28 Şubat 2021 12:29

Hacettepe Üniversitesi öğrencileri ile "yeni anayasa" meselesini konuştuk

AKP iktidarı tarafından ortaya atılan "yeni anayasa" tartışmalarını Hacettepe Üniversitesi öğrencileriyle konuştuk. Rektörlük seçimlerinin bile yapılamadığı bir ortamda öğrenciler kaygılı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Burcu ATEŞ
Uğur DÜZGÜN
Ankara

İktidar tarafından bir süre önce ortaya atılan yeni anayasa tartışmasını Hacettepe Üniversitesi’nde farklı bölümlerde okuyan öğrencilerle konuştuk. Asıl amacın iddia edildiği gibi "darbe anayasasını kaldırmak" değil iktidarı güçlendirmek olduğunu düşünen öğrenciler, rektörlerin seçimle göreve gelmesini istediklerinde bile teröristlikle suçlandıklarını söyledi.

Hukuk Bölümü 1. sınıf öğrencisi kadın arkadaşımız, Türkiye tarihinde anayasa değişikliklerinin çok olduğunu belirterek, “82 Anayasası ile üniversitelerin özerkliği kısıtlandı, insan hakları kısıtlandı, birçok özgürlüğe ket vuruldu. Biz de bunun gibi sert ve yüzlerce insanın ölümüne sebep olmuş bir anayasanın mirasını taşıyoruz” dedi.

Bugün iktidarın gündeme getirdiği “yeni anayasa” konusunda ise “Yarı başkanlık sistemine geçmemiz ile birlikte zaten hepimizin hayatını sarsan gelişmeler görmeye başladık. Parlamenter sistem olmadan Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetilemeyeceğini de 2017 Anayasa değişikliğinde öğrenebildik. Yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirinden kesin çizgilerle ayrılması, cumhurbaşkanına fazlasıyla yetki tanınması gibi faktörler hepimizin kaderini belirledi bir nevi. Şimdi ise cumhuriyeti '1921 Anayasasının ruhuyla taçlandırmak' gibi akla hayale sığmayacak söylemlerde bulunuyorlar. Herkes bunu bilir ki ‘21 Anayasası laiklik ilkesini benimsemeyen, Türkiye Cumhuriyeti'nin dininin İslam olduğunu yazan bir anayasadır. Yani bu ruhu tekrar canlandırmak demek laiklik ilkesine bizzat saldırıdır. Üstünden bir asır geçmiş bir anayasayı tekrar yürürlüğe sürmeye çalışmak da aynı şekilde çağın gerektirdiği ihtiyaçlardan bihaber olmak demektir. 4. maddeyle korunan ilk üç maddeye de bu kadar cesur bir saldırının tek sebebinin 2017 değişikliğiyle cumhurbaşkanı makamının güçlendirilmesi olduğunu düşünüyorum” dedi.

Tezinde siyaset felsefesini ele alan Felsefe 4. sınıf öğrencisi Didem Arzu Özay, anayasanın yasaklar ve özgürlükler ikileminde ele alındığını söyleyerk şöyle konuştu: Özgürlük kavramının içini dolduran onun ne olduğundan çok ne olmadığıdır. Ateşin hiç sönmediği Ortadoğu’da bulunan bir ülkede doğup yaşamak, bunu anlatır herkese. Bu özgürlüğü korumaya yönelik hazırlanan anayasaların değişen hükümetlerin beraberinde sürüklenmesi, içeriği ile sürekli oynanması onun ancak şahsa veya bir gruba mal edilmesi anlamına gelir. Ne yazık ki Türkiye’deki durumda, iktidarın çıkarları için parçaları ile sürekli oynanan bir yapboz haline geldi. Her fırsatta günah keçisi ilan edilen biz gençlerin şimdi de demokrasi için bir anayasa demesi gerekiyor.

"MECLİSTE DEMOKRATİK ANAYASAYI SAVUNAN PARTİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM"

İktisat 2. sınıf öğrencisi Muhammed Er, iktidarın amacının Erdoğan’ın 2023 ve 2028 adaylığını yasal hale getirmek ve siyasi partiler yasasını değiştirmek olduğunu dile getirdi. Mevcut anayasayı değil demokratik bir anayasayı savunmak gerektiğini belirten Er, Mecliste bu amacı temsil eden bir parti bulunmadığını söyledi. Er, “Değişim yapıldığı takdirde dahi çok iş göreceğini düşünmüyorum. Gerçek anlamıyla bir değişimi sosyalist bir anlayışla yapmak gerekiyor” dedi.

Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) 2. sınıf öğrencisi Atakan Kale, tartışmanın zamanlamasına dikkat çekerek, “Bence anayasada değişiklik tartışmasının bugün açılmasının sebebi var. İnsanlar iktidara karşı tepkilerini daha da gür bir şekilde dile getirdikçe 'devlet zoru' dediğimiz şey daha fazla artıyor. Boğaziçi içinde bu görülmüştür. Öğrenci direnişi boyunca bakanlık, polis gibi devlet güçleri daha da sert müdahale ettiler, yasa da hukuk da tanımadılar. Şimdi bunu değiştirmek demek, 'anayasal hakkımızı kullanıyoruz' gibi bir ifadenin bile kullanılmayacağı bir yere gidebilir. Kendini bu şekilde anlamlandıran bir iktidar, elinde bulundurduğu gücü yıkılmaz bir hale getirmeyi neden istemesin? Ama şu da var; engelledikçe her şekilde öğrenciler yine Boğaziçi’nde bir yolunu buldular. Bir boyuta ulaştı mı bence anayasa değişse dahi bunu engellemenin yolu bulunmuş olmayacaktır” dedi.

"REKTÖRLÜK SEÇİMİ İSTEYEN GENÇLER TERÖRİST İLAN EDİLİYOR"

Özel Eğitim 4. sınıf öğrencisi Sinan da demokratik bir anayasa oluşturacak toplamdan daha dar bir anlayış ile hareket edildiğini söyledi. Sinan, “Anayasa darbe anayasası olarak gösteriliyor. Evet, böyle bir durum var. Ancak değiştirilen anayasa nasıl bir koşulda değişecek? Toplumun burada rolü ne olacak? Referandumun bunu çok farklı bir yere götüreceğini düşünmüyorum. Sivil anayasa dediğin de sadece günümüz iktidarının etkileri altında gerçekleşecektir. Bu işin daha anlaşılır bir yeri var gençler için; kendi üniversitesinde rektör seçimi isteyen gençler terörist ilan ediliyor. Anayasanın maddelerine dair gençler bir rol oynayabilecek mi, fikirleri ne olacak, bunların bir önemi kalmıyor” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Frankfurt Continental işçilerinden grevdeki Baldur işçilerine dayanışma mesajı

SONRAKİ HABER

Nergiz Sarıkaya'nın katili Ahmet Sarıkaya tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa