Pandemide kadın esnaf: Bıçak kemiğe dayansa da umut etmekten vazgeçmeyeceğiz
Sultangazi’de kadın esnaflarla pandemi sürecini, neler yaşadıklarını, taleplerini ve güncel gelişmeleri konuştuk.
Fotoğraf: Evrensel
Güneş GÜRSOY
Sultangazi-İSTANBUL
Türkiye’nin pandemi ile imtihanında bir yılı doldurmak üzereyiz. Bu süreçten hepimiz çeşitli biçimlerde etkilendik. Pandemi nedeniyle iş yerleri kapatılan esnaf da büyük bir çıkmaz içinde. Ekmekvegul.net için hazırladığımız ve 4 gün süren dosyamızda bir süredir sesini duyurmaya çalışan esnaflardan bahsettik. Sultangazi’de kadın esnaflarla bu süreci, neler yaşadıklarını, taleplerini ve güncel gelişmeleri konuştuk. Bu yazı ile de kadın esnafların neler yaşadıklarının toplamını ortaya koymaya çalışacağız.
Mahallemizde bir hafta boyunca tanıdık, tanımadık kadın esnaflarla gerçekleştirdiğimiz sohbette hem birbirimizi görüp, soluklanmış olduk, hem de çoğunun da ifade ettiği gibi dillendiremediklerini, içlerinde birikenleri anlattıkları bir araç yarattık.
Belki çoğunlukla benzer işleri yapanlarla konuşabildiğimizden belki de küçük farklılıklar olsa da benzer sorunlarla uğraştıklarından çok farklı şeyler duymadık, ama “Biz de varız” dedi kadın esnaflar. “1 yılı bulan pandemi ile hayatınızda neler değişti” sorusunu yönelttik kadınlara. Her şeye rağmen her biri güler yüzle karşıladı bizi, her birimizin onca kafa doluluğuna rağmen farklı bir motivasyonla bitti çoğu sohbetimiz. Fırıncı Songül’ün daha yeni ceza yemiş olmasına rağmen dükkanından ayrılırken ‘Yine konuşalım her şeye rağmen umut var’ demesi, Eczacı Dilek ile “Çok kısa sorular” deyip 1 saati aşan sohbetimiz sözümüzü paylaşıp büyütmeye özellikle bu süreçte ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu gösterdi.
SADECE KENDİLERİ İÇİN DEĞİL DİĞER ESNAFLAR İÇİN DE ENDİŞE DUYUYORLAR
Pandemi için alınan önlemlerin ve hafta sonu yasaklarının esnafı nasıl bir çıkmaza sürüklediğini dinledik kadınlardan. Çiçekçi bir ablamız yaklaşan kredileri nasıl ödeyeceğini düşündüğünden çok sıkıntılıydı. Bir şekilde idare ettiğini söyleyen kuaförlerden biri “Biz yine küçük esnafız, büyük wesnafın işi daha zordur bence. 10 elemanı olanın beli daha çok bükülüyordur. Böyle gitmesine dayanırız dayanmasında ama bitsin artık bu süreç” dedi. Başka bir kuaför kadın, “Tamam ben hadi kira vermediğimden bir şekilde idare ediyorum ama ya tek gelir kaynağı dükkânları olup, aylardır kapalı olan onlarca arkadaşlarımız ne olacak? Onları düşünmeden nasıl yapalım? Gözümüzü kapatamayız” endişesini aktarıyordu. Son cümlesini aktardığımız Kuaför Sevda durumu kendisi ve tanıdıkları için anlatırken bir yandan telaşla müşterisi ile ilgilenip bir yandan telefonlara cevap veriyor. Yasaklardan dolayı erken kapatmak zorunda olduklarından tek tük gelen müşteriden de olmamak için acele eden Sevda, getirilen yasakların hiçbir şeyi çözmediğini, özellikle kendilerini daha da sıkıştırdığını ekliyor.
‘EVİMİ SATTIM, BORCUMA YAPILANDIRMA YAPTIM’
Tanış olduğumuz Kuaför Songül ise psikolojisinin bozulduğunu söylerken durumunu tüm o dolmuşlukla ama tane tane açık bir şekilde anlatıyor: “Evde stres, dükkâna gelip bir de burada stres. Müşteri yok, saatlerce ödemeleri düşünüp oturmaktan, 23 yıllık esnaf olup kapatmayı düşünmekten büyük stres yaşıyoruz. Evimi sattım, yapılandırmalar yaptım. Daha ne olsun? Çözüm de üretilmiyor.”
Kuaför Selma var bir de. Kendi durumunun diğer esnaf arkadaşlarına göre daha iyi olduğunu söylerken o da artan malzeme fiyatlarına ateş püskürüyor: Bağlı olduğumuz oda, malzemeci bize zammı müşteriye yansıt diyor ama hem çözüm değil hem de bunu yapmaya cidden vicdanımız el vermiyor.’ Bu iyi niyeti aslında tüm süreci bir şekilde geçirmeye çalışmasına da yansımış. Elemanlarını ‘Gerekirse ben izinli olayım ama onlar işsiz kalmasın’ diyerek çıkarmayı asla düşünmediğini, eşinin de burada destek olduğunu, komşusu ile evde öğrenciler olduğundan, onlar internet edinene kadar kendi internetini paylaştıklarını ekleyerek vicdanını ve aslında dayanışmayı ve kendi çözümlerimizi kendilerinin ürettiğini örneklerle anlatıyor.
‘VERGİLERİMİZİ ERTELEMESİNLER, SİLSİNLER’
Yol üzerinde görüp sohbet teklif ettiğimiz, teklifimizi seve seve kabul eden bijuteri dükkânındaki Derya ise “Konuşmayı çok severim ben anlatırım beni tutmazsanız” diye gülerek söze başlayıp, “Vergileri ertelemek yerine birçok şirkete yaptıkları gibi silebilirler. Tam kapanma yaşansın ve bu süreç bitsin” diyerek pek çok sohbetten çıkan bu ortak talebi net bir şekilde dile getirmiş oluyor.
Genel olarak devlet desteğinin koşulsuz herkese olduğu, önlemlerin alındığı, vergilerin ertelendiği değil silindiği gibi talepleri net olarak dile getiren kadınlar, yorulmuş, psikolojik olarak bu süreçten fazlasıyla etkilenmiş olsa da bir o kadar umutlu, dayanışmacı yaklaşıyor.
DOSTLUKLARI BOZAN KARŞILIKLI MAĞDURİYETLER
Esnaflar açısından yaşanan bir yıllık sürece mükelleflerinden somut örneklerle tanıklık eden, hatta bizzat sürece dâhil olan mali müşavir Türkan ile değerlendiriyoruz. En genelinde kapatmayı net bir şekilde kafamıza oturtup, ‘Evet, bu tam bir kapatma değil, kepenk kapatma çünkü insanlar bir umut bekliyorlar. İşlerimiz azalmadığı gibi dostluk ilişkisi geliştirdiğimiz mükelleflerimizle kötü duruma düşüyoruz. Muhasebe ücreti almıyoruz bir yıldır. Kanunlara dayalı olduğumuz için muhasebe ücreti almasan da makbuz kesmek zorundasın. Hiç gelir elde etmeden gelir elde etmiş gibi makbuz kestirip onun da gelir vergisini ödettiriyor sana devlet. Mağduriyet katlanmış oluyor böylelikle karşılıklı olarak” diyor ve ekliyor: “Büyük şirketlerin borcunu sildiği gibi halkın/esnafın borcunu tabii ki silebilirdi.”