25 Şubat 2021 05:00

Gönülçelen kelimeler atlasım

Hani bazı kelimeler vardır tınısı anlamından bağımsız içimizi titretir, bizi alır götürür. Hani bazı kelimeler vardır bilmediğiniz bir dildendir ama içimizi ısıtır.

Fotoğraf: Pixabay

Halis Ulaş
Halis Ulaş

“Harfiyat” başlıklı bir önceki yazımda dilin eksiğimizden mamul olduğunu ve dile girebilmek için konuşan özneler olarak bedel ödediğimizi yazmıştım. Oysa bazı diller için ödenen bu bedel muktedirler tarafından yeterli bulunmaz. Anamızdan emdiğimiz dili burnumuzdan getirerek bedel ödetmeye devam ederler.

“Söz iyileştirir” diye bitirmiştim son yazımı.  İyileştiriciliği bazen sözün tınısının bazen de anlamının içimizde bir yerlere değmesindendir. Hani bazı kelimeler vardır tınısı anlamından bağımsız içimizi titretir, bizi alır götürür. Hani bazı kelimeler vardır bilmediğiniz bir dildendir ama içimizi ısıtır. Hani bazı kelimeler vardır anlamını öğrendiğinizde gönlünüzü çeler.

Angutawkun: (İnuit dili) Aynı kadınla farklı zaman dilimlerinde evlenmiş erkek.

Bûka Baranê (Kürtçe) Türkçeye çevrildiğinde “yağmurun gelini” anlamına gelen bu kelime muzip bir bilmeceyi çağrıştırmaktadır. Rengarenk kıyafetlerini giymiş bir gelin imgesi yağmurla bütünleştiğinde bilmecenin cevabı da ortaya çıkar. “Gökkuşağı” …

Huiji jiyi: (Çince) Hastalığı anlaşılmasın diye doktorun tavsiyelerine uymamak.

Jayus: (Endonezce) İnsanı güldürecek kadar kötü fıkra anlatmak.

Karaşın: (Türkçe) Bu kelimenin Ece Ayhan tarafından sarışının tersi olarak ortaya atıldığı iddia edilmiştir. Hatta Haydar Ergüler bir yazısında Ece Ayhan’ı “Karaşın Uçbeyi” olarak tanımlar. Ancak Ece Ayhan bu kelime ile ilişkili olarak; “Karaşın sözcüğünü benim ortaya attığımı sanıyorlar, halbuki öyle değil. ‘Karaşın’ sözlükte var, ‘sarışın’ın tersi!” der. Gerçekten de Türk Dil Kurumunun Sözlüğünde “karaşın” kelimesi, bir uçbeyi olarak olmasa da “Rengi karaya çalan, esmer (kimse)” olarak yerini almıştır. 

Kebîkeç (ﻛﺒﻴﻜﺞ): (Süryanice) Eskiden el yazması kitapları güve yememesi için yazılan tılsımlı bir kelimedir. Kitapların genellikle ilk sayfasına “kebîkeç”, “yâ kebîkeç”, “yâ hafîz yâ kebîkeç” şeklinde yazılırmış. Kelimenin böcekleri yok etmekle görevli meleğin adı olduğu ve böceklerin o melekten korktuğu için el yazması kitaplara zarar vermediği rivayet edilir. Kebîkeç aynı zamanda bilimsel adı Ranunculus asiaticus olan Acem Düğün Çiçeğinin diğer adıdır. Bu çiçeğin kitapların arasına konulduğunda böceklerden koruyacağına da inanılmaktadır.

Kintsugi: (Japonca) Tam da bu kusursuzluk arayışın ortasında, pırıl pırıl parlayan bir geleneğin adıdır Kintsugi. Çömlek, vazo, bardak gibi seramiklerin kırıldıkları yerden altınla birleştirilmesi sanatına verilen isimdir.

Mamihlapinatapai: (Şili Yaghan Dili) Aynı şeyi arzu eden iki kişinin hareketi karşı taraf başlatsın umudu ile birbirlerine yönelttikleri bakış.

Ngali, Batı Avustralya Aborjin Jiwali Dilinde sen dahil biz ikimiz anlamına geliyormuş. Ngaliju sen hariç biz ikimiz; nganthurru, sen dahil biz hepimiz; nganthurraj ise sen hariç biz hepimiz anlamına geliyormuş. Biz deyip geçmemek lazım…

Petrichor: (İngilizce) Bu kelime İngilizce olmasına karşın kökeni Eski Yunana kadar gitmektedir. Petro (kaya) ve ichor (Tanrıların damarlarında dolaşan sıvı) kelimelerinin birleşiminden oluşmakta. Türkçeye “Yağmurdan sonraki toprak kokusu” olarak çevrilebilir.

Razbliuto: (Rusça) Bir zamanlar sevilen ama artık sevilmeyen biri için duyulan his.

Samir: (Farsça) Gece ay ışığında konuşan kişi anlamına geliyormuş.

Sensemek: (Türkçe) Türkçe olmasına karşın çok da kullanılmayan bir kelimedir. XV. yüzyılda yaşamış İznik doğumlu Divan şairi Hümami tarafından “Sensedim” adlı gazelde kullanmıştır.

Gazelin taç beyiti şöyledir:“Ben Hümâmî, düşmüşem derdine nitekim SüheylKandasın dermân, yetiş ey Nevbahar’ım, sensedim!”

Ben'in sen'i özlemesi, ihtiyaç duyması, susaması olarak açıklanabilecek bir kelimedir.

Serendipity: (İngilizce) 09.10.2010 tarihinde Yıldırım Türker’in bahçesinde de çiçek açan bu kelime İngiliz siyasetçi ve yazar Horace Walpole tarafından türetilmiştir. Walpole 28 Ocak 1754 tarihinde yazmış olduğu bir mektupta kelimenin ortaya çıkışını şöyle anlatmış: “Bu buluşumun kendisi bir serendipity ürünü; çok kullanışlı bir sözcük, daha nasıl desem bilemiyorum, iyisi mi anlamındansa nereden türediğini anlatayım. Saçma bir peri masalı okumuştum, adı ‘Serendip’in üç prensi’ idi. Haşmetliler gezdikçe kazayla ya da ferasetleri sonucu, durmadan peşinde olmadıkları şeyleri keşfediyorlardı.” Serendip, Seylan’ın, yani şimdiki Sri Lanka’nın kadim adı. Walpole’un sözünü ettiği masal da eski bir İran masalı. Kelime Türkçeye “Aramazken bulunan şans eseri değerli şeyleri keşfetme yeteneği, mutlu tesadüf.” olarak çevrilmektedir.

Tartle: (Keltçe) Birini tanıtırken adını unuttuğun için tereddüt etmek.

Textpectation: (İngilizce) Yeni kuşak olan bu kelime teknolojik ilerlemenin dile kattığı bir kavramdır.  Hani cep telefonundan mesajını uzun uzun yazarsın ve gönderirsin. Gelecek cevap senin için önemlidir, heyecanla beklemeye başlarsın. “Yazıyor” görülür ama bir türlü gelmez o mesaj. İşte bu kelime sen o mesajı beklerken ki hissettiğin duygudur.

Tsundaoku: (Japonca) Bir kitabı alıp henüz okumadan, daha önce alınıp okunmamış kitapların arasına koymak.

Ubuntu: Güney Afrika’da bir antropolog çalıştığı kabilenin çocuklarına oyun oynamayı önerir. Çocukları meydana toplar. İleride bir ağacı işaret eder antropolog. Gösterdiği ağacın altına meyveler koyduğunu ve o ağaca ilk ulaşanın tüm meyvelere sahip olacağını söyler. Çocuklara “Haydi, şimdi koşun! Birinci olan meyveleri alacak!” der. O an bütün çocuklar el ele tutuşur ve birlikte koşarak ağacın altına ulaşırlar ve hep birlikte meyveleri yemeye başlarlar. Antropolog çocuklara ne yaptıklarını sorduğunda “Biz ‘ubuntu’ yaptık.” cevabını alır.  Güney Afrika dilinde “ubuntu” olarak tanımlanan kelime, Uganda ve Tanzanya’da “obuntu”, Zimbabve’de “unhu” olarak adlandırılıyormuş. “Ubuntu” Türkçeye en sade anlatımla “Ben yerine biz” ya da "Ben, biz olduğumuz zaman benim." şeklinde çevrilmektedir.

Wo-mba: (Kamerun yerel dili) Bir çocuğun uykudaki gülücüğünü görmek.

Yiyuan: (Çince) Bir insanın gerçekleşmeyen son arzusu    

21 Şubat Dünya Anadili Gününüz kutlu olsun…

Meraklısına not: Bu yazıdaki kelimelerin seçiminde kaynak olarak yaralandığım Metis Ajanda 2012: Olmayan Kelimeler’de sizin de gönlünüzü çelebilecek kelimelerle karşılaşabilirsiniz. 

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI