28 Şubat 2021 22:09
/
Güncelleme: 1 Mart 2021 07:02

Mart ayı

Tıp eğitiminden, uzmanlık eğitimine kadar her alanda sıkıntımız çok büyük. Ekonomik kaygılar, özlük hakları, şiddet yıllardır değişmeyen sorunumuz.

Mart ayı

Sağlık çalışanlarının İzmir'de yaptığı eylem | Fotoğraf: Evrensel

Mart ayı, dert ayı derlerdi eskiler. Bir önceki yıl için hesaplanan vergi o ay ödenirdi. Zaten o yılı zar zor geçiren esnaf, borç harç devlete olan vergi borcunu ödemeye çalışırdı. Yani o ödeme esnaf için dertti.

Öğrenciliğim ve asistanlığım dönemindeki mart ayları, hekimler için 14 Mart Tıp Bayramı’nın kutlandığı, sergilerin açıldığı, konserlerin, spor turnuvalarının, tıp balolarının düzenlendiği, meslektaşların bir araya gelerek, keyifli günler geçirdiği günlerdi. Tıp Bayramı, bir hafta olarak mart ayına damgasını vururdu. Haftalarca süren hastaneler arası spor turnuvaları, hoş rekabetlere sahne olurdu. Sorunu yok muydu sağlık çalışanlarının, hekimlerin? Elbette vardı. Ama bu günkü gibi değildi. Sağlık çalışanları mutluydu. Hekimler henüz performansın tuzağına, para kaygısı için de birbirine düşmemişlerdi. Sağlık çalışanları arasında liyakat, siyasetten önce gelir, kimse diğerini satmazdı.

Günler fakir ama onurlu sağlık çalışanlarının lehine gelişmedi maalesef! Neo liberal politikalar, hastaneleri ticarethane, hastaları müşteri haline getirdi. 12 Eylül askeri darbesi ile başlayan, Özal ve Çiller ile devam eden bu sürecin bayrağını, Amerikan destekli AKP hükümeti aldı. 2002 Kasım ayından itibaren günümüze kadar her gün, sağlıkta dönüşüm adı altında sağlıkta işletmeye dönüşüm oldu. Performans tuzağına düşen hekim, devletin kazan kırışalım teklifiyle daha çok kazanma hırsı ile artık yıllık izne çıkamayacak kadar işin içine düşmüştü. AKP hükümetlerinin sağlık bakanlarınca kurulan, yandaş sendika marifetiyle, artık sağlık çalışanları arasında kardeşlik ve liyakat kalmamıştı.

Bizler de artık 30 yılı aşkındır, mart aylarını bu koşullar içinde bayram değil, sorunlarımızı tüm sağlık çalışanları ve halkımızla paylaştığımız, bir dert ayına dönüştürmüştük. Evet, mart ayı sağlık çalışanlarının dertleşme ayı. Önümüzdeki hafta başlayacak etkinliklerle, TTB ve tabip odaları yandaş olmayan sendika ve derneklerle birlikte sorunlarını bir kez daha kamuoyunun önüne serecekler.

Pandemi ile son yılda hekimler ve sağlık çalışanlarının sorunları iyice katmerlendi. Tıp eğitiminden, uzmanlık eğitimine kadar her alanda sıkıntımız çok büyük. Ekonomik kaygılar, özlük hakları, şiddet yıllardır değişmeyen sorunumuz. Son bir yılda, pandemide 400’e yakın sağlık çalışanımızı kaybettik. Savaşta bile sağlık çalışanları bu kadar kötü bir dönem geçirmemişti. Hem de kötü komutanların elinde, savaşın en önünde.

Önümüzdeki haftalar hekimlerin, sağlık çalışanlarının ve halkımızın sağlık sorunlarını ben de burada sizlerle bir kere daha paylaşacağım. Peki, Sağlık Bakanlığı neler yapıyor? 14 Mart ile ilgili neler yaptıklarını haftaya sizlerle aktaracağım. Ancak Kovid-19 aşısı konusunda ne yapmadıkları ortada. 65 yaşın üzerindeki halkın yüzde kaçı aşılandı? Sağlık çalışanlarının yüzde kaçı aşılandı? Yapılan aşılarla ilgili ne gibi komplikasyonlar görüldü? Çin’den ücretsiz alınan 1 milyon doz aşının parası ne oldu? Hiçbirini bilmiyoruz.

Ne matematik ne istatistik bilimi bu hesapların sonucunu veremiyor. AKP hükümeti ve onun sağlık bakanının hesabına da yalanına da beyin yetmiyor. Ne halkın sağlık hakkı ne de devletin güvenilirliği... Hiçbiri kalmadı. Ama yok öyle, umudu yok etmeyeceğiz. Her mart ayında bir kez daha halkımızla dertleşeceğiz, mücadele bayraklarını bir kez daha kaldıracağız yükseklere. Kazanan er geç biz olacağız. Sağlıkla kalın.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et