28 Şubat 2021 23:20

Aydın Geri Gönderme Merkezinde kalan mülteciler: Burası bir merkez mi, hapishane mi?

Geri gönderme merkezleri (GGM) sık sık mültecilerin yaşadıkları şiddet, kötü muamele ve hakaret gibi hak ihlalleriyle gündeme geliyor. Mülteciler, GGM’lerde yaşadıkları sorunların çözülmesini istiyor.

Fotoğraf: Ercüment Akdeniz

Paylaş

Eda AKTAŞ
Aydın

Geri gönderme merkezleri (GGM) sık sık mültecilerin yaşadıkları şiddet, kötü muamele ve hakaret gibi hak ihlalleriyle gündeme geliyor. İnsanca bir yaşam için ülkesini terk eden mülteciler, GGM’lerde yaşadıkları sorunlara karşı çözüm bulunmasını talep ediyor.

Son olarak 23 Şubat günü 19 yaşındaki Afganistanlı mülteci Sayyid Ümit Sadat’ın intiharı ile gündeme gelen Aydın Geri Gönderme Merkezinde mültecilere yönelik şiddet uygulandığı iddia edildi. Ayrıca intihar olayından sonra Aydın GGM’de kalan mültecilerin çoğunun bırakıldığı bilgisi verildi. Aydın Barosu da olayın takipçisi olduğunu duyurdu.

DARP RUTİN HALE GELMİŞ

Aydın GGM’de kalan mülteciler, intihar ettiği söylenen Sadat’ın ve merkezde yaşayan birçok kişinin görevliler tarafından hakarete ve şiddete maruz kaldığını aktardı.

Avukatı aracılığıyla bilgi aldığımız mülteciler, “Bize burada bağırıyorlar, erkekleri dövüyorlar, intihar ettiği söylenen çocuk da birkaç kez darbedilmişti, şahitler var. Çocuğa tecavüz edildiği bile iddia ediliyor” dedi.

Yaşananlardan dolayı geceleri korkudan uyuyamadıklarını belirten mülteciler, “Sıcak suyumuz yok, petekler yanmıyor, ısınamıyoruz. Zulüm şartlarında tutuluyoruz. Telefon hakkımızı bile kullanmamıza izin vermiyorlar. Burası bir merkez mi, hapishane mi? Bunları herkese söyledik. Buraya getirildiğim ilk gün korona testi yapmadılar ama bana test yapılmış diye kağıt imzaladılar. Biz bu konuda şikayetlerimizi ilettik. İntihar olayından sonra da merkezde yaşayanlar bırakılmaya başlandı” diye aktardı.

‘BURADA İNSAN HAKLARI YOK’

Kanunen haklarını bile kullanamadıklarını dile getiren mülteciler, “Jandarmaya hakkın olan bir şey dediğimiz zaman, misal telefonunu istiyorsun bağırıyor. Erkekleri özellikle kameraların olmadığı yerlerde dövüyorlar. Dört gün uğraştıktan sonra avukatımla telefonla görüşebildim. Zar zor telefon izni alıyoruz ama normalde telefonla görüşme hakkımız var. Bize burada zulüm yapılmadığı söyleniyor; ama jandarmaların bize bağırması, şiddet uygulaması zulüm değil mi? Burada insan hakları, hukuk yok. Kanunen haklarımızı bile yasaklıyorlar. Burada bir zulüm olduğunun duyulmasını istiyoruz. Madem bizi burada tutuyorlar haklarımızı vermeleri lazım ya da bizi bıraksınlar” diye konuştu.

İki kadın müvekkili Aydın GGM’de kalan avukat A. daha önce de GGM’lerde şiddet, kötü muamele ve intihar vakalarının yaşandığını söyledi.

‘ÇOCUKLAR AĞIR HAPİS HAYATI YAŞIYOR’

Avukat A, “Müvekkillerimle yaptığım telefon görüşmesi sırasında görevlilerin, ‘Konuşamazsın, uzatma, kapat telefonu’ şeklinde bağırdığını duydum. Jandarmanın erkekleri dövdüğü ve kadınlara bağırdığı yönünde bilgi verdiler. Herhangi bir konuya itiraz eden ya da hakkını isteyenin darbedildiği yönünde bilgilere ulaştık” dedi.

Müvekkillerinin kadın olduğunu ve çocuklarıyla birlikte orada kaldığını belirten Avukat A, “Çocuklar için de iyi bir yer değil. Özellikle ısınma ve sıcak su sorunu yaşanıyor. Çocuklara uygun yemeklerin olmadığı, günlük oyun alanına çıkartılmadıkları söylendi. Çocuklar da orada ağır hapis hayatı yaşıyor” diye konuştu.

“İntihar eden çocuğun otopsisi düzgün yapıldı mı, emin değiliz. Çocuğun dövüldüğü ve tecavüze uğradığı iddiası var. Otopside bunlara dikkat edilmesi gerekiliyor” diyen Avukat A, “Aydın GGM’de kalanların yüzde 90’ı bırakılmış. Çünkü bu tarz olaylarda genelde şahit olan ve bilgi verecek kişileri müfettiş sorgulamasından önce bırakıyorlar, kimse ifade vermesin diye. Burada da muhtemelen böyle düşündükleri için mülteciler bırakılmış olabilir” dedi.

‘GGM’LER BAĞIMSIZ KURULLAR TARAFINDAN DENETLENMELİ’

Geri gönderme merkezlerinde yaşanan hak ihlallerine değinen Avukat A, “Buralar kapalı merkezler. Bağımsız kurullar ya da sivil toplum kuruluşları tarafından denetlenmiyor, denetlenmediği için nelerin yaşandığı dışarıya yansımıyor. İnsanlar ölüyor ya da zorla ülkelerine gönderiliyor, işkenceye, kötü muameleye maruz kalıyor. Bunların bağımsız STK’lerin denetimine açık olması gerek. F Tipi cezaevlerinden daha ağır bir şekilde ne yazık ki kapalılar. Bazen müvekkillerimizle bile görüşemiyoruz” diyerek bunların insanlığa yakışmayan davranışlar olduğunu söyledi.

ÖNCEKİ HABER

Ziya Selçuk'tan yüz yüze eğitime geçişin ertelenmesine ilişkin açıklama: Özür dilerim

SONRAKİ HABER

Sağlık örgütlerinden "normalleşme" uyarısı: Mutant virüs yayılıyor, önlemler sürmeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa