11 Mart 2021 10:26
Son Güncellenme Tarihi: 11 Mart 2021 20:39

Sağlık çalışanları pandeminin 1. yılında meslektaşlarını andı, taleplerini yineledi

Kovid-19 pandemisinin birinci yıl dönümünde İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere pek çok yerde sağlık emekçileri eylem yaptı.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere sağlık emekçileri Kovid-19 pandemisinin 1. yıl dönümünde pek çok ilde basın açıklamaları düzenledi. Açıklamalarda Kovid-19 nedeniyle çalışırken yaşamını yitiren sağlık çalışanları anıldı. İstanbul'daki törende konuşan Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu'nun oğlu Onur Taşcıoğlu, "1 yıl geçti, çok fazla bir şey değişmedi" dedi.


İSTANBUL

"ON BİNLERCE İNSANI ÖLDÜREN SADECE VİRÜS DEĞİLDİ"

İstanbul’da sağlık emek ve meslek örgütleri Türkiye’de koronavirüsten hayatını kaybeden ilk sağlık emekçisi olan Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun adının verildiği Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi önünde bir araya geldi.

Açıklamaya Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, CHP Milletvekili Ali Şeker, HDP Milletvekili Musa Piroğlu,  Oya Ersoy, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TTB Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda sağlık emekçisi katıldı.

On binlerce insanı öldürenin sadece virüs olmadığına dikkat çeken sağlık emekçileri “İktidarın yanlış politikaları hastalığı ve ölümleri artırdı” dedi.Koronavirüsle mücadelede hayatını kaybeden yüzlerce sağlık emekçisinin fotoğraflarının taşındığı eylemde salgın politikalarına tepki vardı. “Eksik, yanlış, tutarsız politika ‘başarı hikayesi’ uğruna yitirilen hayatlar. Sevgi, özlem, yas ve öfke” pankartı açan sağlık emekçileri hayatını kaybeden meslektaşları için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.

"ÖLÜM SAYILARI 30 BİNE YAKLAŞTI"

Açıklamada konuşan İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Pınar Saip, Türkiye’de ilk kovid-19 vakasının açıklandığı günden bu yana 1 yıl geçtiğini hatırlattı. Bu 1 yıl içinde salgın mücadelesinin en ön safında yer alan 400’e yakın sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini belirten Saip “Toplam ölüm sayısı ise Sağlık Bakanlığının açıkladığı resmi rakamlara göre bile 30 bine yaklaştı. Belediyelerin elinde bulunan ölüm sayıları ise gerçek rakamın en az iki, üç katı olduğunu gösteriyor” dedi. 

"HEM SAĞLIĞIMIZI, HEM İŞİMİZİ, AŞIMIZI KAYBETTİK"

Türkiye’nin gerek vaka gerekse ölüm sayıları açısından salgının bedelini en ağır ödeyen ülkeler arasında olduğunu vurgulayan Saip, “Özellikle Kovid-19’un bir tsunami gibi vurduğu ilk haftalarda ve en ağır seyrettiği kasım-aralık aylarında büyük trajediler yaşandı. Yoğun bakım yatakları dolup taştı, ağır hastalar bile hastanelerde yer bulamadı, hastalar hastanelere ulaşamazken ambulanslar hasta taşımaya yetişemedi. Geçtiğimiz 1 yılda sadece sağlığımızı değil, işimizi, aşımızı, gelirimizi de kaybettik. Büyük şirketlerin vergi borçlarını sıfırlayan siyasi iktidar halkın bu süreçteki sıkıntılarını, sorunlarını görmezden geldi. İşçileri kısa çalışma ödeneğine, esnafı iflasa mahkum etti” diye konuştu. 

"BÜTÜN ANLATTIKLARI KOCA BİR YALAN"

Sağlık çalışanlarına maske ve eldiven temin edemeyenleri, vatandaşlara üç beş maskeyi dağıtmayı beceremeyenleri, alınmayan tedbirler, eksik, yanlış ve tutarsız politikaları eleştiren Saip bu üsreçte yapılan yanlışları tek tek sıraladı: “Aylarca vaka sayılarını bile açıklamayan, gerçek ölüm sayılarını gizleyenler? Hâlâ daha yeterli miktarda aşı temin edemeyip yaygın ve etkili aşılama yapamayanlar? Erkenden “Normalleşme” kararı alanlar? Bütün çağrılarımıza rağmen “tam kapanma”dan inatla kaçınanlar? “Çarklar dönecek, üretim sürecek!” ısrarını sürdürenler? İnsanları hastalıkla açlık arasında seçim yapmaya zorlayanlar? Salgını toplumsal muhalefetin sesini kısmak için bahane olarak kullanıp lebaleb dolu salonlarda parti kongrelerini yapanlar? Peki ya; aklın ve bilimin ışığında bir salgın yönetimi yerine algı yönetimini tercih edenler? Gerekli önlemleri almayıp “maske-mesafe-hiyen” tekerlemesiyle sorumluluğu vatandaşlara yıkanlar? Bütün anlattıkları ‘Koca’ bir yalandan ibaret olanlar? Milyonlarca insanımızın hastalanıp on binlerce insanımızın ölümüne yol açanın sadece 0.125 mikron çapında, tek zincirli, zarflı bir RNA virüs olmadığını biliyoruz” dedi.

SAĞLIK EMEKÇİLERİ ANILDI

Türkiye’nin bu süreçte bu kadar ağır bedel ödemesinin ve hâlâ ödüyor olmasının sorumlusunun on binlerce yurttaşımızın hayatına mal olan Kovid-19 pandemisinden “başarı hikayesi” çıkarmaya, salgından siyasi rant sağlamaya çalışan AKP zihniyeti olduğuna dikkat çeken Saip “Geçtiğimiz 1 yılda yaşananlar göstermektedir ki, Türkiye’de salgınla mücadelenin ön koşulu bu zihniyetle mücadeleden geçmektedir. Kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla kovid-19 nedeniyle kaybettiğimiz bütün sağlık çalışanlarımızı, bütün yurttaşlarımızı sevgiyle, saygıyla, minnetle anıyoruz” diye konuştu.

CEMİL TAŞCIOĞLU'NUN OĞLU: 1 YIL GEÇTİ, ÇOK FAZLA BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ

Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden ilk sağlık çalışanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu'nun adının verildiği hastanenin önünde düzenlenen törene, Taşcıoğlu'nun oğlu Onur Taşcıoğlu da katıldı. Onur Taşcıoğlu, "Ben buraya tabii öncelikle babamı ve babamla beraber bu uğurda çalışan tüm sağlık çalışanlarına saygıya geldim. Burada tabii, bir kişi vefat ettiği zaman, bir kişi gibi görünüyor ama bir kişi vefat etmiyor. Çevresindeki tüm yakınları, tüm sevenleri onlarla beraber göçüp gidiyor. Aslında buna inanmak lazım. Kaybettiğimiz bir tane sağlık çalışanı değil, çevresindeki tüm sevenleri aslında beraber göçüp gidiyor. 1 yıl geçti, çok fazla bir şey değişmedi. Biraz da ona üzülüyorum. İki taraftan bakmak lazım… Bir baba olarak, bir de babanın çocuğu olarak bakmak lazım. Bir de değerli bir büyüğü kaybeden birisi olarak bakmak lazım. Çevremizde Cemil Taşcıoğlu çok. Bu Cemil Taşcıoğullarını yetiştirmek de kolay değil. Zor yetişen insanlar bunlar, o yüzden kıymetlerini çok iyi bilmemiz, gittikleri zaman da arkalarından onların yetiştireceği öğrenciler ve sağlık çalışanlarına destek vermemiz gerekiyor" dedi.

"BABAM GİBİ IŞIL IŞIL VE RENKLİ BİR HASTANE"

Babası Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu'nun adının verildiği hastanenin önünde olmaktan gurur duyduğunu ifade eden Taşcıoğlu, "Kimse beni yalnız bırakmadı. Onlara teşekkür ederim. Yurttaşlarımızın, halkımızın biraz daha duyarlı olması gerektiğini ve dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Hastanenin önündeyiz. Çok güzel, büyük, babam gibi ışıl ışıl ve renkli bir hastane. Sizinle beraber böyle bir hastane önünde olmaktan gurur duyuyorum" diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINDAN KENDİSİNE GELEN MESAJLARI OKUYABİLDİ"

Taşcıoğlu, şöyle devam etti: "Babam hakkında kimse, hiçbir zaman kötü bir yorumda bulunmadı. Benim keşkelerim hiçbir zaman olmadı. Babamın vefatından önceki gün babamın videosunu koyduktan sonra ne kadar sevildiğini kendisi de gördü. Türkiye'nin dört bir yanından kendisine mesajlar geldi ve bunların hepsini okuyabildi babam.  En çok da mutlu olduğum konu o. Kimse bu kadar sevildiğini tahmin edemiz. Babamın bu kadar sevildiğini ne kendisi, ne biz ailesi  olarak biliyorduk. Ama baktığımız zaman yetiştirdiği öğrenciler olsun, kurtardığı hastalar olsun hepsinin sevgisi ayrı ayrı bizim için değerli oldu" (İstanbul /EVRENSEL) 


ANKARA

SAĞLIK EMEKÇİLERİ ANILDI

Türkiye’de pandeminin birinci yılında, Kovid-19’a karşı mücadelede hayatını kaybeden sağlık emekçileri anıldı. Ankara’da sağlık emek ve meslek örgütleri Gazi Üniversitesi Hastanesinde düzenledikleri anmada, önlenebilir her ölümün sorumlusunun iktidar olduğunu ifade edildi.

Hayatını kaybeden 372 sağlık emekçisi için yapılan saygı duruşunun ardından yapılan ortak açıklamada Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç, “11 mart 2020 itibariyle uygulanan sağlık politikaları sonucu sağlık çalışanları ve vatandaşlarımızı kaybettiğimiz, ölüm ve tükenmişlikle geçen pandeminin birinci yılını geride bıraktık. 10 mart 2021 tarihi itibariyle ülkemizde resmi verilere göre 1 yıllık süreç içinde 372 sağlık emekçisi hayatını kaybetti. 200 bine yakın sağlık emekçisi enfekte oldu. 29 bin 207 can hayatını kaybetti" dedi. Kayıpların hala devam ettiğini belirten Karakoç “Yaşanan can kayıplarının büyük bölümü zamanında alınan doğru kararlar ile önlenebilirdi. En temel hakkımız olan yaşama hakkımızı bilimsellikten ve şeffaflıktan uzak ekomik ve siyasi kaygıların yön verdiği kararlarla hiçe sayılması hepimizi dehşete düşürdü" dedi.

"Yorulduk, tükendik ve öldük” diyen Karakoç, önlenebilir her ölümün sorumlusunun iktidar olduğunu ifade etti. Sağlık emekçilerinin talepleri labu edilene kadar mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Karakoç, sağlık emek ve meslek örgütleri olarak taleplerini sıraladı: “Covid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilsin, sağlıkta şiddete ve baskılara son verilsin, performans ve ek ödeme yerine, insanca yaşayabileceğimiz yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan ücret verilsin. 3600'den başlamak üzere ek göstergelerin kademeli olarak arttırılmasını istiyoruz. Fiili hizmet zammının derhal uygulanmasını istiyoruz. Kadrolu ve güvenceli çalışmak istiyoruz. Haklarında kesinleşmiş herhangi bir yargı kararı bulunmayan KHK ile ihraç edilmiş sağlık emekçilerinin derhal göreve başlamasını istiyoruz. Halk olarak sağlık hizmeti için ödediğimiz katkı katılım payları ve ilave ücretlerin kaldırılmasını, vergi diliminin sabitlenmesini ve vergi yükünün azaltılmasını talep ediyoruz. Sağlık emekçilerinin ve halkın yerellerden başlayarak sağlık politikalarının belirlenmesinde söz sahibi olmasını istiyoruz.” (Ankara/EVRENSEL)


İZMİR

"TOPLUM SAĞLIĞI VE SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN HAKLARI İÇİN SUSMUYORUZ"

İzmir Sağlık Platformu sağlık emekçilerinin taleplerini dile getirmek için basın açıklaması yaptı.

Konak Kemeraltı girişinde yapılan basın açıklamasında “Yaşamak yaşatmak istiyoruz”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganları atılırken açıklamaya İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri ve CHP İzmir Milletvekili Kani Beko da katıldı. Açıklamayı ise İzmir Sağlık Platformu adına İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı okudu.

“ÖZLÜK HAKLARIMIZDA ÖNEMLİ KAYIPLAR YAŞANDI”

AKP hükümetleri döneminde, özlük haklarında önemli kayıplar yaşandığını dile getiren Çamlı, “Bugün, kamudakiler de dahil olmak üzere sağlık emekçileri iş, gelir, gelecek güvencesinden yoksun hale getirilmişlerdir. Sağlık emekçilerine iş güvencelerini ellerinden alan sözleşmeler, uzun çalışma saatleri, izin, emeklilik ve istifa hakkının kullanılamadığı koşullar dayatıldı” dedi. Sağlıkta performans sistemine de değinen Çamlı, “Sağlıkta performans en kısa zamanda kaldırılmalıdır. Hekim ve sağlık çalışanlarının emeği ve alın terinin karşılığı olan, emekliliğe yansıyacak yeni bir maaş ve ödeme sistemine geçilmelidir. Herkese hak ettikleri yıpranma payları verilmelidir” diye konuştu.  

Sağlık Bakanlığının pandemi dönemini şeffaf yönetmediği gibi aşı sürecinde de şeffaf olmadığını dile getiren Çamlı, “Hâlâ ülkemizde kaç doz aşı alındığı, toplamda ne kadar alınacağı, aşıların ne zaman geleceği, başka bir firmadan aşı alınıp alınmayacağı, aşı firmalarına ne kadar ödeme yapılacağı gibi sorularımıza ne yazık ki bugüne kadar Sağlık Bakanlığı yanıt vermemiştir. Günlük aşı doz uygulaması çok yetersiz olup, bu gidişle ancak 2 yıla yakın bir sürede toplumun aşılaması yapılabilecektir. Aşılamanın eşitsizliklerden uzak, etik ilkeler ışığında, adil koşullarda yapılması esas olmalıdır” dedi.

“YAŞAMAK İÇİN YAŞATMAK İSTİYORUZ”

Çamlı, talepleri şöyle sıraladı:

  • Kovid-19 meslek hastalığıdır, önerdiğimiz yasa tasarısı kabul edilsin.
  • Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın.
  • Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmek için yeni ve etkili  bir “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın.
  • Emekliliğimize de yansıyacak temel ücret ile ekonomik ve özlük haklarımız iyileştirilsin. Her anlamda kapsam dışı bırakılan serbest çalışan hekimlerin de özlük hakları ve emekliliğe yönelik iyileştirmelerden yararlanması sağlansın
  • Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.
  • Liyakatsiz atamalar, tip sözleşme dayatmaları, tıp eğitimini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp ve diş fakültelerinin açılması durdurulsun.

Son olarak toplum sağlığı ve sağlık emekçilerinin hakları için susmayacaklarını dile getiren Çamlı,     “Söyleyecek sözümüz, gerçekleştirecek örgütlü gücümüz var. Bir kez daha pandemide kaybettiğimiz sağlık emekçilerini saygı ve özlemle anıyor; hekimlik değerlerinden aldığımız güçle toplumsal sağlık için demokrasi ve adalet talep ediyoruz. 14 Mart bizim için mücadele haftasıdır. Bizler mücadelemizi sürdüreceğiz, yaşamak için yaşatmak istiyoruz” dedi.

“ARKADAŞLARIMIZ İŞE DÖNENE KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK”

Açıklama sonrası konuşan SES İzmir Şubesi Eş Başkanı Erkan Batmaz ise, “Çok kişiyi kaybettik, artık kaybetmek istemiyoruz. DEÜ’ de sağlık emekçilerinin andıkları için iki üyemiz açığa alındı. Bizler haykırıyoruz sağlık emekçilerini anmak suç değildir. DEÜ rektörü Nükhet Hotar, Boğaziçi’nde kayyum rektör Melih Bulu gibi partili bir rektördür. Sağlık emekçilere karşı tutumundan bunu görüyoruz. Bu mücadele arkadaşlarımız işe dönene kadar, toplum sağlığı ücretsiz olana kadar devam edecek” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)


MALATYA

"BU SESE KULAK VERİN"

Malatya'da Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi emekçiler pandeminin 1. yıl dönümünde Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde basın açıklaması düzenledi.

Açıklamayı okuyan Veysi Apak, 1 yıl boyunca hükümetin açık davranmadığını ve süreci şeffaf yürütmediğini vurguladı. Apak, "Başta TTB ve SES olmak üzere sağlık emek ve meslek örgütleri hükümete çağırılarda bulunmuş, uyarı yapmış, sürece dahil olmak istemiş ancak bu çağırılar karşılık bulmamıtır. Hükümet toplumun ve sağlık emekçilerinin sağlığını öncelememiş, önceliği kendi siyasi ve politik kârına vermiştir" dedi.

Geçen 1 yılda yüzlerce sağlık emekçisinin yaşamını yitirdiğini söyleyen Apak ”Bugün çalıştığımız kurumlarımızda, iş yerlerimizde yaşamını yitiren bu arkadaşlarımızı anarken onların bugün burada yanımızda olamayışlarının bır nedeninin de sürecin  bu denli kötü yönetildiğini bilmek bizleri çok derinden üzüyor. Bu vesileyle bir kere daha hükümete sesleniyoruz, salgın daha bitmiş değil. Bundan sonra daha fazla ölüm ve daha fazla yoksulluk olmaması için sağlık emek ve meslek örgütlerinin sesine kulak verin, bu sesi duymazdan gelmeyin” dedi. (Malatya/EVRENSEL)


KOCAELİ

"İKTİDARIN ZİHNİYETİ DEĞİŞMELİ"

Pandeminin birinci yılına dair açıklama yapan SES Kocaeli Şubesi, "Tükenmememiz için, ölmememiz için iktidarın zihniyetinin değişmesi gerektiğini biliyoruz" dedi. 

Şube binasında gerçekleştirilen açıklamada konuşan SES Kocaeli Şube Başkanı Murat Harata, yaşanan can kayıplarının önemli bir bölümü, zamanında alınan doğru kararlarla önlenebileceğini belirtti. "En temel hakkımız olan yaşam hakkımızın, bilimsellikten uzak, şeffaflıktan uzak, ekonomik ve siyasi kaygıların yön verdiği kararlarla hiçe sayılması bizi dehşete düşürdü" diyen Harata, "Pandeminin 1. yılını geride bıraktığımız bu günlerde, yetkilileri tekrar ve daha güçlü uyarıyoruz. Ekonomik çıkarları ve siyasi kaygılarınızı değil, halkımızın ve bizlerin sağlığını önceleyin. Salgın yönetiminde aklı, bilimi ve işin sahiplerini yani bizleri dinleyin. Önlenebilir her ölümün sorumluluğunu aldığınız ya da almadığınız kararlar olduğunu artık görün" dedi.

Pandeminin başından bu yana yaşamını kaybeden yurttaşların yakınlarına başsağlığı dileyen Harata, "Yitirdiğimiz tüm sağlık çalışanlarını bir kez daha saygıyla anıyoruz. Sağlık haftasında yitirdiğimiz mesai arkadaşlarımız ve yurttaşlarımızı, yüreğimizde hissederek taleplerimizi haykırmaya devam ediyoruz" diye konuştu. (Kocaeli/EVRENSEL)

SES Kocaeli Şubesi basın açıklaması yaptı


ELAZIĞ

"YAŞAMIMIZ EKONOMİK VE SİYASİ KAYGILARLA HİÇE SAYILDI"

Elazığ'da yapılan açıklamayı okuyan SES Elazığ Şube Sekreteri Ebru Erdoğan da yaşanan can kayıplarının önemli bir bölümünün zamanında alınan doğru kararlarla önlenebileceğini söyleyerek "Yaşam hakkımızın, bilimsellikten ve şeffaflıktan uzak, ekonomik ve siyasi kaygıların yön verdiği kararlarla hiçe sayılması bize dehşete düşürdü. Yorulduk, tükendik, öldük. Çok can kaybettik. Canlarımızı kaybettik!” dedi.

İktidarın zihniyetinin değişmesi gerektiğini, bunun için de mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Erdoğan, taleplerini kamuoyuyla paylaştı ve 15 Mart’ta Ankara’da Sağlık Bakanlığı’na, ilçe ve illerde ise sağlık müdürlüklerine kitlesel ziyaretler gerçekleştireceklerini hatırlattı. Bu ziyaretlere tüm sağlık emekçilerini ve halkı destek vermeye davet etti. (Elazığ/EVRENSEL)


DÜZCE

"ARKADAŞLARIMIZIN İSİMLERİ YAŞATILSIN"

Düzce Devlet Hastanesi önünde açıklama yapan SES üyesi emekçiler de verilen sözlerin tutulmasını istedi. Gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından burada konuşan SES Düzce İl Temsilcisi Cemal Yılmaz, "İl Sağlık Müdürümüzden Kovid ve öncesinde hayatını kaybeden sağlık emekçilerinin isimlerinin görev yaptıkları yerlere verilmesini talep ediyoruz. Yapılacak bu uygulama ile kardeşlerimizin isimlerinin yaşatılması kendilerini ve ailelerini onure edecektir" diye konuştu. (Düzce/EVRENSEL)

Düzce'de SES üyeleri açıklama yaptı

ÖNCEKİ HABER

CHP'li Sezgin Tanrıkulu: Meclis gazetecilere yapılan saldırıları araştırsın

SONRAKİ HABER

Mısır'da giyim fabrikasında çıkan yangında 20 kişi yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa