14 Mart 2021 16:43

İsveç’te “namus ve töre” bahanesiyle işlenen 1400 suç soruşturması

İsveç'in değişik yerleşim birimlerinde polisin 2019'dan bu yana “namus/töre” bahanesiyle işlenen suçlarla ilgili 1400 civarında soruşturma açtığı belirlendi. 

Fotoğraf: Jonathan Brinkhorst/Unsplash

Paylaş

Murat KUSEYRİ
Stockholm

İsveç’te polis, Eylül 2019’dan itibaren “namus” ve “töre” bahanesiyle işlenen baskı ve saldırı suçlarının boyutları belirlemek amacıyla yeni bir uygulama başlattı. Bu soruşturmalar farklı bir kategoride kayıt altına alındı.

Aradan geçen 1,5 yıl içinde İsveç'in değişik yerleşim birimlerinde “namus/töre” bahanesiyle işlenen suçlarla ilgili 1400 civarında soruşturma açıldığı belirlendi. Ancak bu tür saldırı ve baskıya uğrayanların çoğunluğu polis ve kurumlara başvurmadığı için gerçek rakamın açıklananın çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor.

Soruşturmaları inceleyen İsveç Devlet Televizyonu (Svt), dosyalarda “ailenin namusunu koruduğunu” öne sürerek yakınlarına saldırdığı için 8 yıl hapis cezasına çarptırılanlardan, kızıyla birlikte olan bir genci öldürdüğü için ömür boyu hapis cezasına çaptırılan 47 yaşındaki bir erkek de bulunuyor. Yine benzer gerekçelerle işlenen cinayetlere karıştığı için 15 yaşındaki bir genç 2,5 yıl ve 17 yaşındaki bir diğer genç de 3,5 yıl hapis cezasına çarptırılmış.

MEDYA BU TÜR SUÇLARA İLGİSİZ

Bu tür suçların medyada gerekli ilgiyi görmediği değerlendirmesi de yapılıyor.

Polisin “namus/töre” bahanesiyle işlenen suçları soruşturan bölümünde görev yapan Komiser Jenny Edin, Svt'ye yaptığı açıklamada amaçlarının bu tür suçların istatistiğini tutmak değil suçu farketmek ve başlangıçta önlem almak olduğunu söyledi. “Amacımız suçu erken belirlemek böylece hem başlangıç hem de soruşturma sürecinde doğru önlemler almaktır” dedi.

Soruşturmalar, bu tür suçların çoğunlukla ailenin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini ve birden fazla kişinin suça karıştığını gösteriyor. 

Değişik gruplar içinde “namus” anlayışının olduğuna dikkat çeken Edin, “Biz örnek olarak insanların kültür, milliyet, etnik kökenlerine işaret etmiyoruz. Çocuklar, erkekler, kadınlar ve kızlar hem suç işleyebiliyor hem de suça maruz kalabiliyor” dedi.

Edin’in yanı sıra pek çok uzman bu tür baskı ve suçların medyaya yansıyanın çok daha üzerinde olduğu düşüncesinde. “Yakın ilişki içinde olanların kurumlara suçu bildirme alışkanlığı düşük” diyen Edin, bazı aileler için kurumlara bildirimde bulunmanın tabu olduğunu söyledi.

 

ÖNCEKİ HABER

THD: Kullanıp atılan plastikler yasaklansın!

SONRAKİ HABER

İnci kefalinin göç yolu Akköprü Deresi kirlilikten geçilmiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa