10 yıl boyunca şiddet gören Ayşe: Şiddet karşısında güçlü olmaktan başka çaremiz yok
10 yıl boyunca aile içi şiddet gören 21 yaşındaki Ayşe’nin kısacık hayat hikayesi şiddet gören diğer kadınlardan farklı değil… Ayşe, “Kadınların güçlü olmaktan başka çaresi yok” diyor.
Fotoğraf: Evrensel
Ahmet AKARSU
Kayseri
“Kaçmasam ya öldürülecektim ya da zorla istemediğim birisiyle evlendirilecektim” sözünü Ayşe* söylüyor. Ayşe şu an 21 yaşında, öz ağabeyi aile içi şiddetten kaçıp yurt dışında yaşamaya başlamış. Ayşe’nin bir de üvey kardeşi var. 11 yaşında annesini kaybeden Ayşe, hem üvey annesinden hem de babasından sürekli şiddet gördüğü için reşit olunca evi terk etmiş. Ayşe’nin kısacık hayat hikayesi şiddet gören diğer kadınlardan farklı değil… Ayşe, “Kadınların güçlü olmaktan başka çaresi yok” diyor.
‘HEM ÜVEY ANNEMDEN HEM DE BABAMDAN ŞİDDET GÖRDÜM’
11 yaşındayken öz annesini kaybediyor Ayşe. Annesinin ölüm nedenini intihar olarak biliyor. Ama “şüphelerim var” diyor. Ayşe çocukluk sürecini; “Annemin ölümünde 11 yaşındaydım. Çok sonra yaşım biraz büyüyünce intihar ettiğini söylediler. Ben hiç inanmadım. Çünkü annemin ölümünden önce, babamın babası sürekli annemi telefonla arıyordu. Annemin bu telefon konuşmalarından sonra rahatsız olduğunu fark ediyordum. İlk şüphe yaşım büyüyünce ‘Dedem anneme bir şey yapmış olabilir mi?’ ile başladı. Çünkü annem çocuklarını seven, hayata bağlı bir kadındı. Beni bırakacak bir anne değildi” diye anlatıyor.
Ayşe, annesinin ölümünden sonra babasının başka bir kadınla evlendiğini ve ondanda bir çocuğu olduğundan bahsediyor. “Üvey annem kendi çocuğu olduktan sonra babamdan da aldığı güç ile bizi görmez oldu. Üvey annemden yaklaşık onlu yaşlarda şiddet görmeye başladım. Korkuyordum babama söyleyemiyordum. Üvey annesini kötülüyor diye düşünmesinden endişeliydim. Ta ki babamdan da şiddet görene kadar”
‘POLİS ANNENDİR BABANDIR DİYE EVE YOLLADI’
Emniyete gittiği zaman polisler tarafından ikna edilerek eve yollandığını anlatıyor Ayşe: “Polisler ‘annendir, babandır’ diyerek beni eve geri yolladılar. Ağabeyim dayanamayıp yurt dışına gitti. Ben evde tek kalmıştım. Babamın eşi, kardeşimin üvey de olsa annesi diyerek sustum. Hep büyüğümdür diyerek susmak zorunda kaldım”
Ayşe’ye uygulanan şiddet düzenli devam etmiş. Şiddet gördüğü sırada Ayşe’nin ayak bileği kırılmış. Hastanede ‘Yürürken oldu’ demişler. Ayşe için ayak bileğinin kırılması ve yalan konuşulması bardağı taşıran son damla olmuş. Evden çıkmak istemiş, yaşı küçük olduğu için şiddet gördüğü eve geri dönmek zorunda kalmış…
‘HAPİS HAYATI YAŞAMAK NEDİR BİLİR MİSİNİZ?’
Ayşe, 17-18 yaş aralığındayken bir erkek arkadaşı olduğundan bahsediyor. “Yalnızdım. Duygularımı paylaşacak, beni sevecek bir arkadaşım olsun istemiştim. Oldu da… Ama babam erkek arkadaşım olduğunu öğrenmiş. Hem beni hem de arkadaşımı sokak ortasında darbetti. ‘El alem ne der’ muhabbeti üzerinden düzenli olarak şiddet görmem giderek artmıştı. Bu söz yerin dibine batsın. Okul haricinde bir yere gidemeyen, hapis hayatı yaşayan bir kız olarak yaşamımı bir süre daha devam ettirdim”
‘TANIMADIĞIM BİRİYLE EVLENDİRİLECEKTİM’
“Hep yaşımın 18 olmasını bekliyordum” diyen Ayşe, “Reşit olduğum zaman bana davranışlar değişmişti. Şikayetçi olmayayım diye bir süre iyi davrandılar. Ama bu süre uzun olmadı. Ev işlerini yapmıyorum diye kavgalar devam etti. ‘Bu kız okumaz’ diye düşündüler. Lise de ders çalıştığı esnada gelen mesajı yazan kişinin erkek olduğunu gören babam ‘Sen erkeklerle mi konuşuyorsun?’ diyerek şiddetin dozunu artırmıştı. Okula devam etmeme karşı çıkan babam, beni hiç tanımadığım biriyle evlendirmeye karar vermişti ” diye anlatıyor.
‘KORKUYORUM AMA MUTLU VE GÜÇLÜ DE HİSSEDİYORUM’
İşte o an kararını verdiğini söyleyen Ayşe, “Evden çıkmanın bir yolunu bulup, sadece kimliğimi alıp evi terk ettim” diyor. Darp raporu aldım, hiç eve uğramadan kadın sığınmaevine götürüldüm. Sığınmaevleri için Ayşe, “Sığınmaevlerinde benzer hayatlar gördüm. Yaklaşık iki ay sığınmaevinde kaldım. Sonra bir akrabam elimden tuttu ve onunla birlikte yaşamımı sürdürüyorum” diye konuşuyor.
Şu an ‘gizlilik kararı’, ‘tedbir kararı’ ile ayakta durduğunu söyleyen Ayşe şöyle devam ediyor: “Ama ben güvende değilim. Hep bir öldürülecek korkusu ile burun burunayım. Şu an bu korkuyla yaşıyorum. Ama en azından dayak yemediğim için mutluyum. Kendimi daha güçlü hissediyorum.”
‘GÜÇLÜ OLMAK İÇİN KADINLAR VAR!’
“Kadına yönelik şiddete dair önlemler var mı?” diye sorduğum Ayşe; “Bence hiçbir önlem yok. Kadın hakları diyorlar ama polis kadınları şikayetinden vazgeçirip şiddet gördüğü cehenneme tekrar gönderiyor. Bu mu kadın hakkı? Ülkede kadın hakkı falan yok. Ama bu ülkede ölmemek için, hayatta kalmak için, güçlü kalmak için kadınlar var. En iyisi ve doğrusu da bu” diye konuşuyor.
Ayşe, şu an üniversite sınavına hazırlanıyor. Hedefi ise çocukları çok sevdiği için “Okul öncesi öğretmenlik bölümünde okumak ya da sağlıkçı olmak istiyorum” diyor ve röportajımızı bitiriyoruz.
*İsteği üzerine gerçek ismini değil, Ayşe ismini kullanıyoruz.