KAHEV kadına yönelik şiddete karşı farkındalık filmleri yayımladı
Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı, kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak amacıyla başlattığı projede 3 kısa animasyon film yayımladı.
İLGİLİ HABERLER
Mola | Ben annem gibi dayak yiyip ölmek istemedim
İstanbul'da Rabia Tanrıvermiş isimli genç kadın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti
Kadın tıp doktoru ve diş hekimlerinin bir araya gelerek kurdukları Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı (KAHEV), kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak amacıyla bir projeye imza attı. Projede ilk adımı üç animasyon filmi ile atan KAHEV, başka projeler ve eğitimler ile bu farkındalığı yaratmak için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
“Kırıldığım yerden Yeşermeyi Öğrendim”, “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” ve “Bana En İyi Ben Bakarım” isimli 3 ayrı videoyu YouTube üzerinden yayımlayan KAHEV'in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"GÜCÜMÜZÜ KENDİMİZE OLAN İNANCIMIZDAN VE DAYANIŞMAMIZDAN ALIYORUZ"
"Bizler, Türkiye’nin en merkezi şehirlerinden, en kırsalına uzanan bir coğrafyada; mekânsal, ailesel, kültürel zorlukların yanı sıra, bu toplumda yalnızca 'kadın' olarak doğmanın getirdiği zorluklarla başa çıkmış, fırsat eşitsizliklerini, öğretilmiş çaresizlikleri aşmış, mesleklerini, ekonomik özgürlüklerini, güçlerini ellerine almış KAHEV kadınlarıyız.
Gücümüzü, kendimize olan inancımızdan ve dayanışmamızdan alıyoruz. Şimdi de bu gücü kadına ve çocuğa yönelik şiddeti engellemek, yok etmek için kullanmaya niyet ettik. Şiddet toplumun her bireyini etkilese de en çok kadınları, çocukları ve dezavantajlı bireyleri hedef alır. Ev/yakın ilişki içindeki şiddet en yaygın şiddet türü iken; cinsel şiddet bunun en sık görülen ancak en gizli kalan biçimidir. İki kadından birinin şiddete maruz kaldığı, 15-44 yaş arasındaki kadınların şiddet görme ya da tecavüze uğrama riskinin; kanser olma, trafik kazası geçirme ya da sıtmaya yakalanma riskinden yüksek olduğu gösterilmiştir. Kadın cinayetlerinin yarısından fazlası eşler ya da eski eşler tarafından gerçekleştirilmektedir. Şiddet olaylarının büyük çoğunluğunda failin erkek olduğunu görüyoruz.
Şiddet bir suçtur; gözleyerek, yaşayarak, şartlanarak öğrenilir. Şiddet aile içinde başlar ve nesiller boyu aktarılır. Şiddet gören ya da annesinin şiddet gördüğüne tanık olan kız çocukları büyüdüklerinde de şiddet görme riski altındayken, erkek çocukları büyüdüklerinde şiddet uygulama eğilimindedir. Şiddet gören çocukların ebeveyn olduklarında ebeveynlik işlevleri bozulur, bağlanmaları zedelenir, bağlanma sorunları diğer nesillere aktarılır.
Şiddet uygulayanlar, ataerkil sistemi benimseyenlerce savunulup korundukça, şiddet normalleştirilmiş ve failler ödüllendirilmiş olur. Şiddet kültüründe büyüyen kişilerde şiddet er ya da geç kendisini gösterir. Şiddetin her türlüsü önlenmeli, ortaya çıkar çıkmaz ortadan kaldırılmalıdır. Geçmişte ya da şimdi şiddete maruz kalan, tanık olan, şiddet eğilimi olan kimselerin psikoeğitim ve psikolojik destek alarak bu şiddet kalıtımı döngüsünü kırmaları son derece önemlidir.
Kendi kendini besleyerek güçlenen her şiddet döngüsü gibi, kadına yönelik şiddet de o kısır döngü kırılmadan yok olmayacaktır. Bu kısır döngünün kırılması önce kadının kendine uygulanan her türlü şiddeti fark etmesi ile başlayacaktır. Şiddeti önlemenin yolu toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermektir. Bunun için eğitim, kadın hakları ve kadınların ekonomik özerkliği başta olmak üzere pek çok alanda mücadele verilmelidir.
Kadınların büyük çoğunluğu, ait olduğu sosyokültürel çevreye ve eğitim düzeyine bakmaksızın, maruz kaldığı şiddeti (psikolojik, ekonomik, duygusal) fark edememektedir. Çünkü ataerkil sistem ve dahi popüler kültür bu düzeni desteklemektedir. Medya unsurları, reklam, dizi ve diğer programlarda yer alan her türlü söylem kadının ikincil, erkeğin ayrıcalıklı olduğu hiyerarşiyi hemen her gün önümüze sermektedir. Gençlerin yöneldiği internet, sosyal medya, yazılı ve görsel basın kanallarında erkeğin kıskanması, kadını kısıtlaması, olması gereken bir tutum, hatta 'sevginin bir göstergesi?!' gibi sunulmaktadır. Bunu olağanlaştıran toplumlar içindeki kadınlar, olumsuz davranışlar fiziksel şiddete dönene dek kendilerine yapılan duygusal/ psikolojik şiddeti anlayamamakta ve ses çıkaramamaktadır.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da eğitim ve bilinçlenmenin önemini görüyor ve kadınları psikolojik, duygusal, ekonomik, dijital, fiziksel, cinsel şiddetin ne olduğu konusunda bilinçlendirmek, kendilerini korumalarına destek olmak, şiddeti ve kadın cinayetlerini önlemek için yola çıkıyoruz."
"SÖZDE 'KIT' AKLIMIZLA, 'YUFKA' YÜREĞİMİZLE, KADIN 'KISMIMIZLA' BURADAYIZ!"
"Bizi bize kötülemek için kullanılan her şeye sahip çıkarak, doğrusunu yanlışını göstermek, kadına ve çocuğa yönelik şiddeti yok etmek için yola koyulduk. Bu üç kısa animasyon filmi, her kadın cinayetinde, her kadına ve çocuğa şiddet olayında tekrar kanayan yüreğimizin çığlığının artık içimize sığmayan yansımasıdır. Bu filmler çıktığımız yolun sadece ilk durağıdır. Kadına ve çocuğa yönelik şiddeti ortadan kaldırmak için elimizden geleni yapacağız, toplumu bilinçlendirmek için başka projeler ve eğitimler ile yolumuza devam edeceğiz."
(HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et