ODTÜ'de etkinlik: "Üniversiteler akademik bağımsızlıkla topluma katkı sunabilir"
ODTÜ'de “Üniversite nedir?: Bilimsellik ve Özerklik Üzerinden Bir Tartışma” etkinliği düzenlendi. Prof. Dr. Erol Taymaz ve Prof. Dr. Fikret Adaman etkinliğe konuşmacı olarak katıldı.

Fotoğraf: ODTÜ İktisat Öğrencileri ve ODTÜ Ekonomi Topluluğu'nun online etkinliğinden ekran görüntüsü
İLGİLİ HABERLER

ODTÜ bileşenlerinden ortak panel: Akademiyi tahrip rejimi
ODTÜ İktisat Öğrencileri ve ODTÜ Ekonomi Topluluğu tarafından düzenlenen “Üniversite nedir?: Bilimsellik ve Özerklik Üzerinden Bir Tartışma” etkinliği Prof. Dr. Erol Taymaz ve Prof. Dr. Fikret Adaman’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
İnternet üzerinden düzenlenen etkinlikte ilk sözü alan Prof. Dr. Fikret Adaman, konuşmasına içinden geçmekte olduğumuz neoliberalizmin aşaması otoriteryan sürecin yalnızca Türkiye’ye ait bir süreç olmadığını dünyanın birçok farklı yerlerinde de bu süreçle karşılaştığımızı ve bu rejimlerin üniversitelere bir şekilde el atmış durumda olduğunu söyleyerek başladı. Kapitalizm öncesi dönemde bilim yapanların özerk olma isteği, devlet veya dinden aykırı söylemek istedikleri şeyler olduğunu belirten Adaman, bunu sanata da genişletmenin mümkün olduğunu belirtti.
Atina dönemindeki eğitime değinen Ataman, bir kişinin bir gruba ders vermesiyle başlayan eğitimin kısa bir süre sonra bir grup insanın oluşturduğu bir akademik ortam haline gelmesinin sonucunda, “Bu kişiler kendi aralarında nasıl ilişkilenecekler ve bu grupla dışarısı arasındaki ilişki nasıl kurulacak?” sorularının ortaya çıktığını aktardı. Çünkü bu işlerin bir şekilde finanse edilmesi gerektiğini belirten Adaman, günümüzde olduğu gibi geçmişte de finansmanı sağlayan grubun söz sahibi olduğunu söyledi. Bilimsel yönetimin toplumsal dönüşüme eklemlenmesi sürecinde insanları eğitmek, araştırma ve geliştirme yapmak gibi dertlerin ortaya çıktığını ve bu yapı kurulduğu zaman bu yapının bir özerkliğinin olması gerektiğinin kabul edilmiş olduğunu ifade eden Adaman, bu özerkliğin sistem eleştirilmeye başlandığı anda sınırı aşma noktasına geldiğini dile getirdi.
Adaman, üniversitelerin neoliberal hegemonyanın birer doğal uzantısı haline gelebilmesi için iktidarların üniversiteleri doğrudan kontrolü altına alması gerektiğini ve bir şekilde üniversitelerin kontrol altına alındığını dile getirdi. Topluma yapılan katkıların piyasa değerinin önemli görülmediğini belirten Adaman, ancak bir şey yaparken piyasaya değil daha geniş bir derdin parçasına hizmet etmek gerektiğini ifade etti. Adaman, “Neoliberal yapının karşısında alternatif bir yapı oluşturabildiğimiz noktada bilim üretimine ve üniversitelere dair cevaplarımızı geliştirebileceğiz” dedi.
Prof. Dr. Erol Taymaz, üniversitelerin iki temel işlevinin olduğunu, bunların bilimsel bilgi üretimi ve ürettiği bilgiyi aktarmak olduğunu anlattı. Bilimsel bilginin diğer üretimlerden farklılığına değinen Taymaz, bilimsel araştırmanın merak temelli bir araştırma olduğunu yani her zaman sorun çözmeye yönelik olmadığını söyledi. Bu yüzden bilginin piyasalaşmasının zor olduğunu ifade eden Taymaz, üniversitenin diğer kurumlardan farklı bir örgütlenmeye sahip olduğuna dile getirdi. Taymaz, diğer kurumlarda belirli bir kariyer sürecinin olduğunu ama üniversitede bunun olmadığını söyledi.
Üniversitelerin kendi kendini finanse etmesinin mümkün olmadığını, toplum tarafından finanse edilmesi gerektiğini vurgulayan Taymaz, böylelikle finanse edenin üniversite üzerinde söz sahibi olmak istediğini bundan dolayı sürekli bir gerilimin olduğunu dile getirdi. Üniversitenin topluma katkısının akademik bağımsızlığını sürdürdüğü sürece olacağını anlatan Taymaz, performans ölçütlerinin bilginin metalaşması yönündeki çabaların bir yansıması olduğunu söyledi. Bilimsel bilgi üretiminin karşılıklı bir etkileşim sonucunda üretilen bir şey olduğunu ve rekabetin bunu olumsuz etkilediğini belirten Taymaz, son olarak Boğaziçi Üniversitesi kaybederse Türkiye’nin de kaybedeceğini vurguladı. (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et