Batı ittifakı geri mi dönüyor?
Pandemi nedeniyle ertelendiği açıklanan Münih Güvenlik Konferansı, dijital olarak gerçekleştirildi. Biden, Merkel, Macron ve Stoltenberg konferansta sunum yaptı.
Fotoğraf: Angela Merkel (solda), Pixabay | Emmanuel Macron (ortada), DHA | Joe Biden (sağda), Flickr
Yücel ÖZDEMİR
Köln
Geleneksel Münih Güvenlik Konferansı pandemi nedeniyle iptal edilmesine rağmen, dijital olarak özel bir oturum düzenlendi. ABD Başkanı Biden, Almanya Başbakanı Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un katıldığı toplantıda transatlantik ilişkilerin güçlendirilmesine dikkat çekildi. Savaş karşıtları resmi konferans iptal edilmesine rağmen Marienplatz'da bir araya gelerek silahlanmaya karşı taleplerini haykırdı.
Her yıl geleneksel olarak emperyalist devletlerin temsilcileri, silah tekelleri ve savaş lobisinin buluşmasına sahne olan Münih Güvenlik Konferansı bu yıl pandemi nedeniyle yaz aylarına ertelendi. Buna rağmen geçtiğimiz cuma günü dijital ortamda ABD Başkanı joe Biden, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in sunumlar yaptığı özel bir oturum düzenlendi.
Genel olarak Çin ve Rusya'nın hedefe konulduğu, NATO çatısı altındaki transatlantik ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğinin öne çıkarıldığı konuşmaları, Alman basını “Transatlantik ittifakı geri döndü” şeklinde duyurdu. Geçen yıl “Westlessness/Batısızlık” başlığı altında düzenlenen toplantıda da asıl olarak transatlantik ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilmişti.
BIDEN: ÇİN VE RUSYA'YA KARŞI TRANSATLANTİK İTTİKAFI GERİ DÖNDÜ
İki yıl önceki konferansa “ABD eski başkan yardımcısı” sıfatıyla katılan Joe Biden’ın devlet başkanı olarak katıldığı ilk önemli uluslararası toplantı olma özelliği de taşıyan Münih Güvenlik Konferansı’nda Biden, AB ülkeleriyle ABD arasındaki ilişkilerin yeniden güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
Konferans Başkanı Wolfgang Ischinger tarafından bu kez “Batısızlıktan sonra” diye adlandırılan toplantıda konuşan Biden, bir bakıma dört yıl boyunca izleyeceği dış politika çerçevesini AB’li müttefiklerine anlatarak, “Amerika geri döndü. Transatlantik ittifak geri döndü” dedi. Biden 6 Ocak’taki Kongre baskınının genel olarak demokrasi karşıtı otoriterleşme isteğinin sonucu olduğunu belirterek, benzer eğilimlerin Avrupa’da da olduğunu ifade etti ve Macaristan ile Polonya’nın adını telaffuz etti.
Biden, uzun vadede stratejik rakip Çin’deki gelişmelere dikkat çekerek, “Gelecek konusunda yaşanan yarışı kazanmamız gerekiyor” dedi. Çin firmalarının ABD ya da AB firmaları için geçerli olan kurallara uyması gerektiğini de söyleyen Biden, Çin ile rekabette transatlantik güçlerin birlikte hareket etmesi çağrısında bulundu ve dolaylı olarak AB’nin Çin ile imzaladığı Yatırım Güvencesi Anlaşmasını eleştirdi. Rusya'yı ise transatlantik ittifakı zayıflatmakla suçladı.
Konuşmasına ayrıca NATO’nun daha önce aldığı bütçenin yüzde 2’sinin silahlanmaya ayrılması yönündeki kararının hayata geçmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Böylece, ABD dış politikasının hedefinde Trump döneminde olduğu gibi Çin, Rusya ve silahlanma olduğunu Biden konuşmasında göstermiş oldu. Trump dönemiyle bu açıdan ciddi bir farklılık olmayacak.
MERKEL: YÜZDE 2 HEDEFİNE YAKLAŞIYORUZ
ABD'nin yeniden Dünya Ticaret Örgütü'nde (DTÖ) ve Paris İklim Anlaşması'nda dönmesini selamlayan Almanya Başbakanı Angela Merkel ise NATO’nun silahlanma için 2024 yılına kadar belirlediği yüzde 2 hedefine yaklaştıklarını söyledi. Almanya, kararın alındığı dönemde yüzde 1,1 savunma harcamalarına ayırırken bu miktar günümüzde 1,5’e kadar çıkmış durumda. Biden’ın Çin ve Rusya konusunda söyledikleri karşısında sessiz kalmayı tercih eden Merkel, NATO’nun Afganistan’da kalmaya devam etmesi gerektiğini de savundu.
MACRON: AVRUPA STRATEJİK OTOMOMİYİ GÜÇLENDİRMELİ
Toplantıda konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Biden’ın özellikle Çin konusunda çizdiği tabloya mesafe koyarak, “Avrupa stratejik otonomluğunu güçlendirmeli ve kendi güvenliği için daha fazla sorumluluk üstlenmeli” dedi. Böylece Trump döneminde başlayan Avrupa’nın güvenliği ve çıkarlarının ABD’den bağımsız ele alınması gerektiği politikasını bir kez daha dile getirdi. Macron daha önce transatlantik ilişkilerdeki zayıflamaya dikkat çekerek, “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” demişti.
PROTESTO DEVAM ETTİ
Güvenlik Konferansı her yılki gibi Bayerischer Hof Oteli’nde toplanmasa da savaş karşıtları Marienplatz’da bir araya gelerek eylemlerini sürdürdü. Cumartesi günü yaklaşık 500 savaş karşıtı savaşa ve silahlanmaya karşı buluştu. Yapılan konuşmalarda resmi konferans ertelenmiş olsa da savaş planlarının yapılmaya devam edildiğine dikkat çekildi. Korona dönemindeki kapanmalara atıf yapan göstericiler “Silahlanma, militarizm ve savaş için kapanma” şeklinde dövizler açtılar.
Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Tobias Pflüger yaptığı konuşmada ABD’ye Almanya’daki askerlerini çekmesi çağrısında bulundu.