AKP'nin "İnsan Hakları Eylem Planı" | Bırakın, dağınık kalsın!..
"...Sıcak para gelişinde sıkıntı aşılamıyor. Ve sadece gençler baskılardan bunalıp eğitimlerini yurtdışında sürdürmeye yönelmiyorlar. Sermayenin yerlisinin de gözü dışarıda ve para transferleri arttı"
Tayyip Erdoğan | Fotoğraf: DHA
Mustafa YALÇINER
Hani laf vardır; üç-beş tel saçı kalmış “kelce” biri koltuğuna oturduğu berbere ‘şurasını şöyle topla’ türünden konuşmaya başlayınca etraftan “bırak dağınık kalsın” demişler ya, Erdoğan’ın “İnsan Hakları Eylem Planı” sunumu o hesap!
İnsanın “aman dokunma, böyle kalsın” diyesi geliyor. Zaten üç-beş demokratik hak kırıntısı ya var ya yok, şimdi sıra onlara mı geldi diye düşünülmesi garip değil çünkü. Baksanıza, “siyasi partiler ve seçim yasası”nın hem de “Vizyon: Daha Demokratik Türkiye” yaklaşımıyla değiştirilmesi öngörülüyor! Artık oylar açıkta kullanılıp gizli mi sayılacak, nedir?!
Ve de çoook geniş İnsan Hakları Eylem Planı ve dayanakları: Tam 11 ilke, 9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyet! Kimin ömrü yeter murada erilmesine tanıklık etmeye?!
“Daha da”, Erdoğan’ın her cümlesinin kopmaz bütünleyicisiydi. İlkelerle amaç ve hedeflerin tümü, “Özgür birey, Güçlü toplum, Daha Demokratik Türkiye” “vizyonu”na bağlanmıştı. Daha da… Yani şimdiye kadar çok şey yaptık, daha da yapacağız! Başlıktaki gibi: Yapılmasa halk rahat bırakılsa daha memnun olacağız.
Alın 4. amacı: “İfade, örgütlenme ve din özgürlüğünün korunması ve daha da geliştirilmesi”! Korunacak olan ne? Hangi ifade ve örgütlenme, Sünni İslam dışında hangi din özgürlüğü? Sosyal medyadaki ifadelerinden dolayı örneğin kaç kişi hapiste? Ya örgütlenme? Alay değilse, işçilerin örneğin kağıt üstünde olmayan böyle bir özgürlüğü mü var? Bırakalım işçileri geçen seçimlerde İYİ Parti bile seçim toplantıları için salon bulamamış, kaç toplantısı iptal edilmişti.
Ya da 5. amaç: “Kişi özgürlükleri ve güvenliğinin daha da güçlendirilmesi”! Örnek mi? “Tutuklamanın istisnai bir önlem olduğunun altını çiziyoruz” dedi C.Bşk. Bu kadar olmaz demeyin, oluyor! Yıllardır hala yargılanmayı bekleyen üstelik düşünce suçlusu tutuklularla dolu değil mi cezaevleri, biz mi yanılıyoruz, alay mı? Onca gazeteci, milletvekili, siyasetçi, aydınlar o “daha da” kapsamına girmiyorlar mı?
Hele 6. madde, hani AKP Grup Başkanvekili Özlem Hanımın “yok canım” dediği çıplak aramaya dair olanı: “Kişinin maddi ve manevi bütünlüğü ve özel hayatının daha da…” diye başlayan. Herkes biliyor ki, dahası mahası yok ve bu ülkede cezaevlerinde kadın ve erkek herkes çıplak aramadan geçiriliyor.
Ve başkaları dediği için değilmiş, ama bütün bunlar “milletimiz layık olduğu” ve “çoğulcu demokrasinin daha da geliştirilmesi…” içinmiş ve bu nedenle “uluslararası belgeleri sahipleniyor”muşuz! Üstelik 9. amaç da, tabii ki daha da, “üst düzey idari ve toplumsal duyarlılık oluşturmak” ve bunun için “AYM ve AİHM kararlarına saygı” imiş! Bunca AYM ve AİHM kararına uymamışken nasıl daha da deniyor, anlaşılmaz şey, ama Amerika ve Avrupa’dan esmeye başlayan sert rüzgarlar karşısında hak-hukuk alanında bir manevra zorunluluğu doğmuş olduğu anlaşılıyor.
Sadece AİHM ve kararları da değil. Anlaşılıyor ki, mülkiyet hakkının daha da garanti altına alındığının açıklanması ihtiyacı var. Kamulaştırma mevzuatı gözden geçirilecekmiş. Olur olmaz yerlerde yapılan “öngörülebilirlik” vurgusu da keyfilik suçlamasını karşılamaya yönelik. Yabancı olanı da dahil sermayeye güvence şart artık. Yoksa sıcak para gelişinde sıkıntı aşılamıyor. Ve sadece gençler baskılardan bunalıp eğitimlerini yurtdışında sürdürmeye yönelmiyorlar. Sermayenin yerlisinin de gözü dışarıda ve para transferleri arttı.
