17 Mart 2021 01:00

Yeni “sivil” anayasa ve insan hakları eylem planı

Makyajlanmış vaatler ve dayatma anayasalara karşı cevabı gençlik barış ve hürriyet mücadelesi ile verecektir.

Yeni “sivil” anayasa ve insan hakları eylem planı

Themis heykeli | Fotoğraf: Tingey Injury Law Firm/Unsplash

Kerem ÖZDAMAR

Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı yeni “sivil” anayasa çıkışı ve ardından gelen “İnsan Hakları Eylem Planı” gündeme hızlı bir giriş yaptı. Erdoğan eski anayasayı askeri olmakla eleştirirken, sivil bir anayasa ihtiyacını vurguladı. Eylem Planı adı altında hukuk alanında yapılacak olan iyileştirmeler ise muhalefet kanalında gündem değiştirme olarak algılandı. Ancak bilindiği üzere, dört yıl önce “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” adıyla geçilen yeni rejim ülkede siyasi, ekonomik ve hukuki alanda deyim yerindeyse erozyona yol açtı. Başkanlık sisteminden beri siyasi olarak seçim iptalleri, seçilmiş belediyelere atanan kayyumlarla hukuki alanda iktidarın eleştirdiği askeri anayasanın sahiplerinin yaptığı gibi hak ihlalleri, tarihte ilk kez görülen soruşturmalar ve tutuklama kararları, işkence iddiaları gibi kırık notlarla dolu bir karne ile yeni anayasayı sunma çabası içerisinde. En önemlisi ise ekonomi alanında yaşanan krizi vatandaşların tüm benliği ile hissetmesi. Hayat pahalılığı ve yandaş sermayelerin aldığı ihaleler gibi gerçekler ortada iken iktidar, yeni anayasa ve insan hakları eylem planı gibi iki önemli hususta inandırıcılığını yitirmiş durumda.

GENÇLİK BU VAATLERE KARŞI NE DÜŞÜNÜYOR?

Gençlik açısından ise bu planlar oldukça etkisiz gözüküyor. Genç işsiz oranlarının zirve yaptığı, gençlerin KYK borcu altında ezildiği ve en şanslılarının asgari ücret altında emek sömürüsüne maruz kaldığı bir ortamda yeni anayasa ve insan hakları eylem planı umut vermiyor. Gençlerin çoğu asıl sorunun yoksulluk ve emek sömürüsü olduğunu vurguluyor. AKP’nin en az oy aldığı kesim olan gençler, iktidarın demokrasi masalına artık kanmıyor. Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektör protestolarında yerlerde sürüklenen, açık polis şiddetine maruz kalan ve uydurma suçlarla tutuklanan gençler varken açıklanan yeni eylem planı, eski örneklerinden farklı olmayacağı gibi insan hakları yerine polis şiddetinin tepemizde kılıç gibi sallanacağını bize açıkça gösteriyor. Kadına şiddet failleri için kullanılması beklenen elektronik kelepçelerin bu failler yerine haksızlığa ses çıkaran öğrenci arkadaşlarımızın bileğine takılması, insan haklarına ne kadar değer verildiğini gösterirken sivil olarak görülmeyeceğimizin en açık örneğini oluşturuyor. 6284’ün gerektiği gibi uygulanmadığı bu ortamda; Feminist Gece Yürüyüşü’ne katıldığı için gözaltına alınan kadınlara ya da İstanbul Sözleşmesinden çıkmanın sürekli tekrarlandığı bir ortamda yargı bağımsızlığının, adil yargılanmanın güçlendirileceğini söylemek oldukça ironik ve asla karşılık bulmayacak bir vaat olmaktan öteye gidemiyor. Yine planda yer alan ifade, örgütlenme ve din özgürlüğünü güçlendirme vaadi de KHK ile kapatılan dergileri, gazeteleri ve getirilen yürüyüş yasaklarını hatırlatıyor.

BİZ SİZİ TANIYORUZ!

Biz gençlerin kendimizi korkarak ifade ettiğimiz, aç kalma tehlikesi ile yaşadığımız bir yerde sırf iktidarı kaybetmemek adına vurgulanan sivil anayasa çalışmalarına destek vermeyeceğimiz bilinmelidir. Bunlar konuşulurken 10 Ekim Gar Katliamı davasının adeta sürüncemede bırakılması Boğaziçi protestosuna katılan öğrencilerin ailelerinin aranması eylem planının muhalefete yönelik bir eylem olacağını açıkça gösteriyor. Krizler, pandemi ve darbe ile sürekli artan baskılar altında nefes alamayan gençlerin psikolojik sorunlarını ailelerine karşı bir koz olarak kullandığınız bu maskeli baloda, sözü edilen hiçbir iyileştirmenin yapılmayacağı “ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz” atasözünde olduğu gibi belli olmuştur.

Psikolojik, ekonomik ve hürriyet açısından diz çöktürülmeye çalıştırılan, KYK sadakası ve bedava internetle kandırmaya çalıştığınız gençlik sizlere kapısını çoktan kapattı. Makyajlanmış vaatler ve dayatma anayasalara karşı cevabı gençlik barış ve hürriyet mücadelesi ile verecektir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et