10 Mart 2021 08:50
/
Güncelleme: 12:55

AYM, Festus Okey davasında verdiği hak ihlali kararının gerekçesini açıkladı

Anayasa Mahkemesi, 2007 yılında İstanbul'da gözaltına alınan ve karakolda polis kurşunuyla öldürülen Festus Okey hakkında verdiği "yaşam hakkının ihlali" kararının gerekçesini açıkladı.

AYM, Festus Okey davasında verdiği hak ihlali kararının gerekçesini açıkladı

Festus Okey'in Beyoğlu polis karakoluna getirildiği an | Evrensel WebTV YouTube kanalında yayımlanan 'Festus Okey davasında 13 yılın ardından | Avukat Ocak: Cezasızlık politikasına izin vermemeliyiz' başlıklı videodan alınmıştır

Anayasa Mahkemesi (AYM), 2007 yılında İstanbul'da gözaltına alınan ve götürüldüğü Beyoğlu Karakolu'nda polis kurşunuyla öldürülen Nijeryalı Festus Okey hakkında verdiği "yaşam hakkının ihlali" kararının gerekçesini açıkladı.

Okey'in kardeşi Tochukwu Gamaliah Ogu tarafından yapılan başvuruyu değerlendiren AYM, 13 Ocak'ta, Ogu'ya 80 bin TL tazminat ile yargılama giderlerinin ödenmesine hükmetti.

Bugün açıklanan gerekçeli kararda yaşam hakkının usul ve maddi boyutlarının ihlal edildiği belirtildi.

"DELİLE ULAŞILMAMASINA SEBEBİYET VERİLMİŞTİR"

Gerekçeli kararda "Somut olayda atış mesafesinin belirlenebilmesinin tek yolu, merminin girdiği gömlek üzerinde bir inceleme yapılmasıdır. Gömleğin kaybolması nedeniyle atış mesafesi konusunda kesin bir değerlendirme yapılamamıştır. Olayın şüphelisinin ellerinde barut artığı bulunup bulunmadığının incelenmesi olaydan yaklaşık yedi saat sonra gerçekleştirilmiştir. Diğer delillerin muhafazasında olduğu gibi bu delilin elde edilmesinde hiçbir güçlükle karşılaşılmamasına rağmen bu konuda da makul adım atılmayarak elde edilmesi muhtemel bir delile ulaşılmamasına sebebiyet verilmiştir" denildi.

"SİLAH ÜZERİNDE HAKİMİYET KURMAYA ÇALIŞTI" İDDİASININ DAYANAĞI YOK

Sanığın Festus Okey'in silah üzerinde hakimiyet kurmaya çalıştığını öne sürdüğü anımsatılan kararda "Yetkili adli mercilerin kararlarında silah üzerinde ölen kişiye ait vücut izi incelemesi yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ya da belgeye rastlanmamıştır" tespiti yapıldı.

"DEVLETİN YAŞAM HAKKI KAPSAMINDAKİ MADDİ VE USULE İLİŞKİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ İHLAL EDİLMİŞTİR"

"Başvurucunun ölenin kimliğini araştırma ve kamu davasına katılma talepleri Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmiştir. Mahkeme sunulan belgeleri de dikkate almayarak kovuşturmayı sonlandırmıştır" hatırlatması yapılan kararda şu ifadelere yer verildi:

"Mahkeme, öldürme suçlarında önemi bulunmadığını değerlendirdiği için ölenin kimlik bilgilerini araştırmayı gerekli görmemiştir. Mahkeme; başvurucunun davaya katılması talebini kabul etmemekte ısrarcı olarak meselenin yeniden Yargıtay önüne taşınmasına, bu şekilde sürecin toplamda yaklaşık sekiz yıl uzamasına sebebiyet vermiştir.

Soruşturma evresinde, otopsi sırasında kemik örneği üzerinden ölenin DNA profili çıkarılmıştır. Buna rağmen Mahkeme, ölenin kimliğini araştırmayı reddetme ve başvurucunun katılma talebini kabul etmeme hususunda ısrarcı olmuştur. Soruşturma veya kovuşturma sürecinde sergilenen aşırı özensizlik ve isteksizlikler, soruşturmanın bağımsızlığı konusunda sorun teşkil edebilmekte, adalete ulaşılmasının istenmediği izlenimine yol açabilmektedir.

Olayda araştırılması mutlak zorunlu olan konuyu araştırmayı reddetme, aynı zamanda etkililik adına ivedilik ölçütünün de yerine getirilmemesine sebep olmuştur. Olayın üzerinden yaklaşık on dört yıl gibi bir süre geçmesine rağmen mesele hâlen ilk derece mahkemesinin önündedir. Olayda, öldürmenin Anayasa'nın 17. maddesinde belirtilen meşru amaçlarla gerçekleştirildiğinin tespit edilmediği, bilakis kaçma girişimini engelleme ya da meşru savunma gibi durumların söz konusu olmadığı yetkili mercilerce açıklanmıştır. Yetkili mercilerce tartışılan ve bu konuda bir görevsizlik kararına konu olan husus, kolluk görevlisinin ceza sorumluluğunun derecesidir.

Anayasa Mahkemesi açısından devletin bir görevlisinin başvurucunun yakınının ölümüne sebebiyet vermesi inceleme bakımından önem taşımaktadır. Anayasa Mahkemesinin görevi, devletin Anayasa'dan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan sorumluluğunu belirlemektir.

Kamu gücünün kontrolü altında tutulan bir kişinin devletin bir görevlisi tarafından öldürüldüğü olayda devletin yaşam hakkı kapsamındaki maddi ve usule ilişkin yükümlülükleri ihlal edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir." (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Milyonlar ‘fitre’lik iftar sofraları boş

Milyonlar ‘fitre’lik iftar sofraları boş

Erdoğan-Şimşek programıyla ücretleri açlık sınırının altına inen asgari ücretli işçiler ve emekliler, ramazan ayının ilk iftarını boş sofralarda karşılıyor: “Kırmızı eti zaten görmüyorduk, bu sene orucu açacak zeytin bile alamıyoruz…” Diyanet İşleri Başkanlığı da ‘Asgari ücretliler ve emeklilere fitre verilebilir’ fetvası yayımlamıştı.

İftar sofrasına 1 yılda gelen zam: Yüzde 45

Dört sene içinde güllaça gelen zam: Yüzde 1100

Pideye 2 yılda gelen zam: Yüzde 150

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
1 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et