Adana Türkoğlu Cezaevi’nde hak ihlalleri devam ediyor
İHD Adana Şubesi, Maraş Türkoğlu Cezaevi’ndeki hak ihlallerine ilişkin rapor yayımladı: Hasta mahpusların tedavileri aksatılıyor, hak ihlallerini ailelerine anlatanlara soruşturma açılıyor.
Fotoğraf: Evrensel
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, sık sık hak ihlalleri ile gündeme gelen Maraş Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde son günlerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespit ve değerlendirme raporunu basınla paylaştı. Rapora göre açlık grevinde olan mahpusların ihtiyaç duyduğu malzemeler verilmiyor, hasta mahpusların pandemi bahanesi ile tedavileri aksatılıyor, yaşanan hak ihlallerini ailelerine anlatanlar hakkında disiplin soruşturmaları başlatılıyor.
“PANDEMİDE SAĞLIĞA ERİŞİM HAKKI KISITLANDI”
Mahpusların ve yakınlarının şikaytleri üzerine cezaevinde mahpuslarla yapılan görüşmelere dayanılarak hazırlanan raporda sağlığa erişim hakkı başta olmak üzere bir takım haklara getirilen kısıtlamalara dikkat çekildi. Dernek binasında yapılan açılamada konuşan İHD Adana Şube Başkanı İlhan Öngör, cezaevlerindeki hak ihlallerinin bir an önce sonlandırılmasını istedi.
“1 DAMLA SU VERENİN İNSANLIĞINDAN ŞÜPHE EDERİM’’
Mahpuslarla yapılan görüşmeleri paylaşan Öngör, açlık grevine giren mahpusların kendi koğuşlarından alınarak farklı bir odaya götürüldüklerini, kendilerine yalnızca tuz ve şeker verildiğini, gerekli olan diğer malzemelerin örneğin; sıcak su gibi verilmediği, semaveri olan mahpusların sıcak su temini için semaverlerinin dahi kendilerine verilmediğini ifade etti. Sorunun çözümü konusunda 1. müdürün insancıl yaklaşından uzak olduğunu dile getiren Öngör, infaz koruma memurlarına ‘’ 1 damla su verenin insanlığından şüphe ederim’’ söylemlerinde bulunduğu bilgisini paylaştı.
“DARBEDİLDİLER, RAPOR ALAMADILAR”
Hapishanede yaşanan hak ihlallerini telefon ya da kapalı görüşlerde ailelerine aktaran mahpuslarla ilgili kurumu kötüledikleri gerekçesi ile disiplin soruşturmalarının başlatıldığını ve disiplin cezaları verildiğini dile getiren Ögör, mahpuslara psikolojik baskının yoğun olduğunu da söyledi. Raporda yakın zamanda yaşanan bir olaydan kaynaklı sayıları 20’yi bulan çok sayıda infaz koruma memurunun fiziksel müdahalesi sonucu çok sayıda mahpusun darp edildiği, kimilerinin vücudunda kemik kırıklarının yaşandığı ifade ediliyor. Revire çıkarılmayan mahpusların darp raporu alamadıklarına da dikkat çekilen raporda haftalar sonra revire çıkan mahpuslarda da darp izlerinin iyileşmiş olduğundan kaynaklı rapor temin edemedikleri, konuyla ilgili suç duyurusunda bulundukları ancak aradan 1 ay geçmesine rağmen herhangi bir gelişme yaşanmadığını, kendilerine ise yine disiplin soruşturmalarının açıldığı dile getiriliyor.
“PANDEMİ ÖNLEMLERİ YOK”
Pandemide hijyen konusu da raporda önemli bir yer tutuyor. Koğuşların kapasitenin üzerinde olduğuna, maskenin yeterli sayıda verilmediğine, dezanfektan ve kolonya gibi temizlik materyallerin ise hiç verilmediğine, infaz koruma memurlarının haftada 1 gün koğuşlara gelerek koğuşun yalnızca bir köşesine bir miktar ilaç sıkarak geri gittiklerine dikkat çekiliyor.
“PANDEMİDE SAĞLIĞIM KÖTÜLEŞİYOR”
Görüşülen mahpuslardan C.İ., pandemi koşullarında sağlığının giderek kötüleştiğini anlatıyor. 27 yıldır hükümlü olarak cezaevinde olan C.İ. 2002 yılından beri devam eden kronik kalp rahatsızlığı nedeni ile kalp kapakçığının değiştirildikten sonra sürekli kan pıhtılaşması sorunu yaşadığını, analfistür isimli bir rahatsızlığından dolayı yarasının daha önceleri açık iken daha sonra apse oluştuğunu ve patladığını anlatıyor. Çok ağrı ve sızısının olduğunu, sürekli hastane ortamında kan tahlili yapılması gerektiğini aktaran C.İ., bunun için 0hastanedeki odanın temiz olmamasının hayatı için risk oluşturduğunu söyledi. Dönüşünde pandemi sebebiyle karantinada kaldığını, sağlığının giderek kötüleştiğini aktaran C.İ., bunun hayatını çok zorlaştırdığını , AYM’ye başvurduğunu ancak talebinin reddedildiğini, AİHM’ye başvurduğunu ancak yazışmaların İngilizce olması sebebiyle takip etmekte zorlandığını, hukuki yardım istediğini, bunun için CİSST isimli bir sivil İnsiyatif Derneğine de başvurduğunu belirtti.
“HASTA MAHPUSLARIN CEZALARI ERTELENMELİ”
Hasta Mahpusların acil ve tam teşekküllü hastanelerde tedavilerinin yapılarak sağlıklı hijyenik ortamlarda iyileşmelerinin sağlanması gerektiğini ifade eden İlhan Öngör, cezaevinde yaşamını idame ettiremeyecek veya cezaevi koşullarının sağlığını olumsuz yönde etkilediği tespit edilen hasta mahpusların, infazlarının ertelenmesinin derhal sağlanmasını istedi. Cezaevlerinde iklim koşullarına uygun, hijyenik, sağlıklı ortamların sağlanması, su ve besin ihtiyaçlarının yeterli kapasitede olması gibi acil taleplere de dikkat çeken Öngör, “Söz konusu anlayış ve pratiklerin hayata geçirilmesi için Adalet Bakanlığı, TBMM Cezaevi ve İnsan hakları komisyonunu, Siyasi partiler, ulusal ve uluslararası hak temelli çalışan insan hakları örgütlerinin sorunların tespit ve çözümü konusunda kendilerini asli sorumlu görerek daha duyarlı yaklaşmalarını sağlanması gerekir” dedi. (Adana/EVRENSEL)