17 Mart 2021 05:58

ODTÜ’de 8 Mart’ı nasıl geçirdik?

Akademide cinsiyetçilik ve kampüs içinde cinsel tacizi önleme biriminin işlevi ve nasıl ilerletilebileceği kuşkusuz forumda tartışmalarımızın ana ayağını oluşturdu.

ODTÜ | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş
Sıla ALTUN
ODTÜ

  Bu 8 Mart, aşağı yukarı her alanda olduğu gibi ODTÜ’de de güncelde yaşadığımız hak kayıplarından şiddete ve kadın mücadelesine kadar kadınların gündeminde olan tüm konulara dair tartışma yürüttüğümüz ve bir araya geldiğimiz bir şekilde geçti. Özellikle kadın üniversitelerinin resmi gazetede yayınlanması, kadın hareketinin güncel durumu ve pandemi tartıştığımız ana konulardandı.

  Pandemi döneminde 8 Mart’ı ODTÜ’deki kadınlarla nasıl örgütleyebiliriz gibi bir sorunla karşı karşıyaydık. Ancak pandemi dolayısıyla fiziksel olarak bir araya gelememek bizlerin önünde bir engel oluşturmadı. İlk elden 8 Mart’a kadar olan hafta içinde ve sonrasında çeşitli etkinliklerin örgütlenmesi için topluluklara çağrılan bir online toplantı düzenlendi. Katılan her topluluk kendi alanlarıyla da ilişkili bir şekilde 8 Mart’ı nasıl gündeme getireceğine dair tartışmalar yürüttü. Bu sürecin sonunda 10’a yakın topluluk 8 Mart haftasında kendilerine özgü materyaller üretti ve etkinlikler düzenledi. Bu etkinliklerin bir ayağı olarak ODTÜ 8 Mart’ını konuşabileceğimiz bir açık çağrılı bir forum planlandı. Yaklaşık 35 topluluğun çağrıcısı olduğu bu online forumu sosyal medyanın bizlere sağladığı imkanı değerlendirerek güçlü bir şekilde geçirdik. Kadın üniversiteleri hem toplulukların kendi iç tartışmalarına hem de foruma katılan kadınların gündemine daha ayrıntılı bir şekilde girdi. Keza akademide cinsiyetçilik ve kampüs içinde cinsel tacizi önleme biriminin işlevi ve nasıl ilerletilebileceği de kuşkusuz tartışmalarımızın ana ayağını oluşturdu.

  Her ne kadar genel bir forum alınmış olsa da ODTÜ’lü Kadınlar kendi fakültelerindeki kadınlara ulaşmak ve 8 Mart’ı ve kadın mücadelesini buralarda da gündem haline getirebilmek adına fakülte forumları, bölüm hocalarıyla söyleşiler ve film atölyeleri gerçekleştirdi. Her fakültenin kendi özgün sorunları o fakültedeki kadınlar tarafından özel olarak tartışıldı. Hazırlanan bildiriler ve videolarla bu sorunlara cevaplar üretilmeye çalışıldı. Keza örgütlenen yerel etkinlikler o alanlardaki kadınlara daha fazla ulaşma ve buralardan kazanım elde etme ve elde edilen kazanımları ilerletme olanağı da sağladı. Bunun en büyük örneği, İİBF’ deki kadın hocalarla yapılan akademide cinsiyetçilik söyleşisi sonrasında, İİBF’ deki akademisyenlerin öğrencileri dikkate alarak toplamış oldukları dilekçeler ile fakülte bazında bir toplumsal cinsiyet eşitliği komisyonu talep etmesiyle gerçekleşti.

  ODTÜ genelinde yürütülen her tartışma her alanda kendi özgünlüğü ile tartışılarak ilerletildi. Bu sayede daha fazla genç kadın ile bir arada hareket etmenin ve bu kadınları mücadelenin bir parçası haline getirmenin yolu açıldı. Bu noktada ODTÜ örneği bizlere, kadın mücadelesine dair ya da bugün tek adam tek parti rejiminin üniversitelere ve kadınlara yönelik saldırıları tartışırken izlenebilecek bir yöntem gösterdi. Ancak bu yöntem pratik anlamda yerelin özgünlüğüne göre şekil değiştirse de özünde kadınların kendi öznel talepleri etrafında hem yerelde hem de üniversite merkezinde bir araya gelmesi ile kadın mücadelesinin daha ileri taşınabileceğini kanıtlamış oldu. Şimdi ise bizlere kalan görev bu birlikteliklerin kalıcılaştırılması ve kadın mücadelesinin her alanda ve her dönemde yürütülmesini sağlamak olacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Büyük Coşkunlar iş cinayeti davasının 2. duruşmasında 3. gün sona erdi

SONRAKİ HABER

Pandemi sonrası eğitim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa