Sağlık emekçilerinin randevu talebi Sağlık Bakanlığı tarafından geri çevrildi
Sağlık Bakanlığı, sağlık emek-meslek örgütlerinin öneri ve taleplerini iletmek için istediği randevu talebini geri çevirdi. Sağlık emekçileri, Sağlık Bakanlığı önünde acil talepleri sıraladı.
Fotoğraf: Ankara Tabip Odası
Sağlık emek-meslek örgütleri, 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması düzenleyerek taleplerini yineledi. Açıklamada konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sağlık Bakanlığı’nın sağlık öneri ve taleplerini iletmek için istedikleri randevuyu geri çevirdiğini aktardı. Sağlık çalışanlarının uzun yıllar boyunca yaşadığı sorunların Kovid-19 pandemisi ile birlikte katlanarak arttığını ifade eden Fincancı, sağlık emekçilerinin bir yandan salgın yönetimi için mücadele ederken bir yandan da kendi sağlıkları, hakları ve emekleri için mücadele ettiklerini belirtti.
Ankara Tabip Odası, Ankara Dişhekimleri Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi, Devrimci Sağlık-İş Sendikası, Türk Hemşireler Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği’nin Sağlık Bakanlığı önünde yapılan ortak açıklamasında konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Sağlık Bakanlığı’ndan istenilen randevunun verilmediği ifade etti.
387 SAĞLIK EMEKÇİSİ HAYATINI KAYBETTİ
Sağlık çalışanlarının uzun yıllar boyunca yaşadığı sorunların Kovid-19 pandemisi ile birlikte katlanarak arttığı belirten Fincancı, "Pandemi yönetimi nedeniyle 14 Mart 2021 itibari ile fiilen çalışma yaşamında olan 387 sağlık ve sosyal hizmet emekçisi yaşamını kaybetmiş ve yüz binlercesi de hastalanmıştır” dedi.
"YENİ BİR SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET POLİTİKASINA İHTİYAÇ VAR"
Türkiye’de yaşayan yurttaşların sağlıkta dönüşüm programının olumsuzluklarını katkı-katılım payları, ilave ücretler ve her gün cepten yapılan harcamalarla yaşamaya devam ettiğini vurgulayan Fincancı, “Pandemi sürecinde; sağlıkta dönüşüm programı ile vazgeçilmeye başlanan koruyucu sağlık hizmetlerine yönelik yatırımların ne kadar hayati önemde olduğu görülmeye başlandı. Hastalıklar ve salgınlar ile uğraşmak yerine bunların önlenmesine yönelik çalışmaların daha ucuz olduğunu, tüm toplum için elzem olduğunu fakat sermaye için kâr getirmediği için tedavi edici çalışmalara yönelim olduğunu hep birlikte anladık. Bu nedenle de halkın ve alanda örgütlü sağlık emek ve meslek örgütlerinin hizmetlerin planlanmasından, üretilmesine ve sunulmasına kadar tüm karar alma süreçlerinde etkin olarak yer aldığı yeni bir sağlık ve sosyal hizmet politikasına ihtiyaç vardır” diye konuştu.
ACİL TALEPLER
Fincancı, Sağlık Bakanlığı’na sağlık emekçilerinin en acil taleplerini şöyle sıraladı:
- Kovid-19 meslek hastalığıdır, önerdiğimiz yasa tasarısı kabul edilsin.
- Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın.
- Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmek için yeni ve etkili ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.
- Emekliliğimize de yansıyacak temel ücret ile ekonomik ve özlük haklarımız iyileştirilsin, performans, ek ödeme değil, yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret verilsin. 3600/7200 ek göstergeler sağlansın
- Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.
- Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.
- Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler yeter. Katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın.
- Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dahil olsun.
- Özel hastanelere verilen her türlü teşvik kaldırılmalıdır. Özel hastaneler ile SGK anlaşma yapmamalıdır. Özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçe kamu sağlık kurumlarına aktarılmalıdır. (Ankara/EVRENSEL)