08 Mart 2021 08:49
Son Güncellenme Tarihi: 08 Mart 2021 16:21

Dersim'de 8 Mart eylemi | "Krize, şiddete, eşitsizliğe karşı örgütlü mücadele"

Dersim'de kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde "Krize, şiddete, eşitsizliğe karşı örgütlü mücadele" şiarıyla Seyit Rıza Meydanı'nda bir araya geldi.

Fotoğraf: Orhan Kurul/Evrensel

Paylaş

Dersimli kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Dersim Kadın Platformunun çağrısıyla Seyit Rıza Meydanı'nda bir araya geldi.

"Yaşasın kadın dayanışması", "Aşağı bakmadık, bakmayacağız" ve "Jin, jiyan, azadi' sloganları atılan eylemde, kentte alınan 30 günlük eylem yasağı eleştirildi. Nurşat Yeşil ''Lebaleb kongre ve miting düzenleyenlere pandemi yasağı yok ama biz kadınlara ve emekçilere gelince pandemi bahane ediliyor'' dedi.

"GÜVENCESİZ, KURALSIZ ÇALIŞMA KOŞULLARINA EN ÇOK KADINLAR MAHKUM EDİLİYOR"

Platform adına açıklamayı okuyan Dilek Kurban, "8 Mart'ı ağır biçimde yaşadığımız pandeminin yıl dönümünde karşılıyoruz" dedi. "Dünyanın her yerinde kadınların yaşamları, politik, ekonomik ve sosyal hakları aynı sömürü çarkının, kapitalizmin derinleştirdiği eşitsiz koşulların cenderesinde" diyen Kurban, güvencesiz, kuralsız hale getirilen çalışma koşullarına en çok kadınlar mahkûm edildiğine dikkat çekti.

Kovid-19 salgınında patronlar ve iktidarın önce kadınları gözden çıkardığını söyleyen Kurban, "Kadınlar 8 Mart'ı mücadele ve dayanışma ruhuyla kazandığı haklarının ellerinden alınmaya çalışıldığı, ekonomik krizin, yoksulluğun, şiddet ve istismarın giderek arttığı koşullarda karşılıyor" dedi.

Patronların ve hükümetin pandemiyi fırsata çevirdiğini ifade eden Kurban, "Kısa çalışma, ücretli izne çıkarılma, evden çalışma ve hatta işten atmada ilk akla gelen kadın işçilerdi. İlimizde bulunan, çeşitli devlet teşvikleri ile açılan ve kadınların istihdamını artırdıklarına dair epeyce reklamı yapılan fabrikaların hemen hepsi kapandı, kadın işçilere yine evlerinin yolu göründü. Esnaf yanında çalışan kadın işçiler ise pandemi dolayısıyla yaşanan kısıtlamalardan nasibini aldılar. Pandemiyle birlikte artan işsizlik ve ekonomik krizin faturası biz emekçi halklara kesilirken holdingler, patronlar kârlarını kâr katıp büyümeye devam ettiler ediyorlar" diye konuştu.

"KADINLAR İSTİHDAMA KATILAMIYOR"

Kadınların sırtındaki çocuk, hasta, yaşlı gibi bakım yüklerinin kamusal bir hizmet olarak sunulmadığını, ev içi angaryayla boğuşan kadınların istihdama katılamadığını vurgulayan Kurban, "Ev içi emeğinin görünür ve değerli olması için gerekli ekonomik düzenlemeler yapılmıyor. Bunun sonucunda kadınlar kamusal alandan, sosyal yaşamdan, üretimden uzaklaşmak zorunda kalıyor" dedi.

"KADINLARI ŞİDDETTEN KORUYACAK DÜZENLEMELER HAYATA GEÇİRİLSİN"

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa ile kadınların yaşamlarını güvenceye alan yasal düzenlemelerin önemine de değinen Kurban, "Bütün bir yıl her fırsatta her yerde söylediğimiz gibi 8 Mart meydanından da söylüyoruz; haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz! İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa uygulansın, kadınları şiddetten koruyacak düzenlemeler hayata geçirilsin" dedi.

"DOKU SORUŞTURMASI ŞEFFAF YÜRÜTÜLSÜN"

Türkiye'de her gün en az 3 kadının katledildiğini belirten Kurban, "Kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından fiziksel, psikolojik, cinsel şiddete uğruyor, kaybediliyor, intihar denilerek son derece şüpheli ölümlerle yaşamları çalınıyor. Genç kadınlara, üniversiteli kız kardeşlerimize zarar vermek isteyen her kim varsa bilsin ki bizler kız kardeşlerimizin yanında, faillerin tam karşısındayız. Kentimizde bir yılı aşkın süredir kendisinden haber alınamayan kız kardeşimiz Gülistan Doku’ya ne olduğunu hâlâ bilmiyoruz. Buradan tekrar sesleniyoruz; soruşturma şeffaf ve adil şekilde yürütülsün, şüpheli kişiler gerçeği açığa çıkaracak biçimde soruşturulsun" çağrısında bulundu.

"CEZASIZLIK KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ARTIRIYOR"

Kadınların cezaevi girişlerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığını, çıplak aramayı reddedenler iktidar sözcüleri tarafından ahlaksızlıkla suçlandığını anımsatan Kurban, "Cezasızlık ve haksız tahrik indirimi gibi uygulamalar kadına yönelik şiddeti artırıyor, erkekleri güçlendiriyor, teşvik ediyor ve koruyor. Bu koruma ve yasasızlık her gün karşımıza yeni bir taciz, tecavüz ve kadın katliamı olarak çıkıyor" dedi.

"Virüsten de şiddetten de ölmek İstemiyoruz" diyen Kurban, kadınların taleplerini şöyle sıraladı:

  • Her kadına güvenceli iş sağlansın
  • Eşit işe eşit ücret sağlansın
  • İş yerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılsın
  • Kod-29 ile damgalanmaya hayır, işten çıkarmalar yasaklansın, Kod-29 kaldırılsın
  • Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek, güvencesiz, kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilsin
  • İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılsın
  • KHK’ler iptal edilerek haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçiler görevlerine iade edilsin
  • Cezaevlerinde çıplak aramaya son verilsin
  • 7/24 açık, ana dilde hizmet veren kreşler açılsın, kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın en az 50 çalışanın bulunduğu iş yerlerinde gündüz bakım evi ve kreşler açılsın
  • Gülistan Doku bulunsun, akıbeti açığa çıkarılsın, sorumlular yargılansın
  • Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikaları son bulsun
  • İstanbul Sözleşmesi’nin iptali şiddetin önünü açmaktır, sözleşme uygulansın
  • İyi hal indirimi kaldırılsın

AYGÜL DOKU, KARDEŞİNİN BULUNMAMASINA TEPKİ GÖSTERDİ

Açıklamanın ardından Gülistan Doku'nun ablası Aygül Doku söz alarak soruşturmada herhangi bir sonuç alınamamasına, kardeşinin bulunamamasına tepki gösterdi.

Aygül Doku elinde kardeşinin fotoğrafıyla Valiliğin 8 Mart dolayısıyla yer altı çarşısı üzerindeki fotoğraf sergisine giderek "Gülistanın fotoğrafı neden burada yok? Fotoğrafı burada olması gerek" deyip kardeşinin fotoğrafını etkinlik alanına bıraktı.

Gülistan Doku’nun bulunabilmesi ve dosyada şüpheli sıfatıyla yer alan eski erkek arkadaşı Z.A.’nın tutuklanması için abla Aygül anne Bedriye ve baba Halit Doku, Seyit Rıza Meydanı’ndan yaklaşık 5 kilometre uzakta bulunan Adliye binasına yürüyerek Gülistan Doku’nun resmini adliyenin giriş kapısına bıraktı. Doku ailesi savcı ile görüşmek için içeri alındı.  

"KARDEŞİMİ BULMADAN VAZGEÇMEYECEĞİM"

Kardeşi Gülistan’ı bulmaktan vazgeçmeyeceğini belirten abla Aygül Doku, “Tam bir buçuk yıldır, biz Gülistan’ı arıyoruz. Gülistan, kaybolmadan önceki gün darbedildi. Sabah Zainal Abarakov'un üzerine bağırdıktan sonra sırra kadem bastı. Gülistan’ın kaybolduğu sırada Zainal Gülistan’ın arkadaşına şu mesajı attı. Biz ayrılacaktık Gülistan artistlik yapmaya başladı. Bu mesajı atan bir adam Gülistan’a ne olduğunu bilmez mi? Zainal Abarakov 24 saat bile gözaltına alınmadı. Bugün kadınlar günü bende bu karanfili ve Gülistan’ın fotoğrafını Tunceli Savcılığına ve Türkiye’nin adaletine bırakıyorum. Siz bir buçuk yıldır, Gülistan Doku’yu korumadınız, siz faili koruyorsunuz. Karanfilleri size bırakıyorum buda sizin utancınız olsun” dedi. (Dersim/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Yunanistan’da 8 Mart: Suskunluğa, eşitsizliğe ve sömürüye karşı

SONRAKİ HABER

Şiir her zaman her yerde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa