14 Mart 2021 23:36
/
Güncelleme: 15 Mart 2021 09:26

Güven veren, mücadeleci ve mütevazı bir yoldaşın ardından

Satı BURUNUCU*

Kadri Kılıcı İstanbul’da doğup büyümüş, daha çocuk yaşta devrimci mücadele ile tanışmış, hayatı boyunca örgütlü mücadele içinde olmuş Urfalı emekçi bir ailenin evladıdır. Marksizm-Leninizmle donanmış bir parti olmaksızın ne sınıf mücadelesini ne de kendisi için örgütsüz bir yaşamı hiç düşünmedi. Yıllarca AKP’li belediyede saldırı altında bir belediye emekçisi, sendika yöneticisi iken de bir parti işçisi olarak çalıştı, emekli olduktan sonra da Emek Partisi Esenyurt İlçe Başkanı olarak parti işçisi olarak görev aldı.

Burjuva değer yargılarının yarattığı bencillik, çıkarcılık, bireycilik, özel mülkiyet ya da statü hesabı Kadri’de hiç görülmedi. Aksine belediye emekçilerine, mücadele arkadaşlarına güven veren, yaptığı onca işe rağmen öne çıkmayan bir sadelikte yaşadı. Çok emek ettiği örnek toplu sözleşmelerin imza törenlerinde dahi geride dururdu. Yöneticilerden uzak, emekçilerin içinde. Mücadelede, polis barikatında, dayanışmadaysa hep öndeydi. Koca İstanbul’da demokrasi cephesinin gerçekleştirdiği eylem ve mitinglerde de işçilerin direnişlerinde de emeği vardı. Ölümünden birkaç gün önce Emek Partisi heyeti ile direnen Baldur işçilerini ve HDP Esenyurt İlçe Örgütünü ziyaret etti. Belediye işçilerinin grevi sırasında “Ah Kadri olsaydı” diye düşündüm. Çünkü o mutlaka işçisiyle-kamu emekçisiyle mücadelenin birleşmesi için grev kırıcılarına karşı emek ederdi. KESK içindeki rekabetçi-dar grupçu yaklaşımların varlığına rağmen ona duyulan saygı ve sevgi hep başka oldu. Sakin, güvenilir, net tutumuyla “yoldaşlar” diye başladığı bütün konuşmalarını “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği” sözü ile noktalardı. Emekli olmuş olmasına rağmen hâlâ her düşünceden sendika şube başkanı ve yöneticisi kafasına takılan her meselede Kadri ile konuşup önerisini alır, deneyimlerinden yararlanırdı.


Kadri Kılıcı

Fotoğraf: @emepistanbul'un Twitter hesabından alınmıştır.

Kadri’nin çok güçlü bir hafızası vardı. Yıllar önceki bir yaşanmışlığı günüyle, mekanıyla ve o anki duyguyla hatırlardı. Onun fil hafızasının yanında kendi zayıf hafızamın durumunu düşünürdüm hep. Merkezi eylemlerden ve toplantılardan sonra Kadri’nin güzel sesi ile dinlenir, onunla duygulanırdık. Bir kez katılamadığı bir toplantıdan sonra arayıp kendimizi eksik hissettiğimizi ifade ettiğimizde telefondan türkü söylemişti. Kaç türkü söylerse söylesin mutlaka biri “Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar” diğeri, yine bir Urfa türküsü olan “Kınıfır bedrenk olur“ idi. 

Kadri mücadele ettiği kesimlerle asla uzlaşmadı, hiçbir kişisel hesabı olmadı. Pek çok eylem, iş bırakma örgütlediği işyerlerinde belediye başkanlarının dahi nasıl saygı duyduğuna birkaç kez şahit olmuşluğum vardır. Çok saldırı yaşadı. Ancak bir kez bile moral bozukluğunu ya da yakınmasını hatırlamam. Eminönü Belediyesinin A takımı tarafından bıçaklandı, defalarca fiziksel saldırıya uğradı, tehditler aldı. Fatih Belediyesi tarafından Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Yedikule Hayvan Barınağına sürüldü. Hakkında yüzlerce soruşturma açıldı, zabıta görevinden alınarak maddi kayıplar da yaşatıldı. Yedikule Hayvan Barınağına basın açıklaması için gittiğimizde açıkta yüzlerce köpeğin varlığını ve oturdukları küçük alanda farelerin cirit attığını gördük. Kadri bizi yüzlerce aç, bakımsız ve öfkeli köpeğin arasından onlara türkü söyleyerek, konuşarak zararsız geçirdi. Kendisi dışında barınakta bulunan herkesin mutlaka ısırılmış olduğunu da aktarmıştı.

KADRİ VE OĞLU ÖZGÜR

Hem oğlu hem yoldaşı Özgür’ü örgütlü mücadeleye kazanmakla gururlanır, “En yakınımızdakini kazanamazsak, nasıl başarırız” derdi. Özgür’le maça gitmeyi, birlikte tezahürat yapmayı, onunla hemen her konuda sohbet etmeyi severdi. Özgür acısını anlatırken şöyle diyor “Hem babamı hem yoldaşımı kaybettim.” Özgür’ün annesi Ayşe ile evlilikleri sona ererken birkaç kişisel eşyasını alarak çıktı. Onu buna mecbur eden bir şey olmamış olmasına rağmen bunu tercihen yaptı, mal paylaşımı istemedi. Ayrılırken çocuğunu da boşamış gibi davrananların, eski eşinin burnunu yoksullukla sürtmek isteyenlerin, mülkiyetçi insanların anlayamayacağı bir tavırdı bu. Bir kez bile eski eşi hakkında olumsuz tek bir söz söylemedi, ihtiyaçlarında hep yanlarında oldu. Zaman zaman eski evine gidip geliyor, Özgür ile maç izleyip kritik yapmayı seviyor, yemek yiyorlardı. Ölümünden daha birkaç ay önce Ayşe’nin hastanede yatan ablasını 1.5 ay boyunca her gün hastanede ziyaret etti. 1 yıl ayrı bir evde yaşayan Kadri daha sonra, “Burası benim için hem kolay ulaşılabilir, hem rahat hem de ekonomik” dediği sendikaya yakın bir otele yerleşti. Çok kez gündem olduğunda “Burayı otel gibi düşünmeyin, burası benim için gayet iyi” diye kaç kez kestirip atmıştır. Ölümünden önceki haftalarda Esenyurt İlçe Örgütüyle almak için ev bakılıyordu. 3 aya yayılan partisinin bağış kampanyası için bağış tutarını ilk belirleyenlerden olup bir kerede ödediğini öğrendik il yönetiminden. Kimseye borçlandığını duymadım. Borç verdiği, desteklediği, dayanışma gösterdiği olurdu. Sağlığına, beslenmesine dikkat ederdi. İki öğün yer, glutenden, şekerden, alkolden uzak dururdu. 
Kadın emekçilerin, gençlerin teşviki ve desteklenmesi üzerine kafa yorar; gerileten tavırları olan yöneticilere sendika içinde gerekli tavrı alırdı. Uzun yıllar süren mücadele arkadaşlığımız sırasında   giyim, kuşam, özel hayat, tercihleri vb. konularda tek bir kadın hakkında yorumda, yargıda bulunduğunu görmedim. Onunla sürgünde de birlikte çalışmış bir kadın emekçi “Çok net ve güvenilirdi” diye ifade ediyor.

Kadri ile tartıştığımız meseleler de olurdu elbette. Onlardan en önemlisi bu çok yaygın, emek veren fedakarca faaliyetin daha hedefli, programlı daha seçici ve kazandırıcı bir çalışma olması üzerine olurdu.
Kadri yoldaş mutlaka her konuda fikri ve katkısı önemsenen, sendikada ve Emek Partisinde en ileri görevleri hak eden bir arkadaşımızdı. Sendikamızın MYK üyeliğinde görev sırası geldiğinde yerelin ihtiyaçlarını düşünerek adaylığı kabul etmedi. İşyerlerinin, emekçilerinin iradesi, yerel birlikler hep ilk sırada önem taşıdı.  

Özgür’ün “Babam ancak bu kadar anlamlı bir vedayla uğurlanabilirdi” dediği cenaze törenine pandemi koşullarına ve hava muhalefetine rağmen sendikalardan, belediye emekçilerinden, yoldaşlarından miting gibi bir katılım oldu. Görev için değil, bu mücadeleci ve fedakar hayatın karşısında hepimiz saygıyla, sevgiyle isteyerek yerimizi aldık. Savcılığın “şüpheli ölüm” diye tutanaklara geçtiği soruşturmaya ek olarak ilçe başkanı olduğu EMEP’in  avukatlarının, mücadele arkadaşlarının ve oğlunun da olduğu bir komisyonun takibi var. EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz cenaze töreninde yaptığı konuşmada “Kadri yoldaşımız sınıf bilinciyle kuşanmış halkın kurtuluşunun işçi sınıfının mücadelesiyle geleceğine inanmış bir devrimciydi. Biz onu her zaman böyle anacağız” dedi ve “Kadri yoldaşımızı kaybetmemize neden olan ne varsa aydınlatılacağından kimsenin şüphesi olmasın” cümlesiyle bitirdi.

Mücadele ile geçen hayatının anısına saygıyla,  mücadelesine bağlılıkla, şimdiden hasretle.

* Tüm Bel Sen MYK Üyesi

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et