17 Mart 2021 09:24
Son Güncellenme Tarihi: 17 Mart 2021 18:20

Boğaziçi davası | Mahkeme tutuklu öğrenciler Doğu ve Selo'nun tahliyesine karar verdi

Boğaziçi protestolarında Kabe figürünün yer aldığı bir resim sergiledikleri gerekçesiyle 2’si tutuklu 7 öğrencinin yargılandığı davada, tutuklu öğrenciler Doğu ve Selo tahliye edildi.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

AKP'li Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan eylemlerde tutuklanan Doğu ve Selo ile tutuksuz yargılanan 5 öğrenci hakim karşısına çıktı.

7 öğrencinin "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçundan 1’er yıldan 3’er yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada tutuklu öğrenciler Doğu ve Selo hakkında tahliye kararı verildi.

"İDDİANAMENİN ŞERRİ HÜKÜMLERE DAYANDIRILMASI ANAYASANIN LAİKLİK İLKESİNİN AÇIK İHLALİ"

Öğrencilerin avukatlarından Levent Pişkin iddianamenin iadesini talep etti. Mahkeme heyeti talebi yanıtsız bırakarak iddianameyi yeniden okumaya başladı.

Avukat Levent Pişkin, iddianamenin şerri hükümlere dayandırılmasının, anayasanın laiklik ilkesinin açık ihlali olduğuna dikkat çekti. Pişkin,  "İddianamenin iadesi mümkün olduğundan, iadesini, davaya konu eser göz önüne alındığında içeriği itibarıyla toplumda hiçbir tepki meydana gelmediği, açık ve yakın bir tehlikenin ortada olmadığı, ifade özgürlüğü anlamında kaldığı, suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek CMK 203/9 gereğince derhal beraatlerini talep ederiz" dedi.

HAKİMDEN ÖĞRENCİYE: LGBTİ ÜYELİN VEYA DİYALOĞUN VAR MI?

Tutuklu öğrenci Doğu savunmasında, “Polis bize gaz ve plastik mermiyle saldırdığı için barışçıl bir eylem yapmak istedik ve eylemi sergiyle devam ettirmeye karar verdik. Dava konusu resim anonim bir eser. Hiçbir kesim ve kişiyi aşağılamak, kim ve nefrete sevk etmek gibi bir amacım yok. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. LGBTİ+ bayrağını bir güvenlik görevlisi astı. Telefonumda videosu var, incelenebilir. O güvenlik görevlisini teşhis edebilirim" dedi. Hakim Doğu'ya, “LGBTİ+ üyeliğin veya diyaloğun var mı?​” diye sordu.

Dosya kapsamında 47 gündür tutuklu olan bir diğer öğrenci olan Selo da üzerine atılı suçlamayı reddetti. Selo, “Sergi rektör olayları kapsamında düzenlendi. Gelen eserler bir seçmeye tabi tutulmadı. 300-400 kadar eser geldi. Sergiden eve döndüğümde arkadaşlarım polis tarafından arandığımı söyledi. Vatan Emniyet Müdürlüğüne gittim. Orada resimle ilgili sorular soruldu. Sonra resmi ben ve Doğu’nun astığının yazılı olduğu bir tutunak imzalatmaya çalıştılar. Savcılıkta tutukluluğa sevk edilmeden bu haberi TRT’den öğrendik. Suç işleme kastım ve kötü niyetim yoktu, sergiye gittim ve anlamadığım bir suçtan dolayı 47 gündür tutukluyum. Avukatım olmadan beyanda bulunmadığım halde bana bir tutanak getirdiler. Tutanakta resmi asan dört kişiden biri olduğumu kabul ettiğim yazıyordu. Ben bu tutanağı imzalamadım” dedi.

KAYITLARA 'KAYIP' OLARAK GEÇEN RESİM MAHKEMEDEN ÇIKTI

Dosya kapsamında ev hapsi cezasına çarptırılan S.N.B savunmasında, sergide çok fazla eser olduğunu ve tek başına bu eserin yere konulmasının söz konusu olmadığını söyledi. B. suçlama konusu eseri kaldırması için herhangi bir uyarı almadığını belirtti. B, savunmasında resmin nerede olduğunu bilmediğini söylerken hakim, “Kayıp resim bu muydu” diyerek ayağa kalktı ve dava konusu görseli açtı.

B'nin ifadesi sırasında mahkeme hakimi, kayıp olarak bilinen eseri açarak mahkeme salonunda gösterdi. Avukatların “Eser bulunmuş mu?​” sorusuna hakim, “dosyada” diye cevap verdi. Avukatlar ise eserin dosyada olmadığını, kayıp olarak kayda geçtiğini ifade etti.

Mahkeme ara karar ile S.N.B'nin ev hapsi kontrolünün 'haftada bir karakola imza vermek' şeklinde değiştirilmesine karar verdi.

Avukat Levent Pişkin yaptığı savunmada, "Bu iddianame, iddianame vasfını taşımıyor. Kadı rejimi altında yaşıyorsak önden bildirsinler. İslami inancın bir yorumuna dayalı değerlendirme yapılmış. Eşcinselliğin haram olduğunu söyleyerek suç işlendi. Eşcinsel bir avukat olarak size söylemek isterim ki en başından itibaren LGBTİ+'lara karşı bir nefret kampanyası yürütüldü. Müvekkilim müslüman, ben eşcinselim. Kim kime karşı tahrik edildi? Müslüman eşcinseller de vardır. İnanır mısınız hacca da gidiyorlar" dedi.

Öğrencilerin avukatları, tüm sanıkların beraatini talep ettiklerini belirterek, ortada tek bir somut suç isnadı oluşmadığını söyledi.

Hakimin bütün öğrencilere LGBTİ+ üyesi misin diye sorması üzerine Avukat Levent Pişkin tepki gösterdi, "LGBTİ üyesi diye bir şey yoktur. LGBTİ üyesi diyerek LGBTİ+ kimlikleri kriminalize edemezsiniz" dedi. Bunun üzerine hakim "Ben LGBTİ nedir yeni duydum zaten. Bu serginin LGBTİ organizasyonu olup olmadığını soruyorum. Cevap vermeme hakkına sahipsiniz" ifadelerini kullandı.

İKİ ÖĞRENCİNİN TAHLİYESİNE KARAR VERİLDİ

Savcı, 2 öğrenci için tutukluluğun devamını talep etti.

Savcı, sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi olduğunu söyledi. Suç için öngörülen cezanın üst sınırı da dikkate alındığında öğrencilerin kaçma şüphesi bulunduğunu öne sürerek tutukluluk hallerinin devamını talep etti.

Mahkeme, tutuklu öğrenciler Doğu ve Selo'nun tahliyesine karar verdi.

 

 

Adliye önüne desteğe gelen öğrenciler kararı sevinçle karşıladı.

 

 

Duruşmayı, CHP Milletvekilleri Sera Kadıgil, Özgür Özel, TİP Milletvekili Barış Atay, Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da takip etti.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, olayla ilgili savcılıkça re'sen soruşturma başlatıldığı belirtildi. Olay gününe ait görüntülere göre, şüphelilerden Doğu VE Selo'nun Boğaziçi Üniversitesi kampüs alanı içerisindeki sergi alanında bir panoya 29 Ocak 2021 tarihinde saat 12.45 sıralarında Kabe fotoğrafı üzerine Şahmeran tasviri ve dört bir yanında LGBTİ+ amblemi bulunan resmi astıkları belirtildi. Üniversitenin güvenlik görevlileri tarafından tutulan tutanağa göre resmin asılması üzerine şüphelilerin resmin dini simgeleri aşağılayıcı nitelikte olduğu yönünde uyarıldıkları, ancak şüpheliler H. K. ve S.N.B'nin bahse konu panonun kendi sorumluluklarında olduğunu, bir sorun olduğunda kendilerinin ilgileneceklerini beyan ettikleri ifade edildi. Grup içinde bazı öğrencilerin dini değerlere aykırı olduğu gerekçesiyle resmin kaldırılması gerektiğini belirttikleri, ancak şüphelilerin resmi kaldırmayacaklarını söyledikleri iddianamede yer aldı. Daha sonra şüpheliler C.B, E.K. veR.Ö'nün Boğaziçi Rektörlüğüne hitaben "Şahmeran figürü bulunan resim kaybolmuştur. Saat 17.00 itibariyle gerekli araştırmaların yapılmasını istiyoruz" şeklinde dilekçe düzenleyerek imzaladıkları anlatıldı.

İddianamede, 7 şüphelinin Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçundan 1'er yıldan 3 'er yıla kadar hapisleri talep edildi.

DAVA ÖNCESİ ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA

İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma öncesi adliye önünde toplanan kitlenin basın açıklaması yapmak istemesine polis izin vermedi. Yasağa rağmen öğrenciler polis ablukasında basın açıklaması yaptı.

"Kayyum rektör istemiyoruz", "Kayyum rektör değil, seçilmiş rektör istiyoruz", "Demokratik üniversite mücadelesi yargılanamaz", "Tutuklu öğrenciler serbest bırakılsın", "Arkadaşlarımızı alacağız" dövizleri taşıyan öğrenciler LGBTİ+ bayrakları açtı. Sık sık "Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük", "Nefrete inat yaşasın hayat", "Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz" sloganı atıldı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Milletvekili Ali Şeker, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP Milletvekili Hüda Kaya ve Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık de yargılanan Boğaziçi öğrencilerine destek vermek amacıyla adliye önüne geldi.

"ARKADAŞLARIMIZ DERHAL SERBEST BIRAKILSIN"

Boğaziçi eylemlerini destekleyen herkese teşekkür edilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Bu tutuklamalar hukuksuzdur, arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. Mücadelemiz her türlü baskı girişimine rağmen devam ediyor. Cumhurbaşkanı'na 'Yüreğimiz yetiyor' demiştik. Bizi size koşulsuz itaat edenlerle karıştırmayın. Bugün o mektupta dediklerimizi aynen tekrarlıyoruz. Size kulluk etmiyoruz. Hukuksuzca tutukladığınız her arkadaşımızı alacağız. Mücadelemizi durduracak kudretiniz olmadığı gibi demokratik hakkımızı gasp eden ucuz siyasetinizin arkasına sığınamazsınız. Sanmayın ki hukuk reformunuzla ezilenleri safınıza katabilirsiniz. Safımız emekçilerin ve ezilenlerin safıdır. Demokratik hak ve özgürlükleri gasbedilenlerin yanındayız. Tüm kayyumları gönderene, tüm arkadaşlarımızı alana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Yüreğimiz yetiyor!"

TALEPLER

  • Boğaziçi direnişi sırasında gözaltına alınan tutuklanan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılsın
  • Tüm kayyumlar istifa etsin
  • LGBTİ+'lara nefrete son verilsin. Kulübümüz tekrar açılsın
  • Polis kampüsten derhal çıkarılsın

AKADEMİSYENLER: "ÖĞRENCİLERİMİZİ SERBEST BIRAKIN"

Melih Bulu'yu rektörlük binası önünde her gün sırtlarını dönerek protesto eden öğretim üyeleri de adliye önünde açıklama yaptı. Akademisyen Zeynep Gambetti'nin okuduğu açıklamada, "Bugün burada Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan gayrimeşru rektör atamasını protesto ettikleri için 29 Ocak’ta gözaltına alınan ve sonrasında tutuklu ve tutuksuz yargılanmakta olan 7 öğrencimizin duruşmasına destek vermek için bulunuyoruz. 30 Ocak’tan bu yana 2 öğrencimiz Metris Cezaevi’nde tutuklu, 2’si de ev hapsinde olarak özgürlüklerinden mahrum bırakılmış durumdalar. Kamuoyuna öğrencilerimizin yanında olduğumuzu bir defa daha ilan etmek isteriz. Boğaziçi Üniversitesi hocaları olarak 4 Ocak’tan beri 'Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz' diyoruz. Dayanağımız özgürlükçü ve katılımcı geleneğimizi açıklayan Boğaziçi Üniversitesi temel ilkeleridir" dedi.

Yeni rektörlük, YÖK ve bağlı olduğu siyaset anlayışının üniversitenin evrensel, çoğulcu ve demokratik ilkelerini geçersiz kılmayı hedeflediğini dikkat çeken Gambetti, "Bu hedefe uygun olarak muhalefeti ve her tür toplumsal meseleyi bir asayiş sorunu olarak tanımlayıp, güvenlikçi politikalar uygulamaktadır. Ortada bir asayiş sorunu yoktur. Üniversite bileşenlerinin, birlikte veya ayrı, Boğaziçi Üniversitesi’ne uygulanan politikaları eleştirme hakları anayasa ile güvence altına alınmıştır. Öğrencilerimiz topluma suçlu ve zanlı olarak gösterilmektedir. Bu şekilde Türkiye genelinde olduğu gibi Boğaziçi Üniversitesi'nde de zor ve baskıcı yöntemler meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Eleştiri ve protesto haktır. Bu haklarını kullanan öğrencilerimize yöneltilen suçlamaları kabul etmiyoruz. Öğrencilerimizin derhal serbest bırakılmasını ve yarın başlayan yeni öğrenim dönemine daha fazla vakit kaybetmeden başlamalarını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Açıklama sonrası Boğaziçi eylemlerine katıldığı gerekçesiyle ev hapsi verilen öğrenciler adliye önünde elektronik kelepçelerini çıkararak bu kadarı kınadı.

ÖNCEKİ HABER

Apple, “Uygurları zorla çalıştıran Çinli şirketle sözleşmesini sonlandırdı” iddiası

SONRAKİ HABER

Barolar 19 Mart'ta duruşma boykotu yapacak: Artık hedef olmak istemiyoruz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa