03 Mart 2021 00:00

Sorunlarımız bir olmasa da, mücadelemiz bir

Biz işçilerle öğrencilerin sorunları bir olmayabilir ama sorunlarımızı yaratanlar bir, bu yüzden bizlerin karşı mücadele ettiği “şey” de aynıdır.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Genç Depo İşçileri

Esenyurt

Boğaziçi Üniversitesi’ne anti-demokratik bir şekilde cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atanan Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin dışında birçok üniversite öğrencisinin de tepkisini çekti ve rektör atamalarından muzdarip olan üniversiteler etrafında da ortak dayanışma büyümeye devam ediyor. Biz işçiler açısından, Boğaziçi’nde kayyum rektöre karşı direnen öğrencilerin şöyle bir anlamı var; Tek adam rejiminin artan anti-demokratik uygulamaları ve hak gaspları, en çok biz işçileri vurdu, ve vurmaya da devam ediyor. Salgın koşullarında ücretsiz izine çıkarılıp düşük ücret ile yaşam mücadelesi vermemiz, sendikal örgütlenmemizin önünün kesilmesi, Kod 29 ile işten atılma gibi birçok hak ve özgürlük alanlarımızı daraltan ve yok eden bir yere doğru gidiyor.

Toplamda atama uygulamaların mantıksızlığı çerçevesinde çalıştığımız depoda işçilerin birçoğu tepkilerini dile getiriyor. Üniversite mezunu genç işçiler daha çok üniversite kültürünün zedelendiğinden ve öğrencilerin giderek yönetime katılamamasından tepkililer.

TEK ADAMIN BASKISI HER KESİMİ ETKİLİYOR

Herhangi bir üniversitede okuyan öğrencinin kendi rektörünü seçme hakkını korumak istemesi biz işçiler için en doğal olan talebidir, fakat bu talebin iktidar tarafından zor gücü ile bastırılması, öğrencilere şiddet uygulanması, gözaltına alınması ve tutuklanması bizim için çok anlamsız kalıyor, “neden yapar ki bunu?​” sorusunun etrafında tartışmamızı derinleştiriyoruz. Bu sorunun cevabına ulaşmak için ilk önce, tek adamın biz işçiler üzerindeki baskısının nedenini konuşuyoruz, işçileri ücretsiz izine çıkarmanın, Kod-29 ile işten atmanın, sendikal örgütlenmeyi engellemelerin nedeninin elbette mevcut egemen olan sınıfın çıkarlarını korumak üzere hamleler olduğunu görüyoruz. Toplam Türkiye’deki öğrenci gençliğin hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması, üniversite yönetimine katılmasının engellenmesinin nedenleri de elbette mevcut iktidarın, “fikri iktidar” olma temellerini güçlendirmek bir yana, tüm üniversiteleri tek elinde bulundurup “ticarethanelere” çevirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçların tümü, bizim üzerimizdeki uygulamaların amacı gibi sermayedarların çıkarını koruyan amaçlardır. Biz işçilerle öğrencilerin sorunları bir olmayabilir ama sorunlarımızı yaratanlar bir, bu yüzden bizlerin karşı mücadele ettiği “şey” de aynıdır.

ÖNCEKİ HABER

Teksas'taki elektrik dağıtım şirketinden "kar fırtınası" iflası

SONRAKİ HABER

Doğarken başlıyor bizim mücadelemiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa