Şiir her zaman her yerde
Tacim Çiçek, Şair ve Hukukçu Veysel Gültaş üzerine yazdı.
Fotoğraf: Vesel Gültaş kişisel arşivi
Tacim ÇİÇEK
Zihni Küçümen, ‘Bir Kuşak’ adlı denemesinde; “Montaigne, ‘Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu yitirir, çünkü her yerde olmak, hiçbir yerde olmamaktır.’ diyordu. Cyrano de Bergerec’de en sevdiğim dize, ‘Her şey olayım derken hiçbir şey olamadı,’ dizesi. S. Ali de Kuyucaklı Yusuf’un bir yerinde; ‘Kendinde her şeyi yapabilecek gücü görmek, sonra yapılacak hiçbir şey bulamamak…’” der.
ÇOK YÖNLÜ BİR ŞAİR VE HUKUKÇU
Şair ve Hukukçu Veysel Gültaş için istisnai de olsa bu alıntıdaki yerinde saptama geçerli değil diyorsam hiç de abartmış olmam, çünkü Gültaş hem amaca bağlanmış bir ruh, hem birçok şeyi başarmış; hem de kendinde her şeyi yapabilecek gücü, birikimi görebilen bir insan. İlk şiiri ‘Analar’ 1974’te ‘Yapıt’ dergisinde yayımlanmış. Onun yapmak istediği ve çoğunu da yaptığı işlerin başlangıcı şiir olmuş yani. O tarihten bu zamana önemli dergi ve gazetelerde şiirleri, yazıları yayımlanmış. Yazdıkları ve yaptıkları birçok ödülle de onurlandırılmış. 1976’da AÜ Hukuk Fakültesinden mezun olunca öğretmenlik yapmış önce. Askerlik dönüşü 1977’de Ankara Barosunda avukatlık stajını tamamlamış. Hakim adayı olarak göreve başlamış. Sonra sırasıyla, Van/Gürpınar, Ordu/Ulubey ilçelerinde cumhuriyet savcılığı, Yozgat/Boğazlıyan, Manisa/Alaşehir ilçelerinde de hakimlik yapmış. 1996’da İzmir/Karşıyaka Hakimliğine atanmış, Temmuz 2004’te kendi isteğiyle emekli olmuş ve İzmir Barosuna bağlı serbest avukatlık yapmaya başlamış. Hukukun her alanında bulunmuş. Bu da değil…
Ünlü Psikiyatr Dr. Kriton Dinçmen, Şair Bilsen Başaran başta olmak üzere bazı edebiyatçıların da sanatsal ve biyografik kitaplarını; ayrıca hem hukuk öğrencilerinin hem bu alandaki adayların yararlanabileceği ondan fazla mesleki kitap hazırlamış. Bu alanda önemli bir ihtiyacı karşılamak için elinden geleni esirgemiyor halen. Yine kendi mesleğiyle ilgili şairlerin şiirlerinden oluşturduğu ve ilk baskısı 2003’te yapılan kapsamlı Kadı Burhaneddin’den Günümüze Hukukçu Şairler Antolojisi’nin genişletilmiş hali bugünlerde 5. baskısını yapacak. 1974’ten beri yazdığı şiirler 5, yazılar da 3 deneme kitabında toplanmış olan Gültaş gerçekten de çok yönlü biri.
HUKUKUN HUKUKSUZLUĞU
Onun ağustos 2020’de Bilge Yayınevi’nden (Ankara) çıkan iki kitabını tanıtmak istiyorum. İlki, ‘Hukukun Hukuksuzluğu.’ Gültaş, ‘Ceza hukukunun en başta gelen ilkesi insan odaklı olmasıdır. Yasal düzenlemeler hiçbir zaman “korku toplumu” yaratmak isteyenlerin düşüncelerine alet edilmemelidir.’ anlayışı etrafında hukukun tüm insanlar için ne denli önemli ve de vazgeçilmez olduğunun altını çizmektedir bu çalışmasında. Güçlünün Hukuku, İyi Yargıç Kötü Yasa, Ceza Avukatlığı ve İnsan, Kürsü Baskısı ve Avukatlık, İnsan Onuru ve Kirlenmeme Hakkı, Hüküm Arkasında Kuşku Bırakmamalıdır, Kural Olan Tutuksuz Yargılamadır, İnsanlığın Baş Belası: Organize Suçlar, Toplumsal Bir Hastalık: Rüşvet, Yaşama Hakkı: Maraş’ta Kan Sesleri, Bir İnsan Bir Hukukçu, Yasalara Ruh Veren Hukukçunun Evrensel Kültürüdür başlıklı yazılar birbirinden çarpıcı, aydınlatıcı; üstelik herkesin rahatça okuyacağı sadelikte bir anlatıma sahip… Kitabın Prof. Dr. Faruk Erem’e de adandığını belirtmeliyim.
İŞÇİLİĞİ VE DİLİ ÖNEMSER
Veysel Gültaş’ın hakkıyla yaptığı hem mesleki hem de edebiyatçı, yayımcı yanlarının en yakın tanıklarındanım. Onun bu konuda ne kadar titizlendiğini ve kılı kırk yararak sıfır hatalı olamasa da en az hatalı işler yapmak istediğini iyi bilirim. Bu yüzden yaptığı işleri, yazdıklarını defaten elden geçirir. İşçiliği ve dili önemser. Yine onca işe nokta koyup bu işlerin başlangıcı olan ve ilk başta elinden tutup buralara getiren dilbere, yani şiire dönüş yapmak ister. Şiirle zaman geçirmek diler. Sohbet etmek için bir araya geldiğimizde, kafasında olan Dünya Şiir Günü Bildirileri’ni bir araya toplamak, görünür yapmak isteğinden söz ederdi. Uzun bir aradan sonra gittiğimde ‘Şiir Her Yerde Her zaman’ı ve ‘Hukukun Hukuksuzluğunu’ verdi bana. Mesleki kitabı bir yana bıraktım. Diğerine odaklandım. Çünkü dediğini yapmıştı. Kendisinin yazdığı güzel bir sunuyla karşılaştım ilk sayfalarda. Ardından da bildirileri gördüm: (Kaybettiklerimiz de var aralarında ışık içinde olsunlar.) İlk bildiri Mehmet H. Doğan’ındı: Dünya Şiir Günü Bildirilerinden Önce. Sonra sırasıyla, M. Cevdet Anday, F. Hüsnü Dağlarca, Gülten Akın, Ataol Behramoğlu, Ülkü Tamer, Arif Damar, Cevat Çapan, Ahmet Oktay, Kemal Özer, Özdemir İnce, Sait Maden, Sennur Sezer, Özkan Mert, Eray Canberk, Refik Durbaş, Afşar Timuçin, Güven Turan, Egemen Berköz, Cengiz Bektaş, Süreyya Berfe ve de Ahmet Telli imzalı bildirilerle karşılaştım, bu kağıdı, tasarımı, işçiliği temiz ve kaliteli kitapta... İlk kez 1999’da Unesco tarafından ilan edilen “Dünya Şiir Günü”nün amacı “Farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji” sağlamaktır. Bu günün Unesco Kültür Takvimine alınmasında Türkiye’deki yazar örgütlerinin ve edebiyatçıların çabasını anımsatmak isterim. İşte sadece bugünün bildirilerine değil ayrıca onları yazanların siyah beyaz fotoğraflarına ve birer de şiirine yer vermiş. İyi, güzel ve doğru, üstelik çok da temiz bir çalışma yapmış Gültaş. Bize düşen kitabı edinip neler yazmışlar diye okumak, sonra da arada bir yararlanmak için kitaplığımızda göz önünde bir rafa koymaktır.