Evleri yıkılan İzmirli depremzedeler yenileme planından bihaber
İzmir'deki depremde evleri için yıkım kararı verilen depremzedeler belirsizlikler yaşıyor. Ödeyecekleri borç miktarı ve ödeme planı belirsiz, depremzedenin söz hakkı yok.
Fotoğraf: DHA
Ramis SAĞLAM
İzmir
İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan depremin ardından yıkılan orta ve ağır hasarlı binaların bulunduğu Bayraklı’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tekrar yapılaşma çalışması başlattı. TOKİ’nin alandaki çalışmalarını TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş’la konuştuk. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 7 bölgede proje alanı belirlediğini ifade eden Ulutaş, bölgelerde yapılacak inşaatların bir kısmının ihalesinin yapıldığını basından öğrendiklerini dile getirdi.
Depremin hemen ardından faaliyetin başlamasının “hızlı aksiyon” ve “çözüm üretilmesi” anlamında olumlu bir adım olarak görülebileceğini söyleyen Ulutaş, “Ancak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının TOKİ üzerinden firmalara ihale ettiği yapım işlerine dair kamuoyunun ulaşabildiği bilgi toplam konut sayısı, kat adedi, mimari görseller ve bazı firma isimleri ile sınırlı durumda. Oysa gerçekleştirildiği ifade edilen ihalelerin şartname ve dokümanlarına, projelere ait teknik detaylara, hangi firmaların hangi işi ne kadar bedelle aldıklarına dair bilgiye ilgili kurumların internet sayfaları üzerinden ulaşabilir olması gerekiyor” dedi.
VATANDAŞI BELİRSİZLİK BEKLİYOR
Depremde evi yıkılan vatandaşların bundan sonra neyle karşılaşacakları konusunda önemli belirsizlikler yaşadığını söyleyen Ulutaş, bazı vatandaşlara tapularının hazineye devredildiği, kendilerine arsa rayiç bedeli üzerinden ödeme yapılacağı yönünde mesaj geldiğini söyledi. Ulutaş, konutların tamamlanmasının ardından vatandaşın karşısına çıkarılacak borç miktarı, vadesi ve planının da belirsiz olduğuna dikkat çekti.
Bakanlık tarafından açıklanan planda 1571 konut ve 248 büro ve dükkan yapımı öngörüldüğü, ancak projede 1444 konut ve 208 dükkan yapılacağının görüldüğünü söyleyen Ulutaş, “Bu durum, daha önce bu bölgelerde hak sahibi olan bazı vatandaşların haklarının devam etmeyeceği anlamına geliyor” diye konuştu.
HAK SAHİPLERİ SÖZ SAHİBİ DEĞİL
Depremde mağdur edilen vatandaşların projeye ilişkin fikrinin alınması gerektiğini de söyleyen Ulutaş, “Hak sahiplerinin, sürecin herhangi bir aşamasında bilgi ve söz sahibi olamadıkları ifade ediliyor. Bu durumda mağduriyetlerin daha da artacağına kesin gözüyle bakabiliriz” dedi.
8-9 katlı yapıların yıkılıp yerine yapılacak yapıların Z+5 kat olarak projelendirildiğini ifade eden Ulutaş, kat sayısındaki azalışın hem imar hem de teknik açıdan gerekçelerinin net olarak ifade edilmesi gerektiğini dile getirdi. Ulutaş, “Bakanlık tarafından belirlenen bölgelerde birden fazla hak sahipliği olan vatandaşın hakkının bir mülkle sınırlanması söz konusu. Ayrıca, hak sahibi olan vatandaşların hangi bağımsız bölümde yaşayacaklarına dair tercih haklarının olmaması çözümü daha da karmaşık hale getiriyor” diye ekledi.
Bayraklı’nın özel çalışma yapılması gereken bir zemine sahip olduğunu hatırlatan Ulutaş, yapımı planlanan inşaatların betonarme projeleri ve statik hesaplarının da meslek odasıyla paylaşılması gerektiğini ifade etti.