağı sunar fakat Engels’e göre bu broşür hâlâ birçok ütopik ve romantik formüller barındırır. Fakat buna cepheden karşı çıkmaktan çok Engels kimi değişikliklerin yapılmasını ve tartışılmasını önerir. Kongre aynı sırada bir dergi çıkarma kararı da verir: “Komünist dergi”. Derginin ilk ve tek sayısı eylül 1847’de çıkar ve kapakta bulunan şiarı örgütün yeni çizgisini ortaya koyar: “Tüm ülkelerin proleterleri, Birleşin”.
Kuruluş kongresinin ilan edilmesinden sonra 30’dan fazla ülkeden grup temsilcilerinin bir araya gelmesiyle örgüt ikinci kongresini 11 Kasım ile 8 Aralık 1847’de toplar. Kongre program kongresidir, Londra grubunun taslağı tartışılacaktır, Paris grubundan ise Moïse Hess bir taslak hazırlar, sunulan taslakların eksikliğini bilen Marx ise kimi tezlerden oluşan bir taslak hazırlar ve Brüksel grubuna sunarak onaylatır. Paris’e tekrar dönen Engels, Hess’in taslağını sert eleştirir ve acil olarak 25 soru ve cevaptan oluşan “Komünizmin İlkeleri” taslağını onun yerine kaleme alır.
MANİFESTO, KOMÜNİST DÜNYA GÖRÜŞÜNÜN MADDİ TEMELLERİNİ TARİHSEL OLARAK ORTAYA KOYAR
Londra kongresinde sunulan farklı taslaklar tartışılır, Marx ve Engels tüm ütopik ve dünyayı toz pembe gösteren cümleleri sert bir şekilde eleştirirler. Kongre partinin genel hatlarıyla onayladığı tezlerin kamuoyuna ilan edilmesi için, Liga’nın Merkez Komitesinin onayına sunmaları için iki dostu görevlendirir. Birkaç ay sonra şubat ayının son günlerinde yayımlanan Manifesto hem komünist dünya görüşünün maddi temellerini tarihsel olarak ortaya koyar hem de bu nihai hedefe ulaşmanın olmazsa olmaz aracı olan Komünist Partisinin manifestosu olarak yayımlanır.
Evrensel'i Takip Et