26 Şubat 2021 09:14

Akademisyenler: Boğaziçi Üniversitesi'nde seçilen atanmıyor, atanan istifa edemiyor

Boğaziçi Üniversitesinde akademisyenler, Sosyal Bilimler Enstitüsüne atanan meslektaşlarının istifa talebinin işleme konulmamasını ve seçtikleri kişinin ise atamasının yapılmamasına tepki gösterdi.

Fotoğraf: @budirenisi'nin paylaşımından ekran görüntüsü alınmıştır

Paylaş

Boğaziçi Üniversitesine atanan kayyum rektör Melih Bulu’ya karşı akademisyen ve öğrencilerin eylemleri 54. günü geride bıraktı. Bir kez daha Üstün Ergüder Meydanı’nda bir araya gelen Boğaziçili akademisyenler, rektörlük binasına sırtlarına dönerek kayyum rektörün istifasını istedi, “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” dedi. Akademisyenlerin açıklamasına destek veren öğrenciler de “Kayyum rektör istemiyoruz” sloganını attı.

ZORLA ATAMAYA İSTİFA ENGELİ 

Akademisyenler bu hafta yaptıkları açıklamada, Sosyal Bilimler Enstitüsüne kendi iradesi dışında atanan meslektaşlarının istifa talebinin bir aya yakın süredir işleme konulmazken demokratik yollarla seçtikleri enstitü müdürünün ise atamasının yapılmamasına tepki gösterdi. Ayrıca seçilen mühendislik fakültesi dekanın atamasının da yapılmadığını dile getiren akademisyenler “Atanmış rektör, üniversitemizim teamüllerine aykırı olarak atanmış hukuk fakültesi dekanını üniversite yönetim toplantısına katmakta bir beis görmemiştir” dedi. 

Demokratik irade ve sandığa her fırsatta vurgu yapan siyasi iktidardan aldıkları ilhamla demokratik hakları için mücadeleye devam edeceklerini bildiren akademisyenler “Atanmış rektör, rektör yardımcıları ve atanmış hukuk fakültesi dekanını istifaya davet ediyoruz. Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” çağrılarını yineledi. 

Üniversite kampüsü ve Hisarüstü Mahallesi’nin polis ablukasında tutulmasına tepki gösteren akademisyenler “Tutuklu ve ev hapsinde tutulan tüm öğrencilerimizin serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.

Akademisyenlerin açıklamasının tam metni şöyle:

"Değerli arkadaşlar,

Bugün 26 Şubat Cuma. Üniversitemizde polis ablukası devam ediyor. Öğrenci ve hocaları ellerindeki ağır makineli tüfeklerle sindirmeye çalışan polis timleri, iki aydır her gün Nispetiye caddesinde konuşlanan onlarca TOMA ve akrep ve Hisarüstü mahallesini garip bir labirente çeviren polis bariyerleri hâlâ yerli yerinde. Bunca polisin üniversite etrafında asla gelmeyecek bir tehdide karşı eli tetikte beklemesi ve vatandaşlar olarak ödediğimiz bunca verginin sürekli çalışır durumda tutulan polis araçlarına gereksizce harcanması kabul edilemez. Bu şiddetin derhal son bulmasını talep ediyoruz.

Bu hafta da gayrimeşru rektör atamasına karşı verdiğimiz mücadeleyi çeşitli etkinliklerle devam ettirdik. Pazar akşamı artık mutat hale gelen hocalar forumumuzu geniş bir katılımla gerçekleştirdik. Birçok platformda, yapılan atamaların ve atama süreçlerinin yanlışlığını seslendirmeye devam ediyoruz. Bu akşam ODTÜ bileşenleri ile ortak düzenlediğimiz “Akademiyi Tahrip Rejimi: Hasan Tan’dan Melih Bulu’ya “Olağanüstü” bir Tarihçe” isimli panelle haftayı noktalıyoruz. Mücadelemiz yurt içinde ve yurt dışında birçok üniversiteden ve farklı toplumsal kesimlerden gelen destek mesajlarıyla zenginleşiyor, büyüyor. 

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri de itirazlarını yüksek sesle dile getirmeye devam ediyorlar. Anayasal haklarını kullanmalarına rağmen kendilerine yöneltilen çirkin siyasi söylemlere dirayetle karşı duruyorlar. Kurdukları internet televizyonu, yaptıkları forumlar, basın açıklamaları ve akademik içerikli toplantıların yanında sanatsal aktivitelerle de direnişlerini sürdürüyorlar.      Bu hafta düzenledikleri açık dersler; insan hakları savunucusu, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve dünyaca ünlü düşünür Judith Butler’in seminerleri ile devam etti. 

Bu hafta da yine, üniversitemizin özerk ve demokratik işleyişini hedef alan saldırılar ve iktidarın vesayetini kurumsallaştırmaya yönelik çabalarla karşı karşıya kaldık:

  • Sosyal Bilimler Enstitüsüne kendi iradesi dışında atanan meslektaşımızın istifası neredeyse bir aydır işleme konmazken, demokratik yöntemlerle seçtiğimiz Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürümüz ve Mühendislik Fakültesi Dekanımızın resmî atamaları halen gerçekleşmedi.
  • Buna karşın atanmış rektör, üniversitemizin usul ve teamüllerine aykırı olarak göreve gelen Hukuk Fakültesi Dekanı’nı, Üniversite Yönetim Kurulu toplantısına davet etmekte bir beis görmedi. 
  • En kısa zamanda seçilmişlerin resmî olarak göreve başlamasını talep ediyoruz. Demokratik irade ve sandığın önemine her fırsatta vurgu yapan ülke yöneticilerinden ilham alarak bu konuda ısrarcı olmayı sürdüreceğiz.

1980 askerî diktatörlük dönemi sonrası seçilmiş ilk rektörümüz olan Üstün Ergüder, çok değerli akademik kariyerinin yanında Türkiye üniversitelerinin demokratikleşmesinde öncü rol oynamış bir bilim insanıdır. Üstün Hocamıza iktidarın en üst makamlarından yöneltilen tehditleri bir kez daha kabul edilemez buluyor, esefle kınıyoruz.       

Üniversitede partizanca bir kadrolaşma mantığıyla tepeden dayatılan fakültelerin biz hocalar için gayrimeşru olduğunu nöbetimizin sekizinci haftasında bir kez daha vurgulamak isteriz. Atanmış Rektör, Rektör Yardımcıları ve Hukuk Fakültesi Dekanı’nı istifaya davet ediyoruz.   

Son söz olarak, tutuklu ve ev hapsinde bulunan öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Kabul etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz." (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İzmir'de HDP'lilerin Selahattin Demirtaş açıklamasına polis engeli

SONRAKİ HABER

Kamuda toplu sözleşme öncesi özelleştirme tartışmaları işçileri tedirgin ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa