ODTÜ bileşenlerinden "Baskılara son, rektörlüğe demokratik seçim" çağrısı
ODTÜ'de öğrenciler, akademisyenler ve mezunlar, yaptıkları ortak açıklamayla "Baskılara son, rektörlüğe demokratik seçim" çağrısında bulundu.
Fotoğraf: Evrensel
ODTÜ öğrencileri, Eğitim Sen ODTÜ İş Yeri Temsilciliği, ODTÜ Mezun Dernekleri Konseyi ve Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği yaptıkları ortak açıklamada, polis baskısının son bulmasını, öğrenci topluluklarını kapatma kararlarının geri çekilmesini, Cinsel Tacizi Önleme Birimleri, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi gibi araçların etkin bir şekilde kullanılmasını talep etti. Açıklamada “Rektörlük seçimlerinin demokratik bir şekilde üniversite bileşenlerinin katılımını sağlayacak şekilde geri getirilmesini ve üniversite yönetimlerinde öğrenciler, akademisyenler ve emekçilerin söz sahibi olmasını talep ediyoruz” denildi.
İktidarın üniversiteler üzerindeki baskı, sindirme ve dönüştürme politikalarına karşı öğrenci, mezun, akademik ve idari tüm çalışanların oluşturduğu ODTÜ bileşenlerinin bir arada olduğu belirtilen açıklamada, “Bizler üniversite kapılarına kelepçe vuran, akademisyenleri, öğrencileri, emekçileri ve adeta kendisi dışında herkesi terörist ilan eden bu işleyişi kabul etmiyoruz. Üniversitelerimizi savunuyoruz" denildi.
Açıklamada, toplum yararına özgürce bilim, sanat üretmesi gereken üniversitelerin, iktidarın müdahalesiyle kısıtlandığı ifade edildi.
YÖK’ün kuruluşundan itibaren antidemokratik uygulamaların, rektörleri üniversitelerde tek karar merciine dönüştüren yasal düzenlemelerin ve kampüslerdeki polis baskısının devam ettiği belirtilen açıklamada, iktidarın müdahalelerinin akademisyenlerin tutuklanmasından, öğrenci kulüplerinin kapatılmasına kadar geniş bir alanı kapsadığı vurgulandı.
Açıklamada AKP’nin üniversiteleri belli bir azınlığın hem ideolojik hem de ekonomik çıkar merkezi haline getirerek üniversitelerin özgür, özerk ve demokratik yapılarının yerine, sorgulamadan biat eden bir yapı inşa etmeye çalıştığı değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada, “Bütün bu politikaları gerçekleştirmek ve ses çıkaran bizleri parçalamak için her zaman yaptıkları gibi marjinalleştirme ve toplumdaki derin kutuplaşmayı körükleme çabalarına girişmişlerdir. Bunun en yakın örneği ise Boğaziçi’ndeki LGBTİ+ öğrencilere karşı adeta bir linç kampanyası yürütülerek bir nefret suçu işlenmesidir” denildi.
"BARIŞÇIL PROTESTO HERKESİN HAKKIDIR!"
Barışçıl protestoların herkesin hakkı olduğu, tutuklanan bütün öğrencilerin derhal serbest bırakılması, ev hapsi ve yurt dışı yasaklarının geri çekilmesi, polis baskısının son bulması gerektiği vurgulanan açıklamada, bu süreçte kapatılan öğrenci topluluklarını kapatma kararlarının geri alınması, üniversitelerde öğrenci toplulukları üzerindeki baskıların son bulması, Cinsel Tacizi Önleme Birimleri, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi gibi araçların etkin bir şekilde kullanılması talep edildi.
Açıklamada “Rektörlük seçimlerinin demokratik bir şekilde üniversite bileşenlerinin katılımını sağlayacak şekilde geri getirilmesini ve üniversite yönetimlerinde öğrenciler, akademisyenler ve emekçilerin söz sahibi olmasını talep ediyoruz” denildi. (Ankara/EVRENSEL)