EMEP: Salgına ve sömürüye karşı 14 Mart bir mücadele günüdür
Emek Partisi, 14 Mart Tıp Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada "Salgına, sömürüye ve sağlığın ticarileştirilmesine karşı 14 Mart bir mücadele günüdür" dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, 14 Mart Tıp Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada 14 Mart’ı sadece bir kutlama değil mücadele günü olarak gördüklerini vurguladı ve “Hekimlerimizin ve sağlık emekçilerinin taleplerinin yanında olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.
“ŞİDDET SONUCU ÖLÜMLERE VİRÜS NEDENİYLE KİTLESEL HEKİM VE SAĞLIK EMEKÇİSİ ÖLÜMLERİ EKLENDİ”
Bu yıl düzenlenen 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerine pandemi ve pandemide kâr uğruna alınmayan önlemlerin damgasını vuracağını belirten Gürkan, “Hatırlanacağı üzere; geçen yıl bugünlerde yine 14 Mart etkinliklerinde 'Sağlıkta şiddete son' diyen sağlık emekçileri Ankara'da buluşmaya karar verdiler. Koronavirüsün hızla yayılım göstermesi üzerine bu çığlığı iş yerlerinden yükseltmek üzere sağlık kurumlarına döndüler. Ne var ki şiddet sonucu gerçekleşen ölümlere bu sefer virüs nedeniyle kitlesel hekim ve sağlık emekçisi ölümleri eklenecekti. Pandemiye rağmen hayatlarını halk sağlığı uğruna feda etmekten kaçınmayan doktorlarımızı ve sağlık emekçilerini saygıyla anıyoruz” denildi.
“PANDEMİDE SAĞLIĞIN TAMAMEN PİYASAYA AÇILMASI POLİTİKALARININ ACI SONUÇLARI YAŞANDI”
Pandemi ile geçen son bir yılda “sağlıkta dönüşüm”, özelleştirme ve sağlık alanını tamamen piyasaya açma politikalarının acı sonuçlarının yaşandığına dikkat Çeken Gürkan şunları söyledi:
“Elbette bütün bu politikaların altında, önceki hükümetlerin politikalarını sürdüren AKP’nin imzası vardı. Böylece koruyucu sağlık hizmetleri ve sağlığın kamu hizmeti olarak verilmesinin önemi bir kez daha kanıtlanmış oldu. Kapitalist sistem hem ulusal hem de küresel ölçekte sağlık hizmetlerini büyük kârlar elde edilen bir sektör olarak görüyor. Bu nedenle halk sağlığı hiçe sayılıyor. İlaç, tedavi, tıbbi teknoloji ve aşı ücretsiz olması gerekirken cepten ödemeler giderek artıyor. Resmi rakamlara göre Kovid-19 nedeniyle 30 bin insanımız yaşamını kaybetti. Elbette gerçek sayı çok daha fazla. Bu süreçte kamu sağlık kurumlarına ait yoğun bakım üniteleri dolup taşarken özel sağlık kuruluşları Kovid-19 hastalarını ortada bırakabildi! Yetmedi devletten mali destek istediler. Kimi kamu hastanelerinde Kovid-19 dışı hizmet verilmemesi üzerine halk, özel sağlık kuruluşlarına mahkûm edildi.”
“TÜKENEN SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN YÜKÜ HAFİFLETİLMİYOR”
Sağlık emekçilerinin “Şiddete son” çağrılarının pandemiyle birlikte “Ölüyoruz, tükeniyoruz” çığlıklarına dönüştüğünü ifade eden Gürkan. "‘Hakkınız ödenmez’ diyerek iktidar tarafından alkışlanan hekimler ve sağlık emekçileri özlük haklarından mahrum bırakıldı. Emeklilik hakkı engellendi, izinler ötelendi, hak edişler verilmedi. Sağlık emekçileri, istifa hakları gasbedilerek, daha uzun saatlerle daha ağır çalışma koşullarına mahkûm edildi. Binlercesi virüse yakalandı, 372 sağlık emekçisi hayatını yitirdi. Can kayıplarına rağmen Kovid-19 hâlâ meslek hastalığı olarak kabul edilmiyor! On binlerce sağlık emekçisi sırada iş beklerken personel açığı giderilmiyor. Tükenen sağlık emekçilerinin yükü hafifletilmiyor. Tüm bu uygulamalar yetmezmiş gibi pandemi nedeniyle sağlık emekçilerine verilen ek ödemelerdeki adaletsizlik tavan yaptı" dedi.
“EŞİT, ÜCRETSİZ, NİTELİKLİ, ULAŞILABİLİR SAĞLIK HİZMETİ İÇİN BİRLEŞİK MÜCADELE”
Pandemiyle birlikte halkın eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir ve anadilinde sağlık hizmetlerine erişim sağlayabilmesinin yolunun sağlık emekçilerinin ve halk güçlerinin birleşik mücadelesine bağlı olduğunun bir kez daha görüldüğüne işaret eden Gürkan, “Tıp haftası vesilesiyle hekimlerimizin ve sağlık emekçilerinin taleplerinin yanında olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyoruz. Tıp haftasını sadece bir kutlama günü değil mücadele günü olarak görüyoruz. Hekimler ve sağlık emekçileri onurumuzdur!” dedi. (HABER MERKEZİ)