16 Mart 2021 23:00

Bilgiye erişim sorunu eğitim hakkı sorunudur

Bilgi sadece belli bir zümrenin erişebildiği, üstünden yayıncı tekellerinin devasa miktarda para kazandığı bir piyasa ürünü olmamalıdır.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

İlhan Emre SÜER

ODTÜ

Üniversitelerde bahar dönemi tekrardan uzaktan eğitim olarak başlarken ODTÜ Hazırlık öğrencileri kendilerini yeniden ziyaret eden bir sorunla karşılaştı: Zorunlu ve pahalı kitap ücretleri. Geçtiğimiz sonbahar okul bile açılmadan önce bizlere kurlarımıza göre liste verilmiş, buradaki kitapları ve online platform üyeliğini toplamda bazı kurlarda 600 liraya varan bir ücret karşılığında resmi satıcısından almamız şart koşulmuştu. Kitapları başka bir şekilde temin edersek (fotokopi baskı, üst dönemden alma gibi) online sisteme girip ödevleri yapamayacağımız için not kaybı yaşayacağımız söylenerek zorunlu tutulmuştu. Bu fahiş ve kısa sürede istenen paralar için o dönem hazırlık öğrencileri olarak internet üzerinden hızlı bir şekilde bir araya gelmiş ve topluca okula taleplerimizi iletme ve sosyal medya ile sesimizi duyurma yönünde bir çalışma yürütmüştük. Uzaktan eğitimin yarattığı dağınıklık ve zaman darlığı yüzünden somut sonuçlar alamasak bile ücretsiz ve eşit eğitim üzerine birçok tartışma ve fikir edinme fırsatı bulmuştuk.

ÜCRETSİZ EĞİTİM TALEBİNİN ÖNEMİ

Kimi öğrenciler kitap konusundaki ücretsiz eğitim isteğinin uç bir istek olduğunu kimileri ise bunun gerektiğini ama gerçekleşmeyeceğini düşünüyordu. Peki gerçekten ücretsiz eğitim denildiği gibi gerçek dışı ve saçma bir talep miydi?Öncelikle ücretsiz eğitim, her öğrencinin maddi durumundan bağımsız nitelikli eğitim alabilmesi ve öğretim kaynaklarına eşit miktarda ulaşabilmesidir. Bunun içine yol, yemek ücretleri gibi “gizli” kalemler de dahildir. AKP, 18 yıldır ilk ve ortaöğretimde ücretsiz kitap dağıttık, üniversitelerde ise harç ücreti kaldırdık masalı satarken gün geçtikçe eğitim daha da piyasalaşıyor, özelleştirmenin önü devlet teşvikleri ile açılıyordu.Bizim konumuzda ise devlet okulunda, okuma yapacağı sisteme para vermeden girmesi engellenerek öğrencinin bilgiye ulaşması kısıtlanıyordu ve bunların üstüne bir de not tehdidi yiyordu. Aynı okulu kazanmış bile olsalar maddi durumlarından dolayı öğrenciler arasında eğitim farkı oluşuyordu. İşte bu noktada ücretsiz eğitim talebinin önemi büyüktür, bilgi sadece belli bir zümrenin erişebildiği, üstünden yayıncı tekellerinin devasa miktarda para kazandığı bir piyasa ürünü olmamalıdır. Her öğrenci ihtiyaç duyduğu kaynaklara ulaşabilmeli ve bilginin pahalı, altın varaklı kapılar ardında değil tüm dünya ile paylaşılması sağlanmalıdır. Hem eğitimin niteliğinin artması hem de akademik birikimin gelişmesi için bunlar şarttır.Aaron Swartz’ın “Gerilla Açık Erişim Manifestosu”nda bahsettiği gibi, bu kötü durumu “Kabul ediyorum” diyebiliriz fakat bunun yerine yapabileceğimiz bir şey var: Mücadele edebiliriz!Öğrenciler olarak kapitalist tekellerin eğitim üzerindeki piyasalaşmasına, bunların aracı olan devletlere karşı durmalı ve her yerde hep birlikte ücretsiz ve eşit eğitim talebimiz için mücadele etmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Patronların kâr hırsı işçilerin kabusu oluyor

SONRAKİ HABER

Potansiyellerimizin sonu işsizliğe çıkıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa