HDP'den muhalefete çağrı: Bu hukuksuzluklara karşı durmak hepimizin görevi
HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), partilerine yönelik açılan kapatma davası nedeniyle olağanüstü toplandı. Toplantı sırasında eş genel başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar ortak açıklama yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), partilerine yönelik açılan kapatma davası nedeniyle olağanüstü toplandı. Toplantı sırasında eş genel başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
İlk olarak konuşan Buldan, özellikle son 5 yıldır HDP üzerinde büyük bir şiddet ve engelleme politikasının devam ettiğine dikkati çekerek, “Bizler her zaman olduğu gibi on 5 yıl içerisinde her türlü zulme, baskıya ve engellemeye karşı demokrasi mücadelesi dışında Türkiye’nin barışı olan ihtiyacından kaynaklı Türkiye’nin ülkeyi yöneten iktidar tarafından nasıl bir zulümle karşı karşıya olduğunu ve Türkiye toplumu üzerinde nasıl bir baskı siyaseti hayata geçirdiğini Türkiye halklarını nasıl bir sefalete sürüklediğini bugün aynı anlayışın ve aynı baskı politikalarının devam ettiğini görmek gerekir” dedi.
"DEMOKRATİK SİYASETTE ISRAR EDECEĞİZ"
HDP olarak halkın yanında, siyasetten vazgeçmeyen, demokratik siyasette ısrar eden ve bu zulmü yapanlara karşı asla diz çökmeyen bir pozisyonda olacaklarını vurgulayan Buldan, devamında şunları söyledi:
“Partimizin milletvekilleri tutuklandı, belediye başkanları görevden alındı, tutuklandı yerlerine kayyımlar atandı. Partimiz her türlü engelle karşı karşıya kaldı seçimlerde bile demokratik bir ortamda yapılmamasına rağmen partimiz hem belediye başkanlıklarını kazandı hem de parlamentoya güçlü bir şekilde girmeyi kazandı. Bunun intikamını, bunun hırsını milletvekillerimizi tutuklayarak almaya çalışıyorlar. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere bugün cezaevlerinde çok sayıda milletvekili arkadaşımız ve aynı zamanda belediye başkanı arkadaşlarımız yöneticilerimiz var bize selam veren yanımızdan geçen insanlar var."
"BUNUN ADI DARBEDİR"
"Artık Türkiye cezaevleri sadece HDP ile sınırlı değil Türkiye cezaevlerinde yazarlar, gazeteciler, aydınlar, insan hakları savunucuları ve bu ülkede barışı ve demokrasiyi isteyen binlerce insan var. Türkiye cezaevlerinde bu ülkenin çocukları var, bu ülkenin gençleri var. Attıkları tweet'ler sebebiyle, bir basın toplantısına katılma sebebiyle bugün cezaevlerinde binlerce insan var. Dün bir kez daha Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçecek olan iki gelişmeyi birlikte yaşadık. Daha önce de milletvekili arkadaşlarımızın vekillikleri düşürüldü. Musa Farisoğulları, Leyla Güven, Ahmet Yıldırım, Leyla Zana gibi geçmişte yapılan yöntemin bir kez daha dün parlamentoda yaşandığını ve bu anlayışın devam ettiğini gördük. Bu tam bir darbe anlayışıdır. Bugünkü iktidarın AKP hükümetinin küçük ortağı ile birlikte 15 Temmuz’da Meclisin çatısına bomba yağdıranlarla hiçbir farkları kalmamıştır. Çünkü bunun da adı darbedir halkın iradesini gasbetme darbesidir."
"SEFALETE DUR DEMEK HDP’NİN GÖREVİDİR"
"Gergerlioğlu da diğer vekil arkadaşlarımız gibi halkın oyları ile seçilen arkadaşımızdır. AKP’nin ağzından ya da iki dudağı arasından çıkacak olan bir sözle ya da vermiş olduğu bir talimat kararıyla milletvekillerimizin vekilliğinin düşürüldüğünü dün bir kez daha gördük ve tanıklık ettik. Şu unutulmasın Gergerlioğlu ve diğer arkadaşlarımız halkın iradesi olmaya, milletvekili olmaya devam edecekler.
Dün diğer bir gelişme partimize dair kapatılma davasının açılması, darbe hukukunun anlayışının ortaya konulmasıdır. HDP şimdiye kadar Türkiye halklarının, Türkiye toplumunun geleceği açısından ne gerekiyorsa onu yapmıştır. Bu ülkenin toplumsal barışına olan ihtiyacı, demokrasiye olan ihtiyacı, adalete olan ihtiyacı ve bu ülkenin AKP hükümetinin zulmünden kaynaklı Türkiye halklarının götürülmek istendiği sefalete dur demek, HDP’nin birincil görevidir ve bu görev devam ediyor.
Şuna inanabilirsiniz; dün akşamdan itibaren bize oy verenlerin sayısı 6 milyondu, 12 milyona yükseldi. Bizim oy oranımız yüzde 11,5-12 idi, dün akşam itibariyle bizim oy oranımız yüzde 20’lere yükseldi, bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Biz Türkiye halklarının Türkiye toplumunun gerçek gündemiyle ilgilenen bir partiyiz. Bugün halkın gündemi açlıktır, halkın gündemi sefalettir yoksulluktur işçinin esnafın kadının yaşadığı zulümdür. AKP’nin bu gündemi değiştirmek ve bu gündem üzerinden partimizi kriminalize etme çabalarından öteye gitmeyeceğini ifade etmek isterim."
DEMOKRASİ GÜÇLERİNE ÇAĞRI
"Tüm demokrasi güçlerine bir çağrı yapmak isterim. Bugün bize yapılan yarın mutlaka size yapılacaktır. İşte şimdi hep birlikte bu haksızlıklara, bu hukuksuzluklara hep birlikte karşı durmak hepimizin görev ve sorumluluğudur. Biz AKP hükümetine seçimlerde önümüze konulacak olan ilk sandıkta elbette dersini vereceğiz ancak şimdiden demokrasi güçlerinin bir araya gelerek birlikte AKP hükümetine bu fotoğrafı verme zamanı gelmiştir, geçmiştir ve geçiyor. Evet, bu ülkede hiç kimsenin artık haksızlığa uğramayacağı, yok sayılmayacağı ve cezaevlerinde haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklu kalmayacağı bir ortamı hep birlikte yaratmak bizlerin görevidir. Şimdi halkımıza, parti çalışanlarımıza, il ve ilçe örgütlerimize buradan çağrı yapmak isterim: Hiç kimse enseyi karartmasın, hiç kimse moralsiz olmasın, herhangi bir kaygı ve herhangi bir şüpheye kapılmasın, HDP var olduğu sürece halkın yanında, halklarımızın yanında olmaya ve demokratik siyaseti yürütmeye devam edecektir.”
"BİRLİKTE HALAY ÇEKMEYE ÇAĞIRIYORUM"
Newroz Bayramı'nı kutlayan Buldan, “Türkiye’nin birçok yerinde büyük bir coşku ile büyük moralle Newroz Bayramımızı kutlamaya hazırlanıyoruz. Tüm Türkiye halklarını, başta Kürtler olmak üzere Newroz’da birlikte hayal çekmeye, omuz omuza, birlikte demokrasi mücadelesini vermeye, buradan bir kez daha bu daveti ve çağrıyı yapmak isterim. Newroz pîroz be” dedi.
MİTHAT SANCAR: HDP GÜÇLÜ BİR FİKRİYATTIR, HDP HALKTIR
Buldan’ın ardından Mithat Sancar konuştu. Sancar, “İktidar girdiği çözümsüzlük patikasından çıkma imkanlarını bütünüyle yok edecek adımlar atıyor, çözümsüzlük politikası bu ülkeyi karanlığa sürüklüyor” dedi.
2015’ten bu yana “siyasi darbe” sürecinin derinleşerek devam ettiğini söyleyen Sancar, “Siyasi darbe süreci, esas itibariyle HDP üzerinden yürütülse de hedef Türkiye’de demokrasi umudunu, özgür gelecek inancını yok etmektir. Açıkça söylemek gerekiyor; siyasi darbenin çeşitli aşamalardan geçerek geldiği nokta faşizmi kurumsallaştırmak ve tamamen yerleştirmektir” şeklinde konuştu.
Sancar, “HDP taviz vermeyen duruşuyla, demokratik siyasetteki ısrarıyla, çözüm politikalarında inadıyla bu iktidarın ilerlemesinin önünde, başarmasını hedeflerine ulaşmasının önünde en büyük güç olduğunu göstermiştir. Daha önce yakın zamanda 4 Kasım 2016 darbe operasyonunun bir aşamasıyla arkadaşlarımız tutuklandı, o günden bu yana sayısız belediye başkanımız görevden alındı, sayısız yoldaşımız ve sayısız çalışanımız zindanlara tıkıldı, sandılar ki HDP bitecek, eriyecek ama tam tersi oldu. Çünkü HDP ne tek tek şahıslardan ibarettir ne binadır. HDP güçlü bir fikriyattır, HDP halktır. Halkı bitirmek mümkün olsaydı, bütün diktatörlükler ebediyen yaşayacaktı. Ama tarihe dönüp baktığınızda, hiçbir diktatörlüğün kendine biçtiği ebedi ömrü asla yaşayamadığını, hatta onun binde birini tamamlayamadığını göreceksiniz” ifadelerini kullandı.
"İKTİDAR BAŞKA MANEVRALARLA ÖMRÜNÜ UZATMAYA ÇALIŞIYOR"
Sancar’ın açıklamaları şöyle:
“Yakın zamanda 28 Şubat gibi bir örnek var önümüzde, bin yıl süreceğini iddia etmişti 28 Şubat’ın sahipleri, bunu başaramadılar, kısa sürede tarihe gömüldü ama maalesef zihniyeti devam ediyor. 28 Şubat da 12 Eylül gibi, 27 Mayıs gibi, 12 Mart gibi bir darbe süreciydi, 4 Kasım 2016 da bir darbe sürecidir ve dün itibariyle bu darbe sürecine yeni bir boyut eklenmiştir. Bu hamleler hem değerli arkadaşımız Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin haksız hukuksuz bir şekilde düşürülmesi hem hakkımızda kapatma davası açılması, iktidarın çaresizliğini ve acizliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye’nin devasa sorunları vardır. Türkiye çoklu krizler içindedir. Bu krizlerin sebebi iktidarın kendisidir, bu iktidarın politikalarıdır. Çözüm üretmesi artık mümkün olmayan bu iktidar, şimdi başka manevralarla ömrünü uzatmaya çalışıyor, halkın ekmek ve özgürlük derdi var. Halkın barış özlemi var bunlara asla cevap verecek bir kapasitesi ve zihniyeti olmayan iktidardın seçtiği yol diktatörlük yöntemleri, hukuk dışı araçlar ve yönelimlerdir."
"HER SALDIRI TÜKENİŞ İTİRAFIDIR"
"Bizi bitirmek onlar için bekalarını güvence altına almanın yolu gibi görünüyor ama bizi bitirmeye çalıştıkça kendileri tükeniyorlar. Bize yönelik her saldırı tükeniş itirafıdır, iktidarın tükendiğinin itirafıdır. Hukuku, adaleti, vicdanı, ahlakı bir kenara bırakarak, bu yolda yürümeyi sürdürebileceklerini düşünüyorlar, çok büyük yanılıyorlar. Bu yolda HDP kapatma davasının açılmış olmasına hiçbir şekilde aldırmadı, kararlı bir şekilde yürüyüşüne devam edecektir. Kapatma davasıyla arzuladıkları etkileri yaratma imkanları yoktur. Halkımız bunu net olarak bilsin. Bizim demokratik siyasette yürütmek için imkanlarımız çok gücümüz büyüktür. Halkımızın desteği, bizim en büyük servetimiz, en büyük moral ve inanç kaynağımızdır. Biz onların bu inancını bu desteği en ileri noktaya götürecek yolları bulacağız."
"HDP YOLUNA DEVAM EDECEK"
"Bu yolların ne olacağını zaman içerisinde kısa sürede halkımız görecek, kamuoyuyla paylaşacağız. Demokratik siyaset yürüyüşü daha güçlü bir şekilde devam edecektir. HDP, bu ülkenin yönetimine ortak olma hedefini mutlaka gerçekleştirecektir. Bu ülkede HDP’siz bir yönetimin sorunları çözemeyeceğini herkesin iyi görmesi lazım. Kapatma davası, HDP’yi siyasetin dışına iterek iktidarı sürdürme hesapları, bu ülkenin bütün halklarına karşı ağır bir saldırıdır. Bütün demokrasi güçlerine, muhalefet partilerinin bu gerçeği açık bir şekilde görmesi gerekiyor. Bizim çağrımız HDP’ye yardım edilmesi çağrısı değildir. HDP halkına, tabanına, çalışanlarına güvenerek yoluna devam edecek güçtedir, inançtadır.
"BU SINAVLARIN BÜTÜNLEMESİ YOKTUR"
"Çağrımızın amacı, bu ülkede demokrasi umuduna ve özgür gelecek inanınca hep birlikte sahip çıkma çağrısıdır. Burada ortaya konulacak tavır diktatörlüğün pekiştirilmesi senaryolarını durdurma tavrı olacaktır. Bunun için de demokrasiden yana derdi olan, adalet beklentisi olan, barış özlemi olan bütün çevreleri ve bireyleri bu gidişata karşı açık demokratik tavırlarını göstermeye çağırıyoruz. Demokratik siyaseti hep birlikte korumazsak, sadece darbeci yönetime kalacaktır meydanda ve sadece darbeci zihniyet olacaktır bu ülkenin tepesinde. Demokratik güçler olarak demokratik imkanlarla bu süreci durdurma sorumluluğumuz vardır. Bazı sınavların bütünlemesi yoktur. Bu sınavda bir kerede ya başarılı olursunuz ya da başarısız olursunuz. Telafisi olmayan sınavlarda yanlış tavır büyük kaybettirir, herkese kaybettirir."
"HDP İKTİDARA KAYBETTİRECEKTİR"
"Bu karanlık tünelin ucunda ışık var ve o ışığı görüyoruz, biz o ışığa yürüyoruz, herkesin gözlerini o ışığa dikmesini bekliyoruz. HDP demokratik siyasette ısrarcıdır, HDP fikriyatı, halkla birlikte demokratik siyasette yoluna devam edecektir ve bu iktidara kaybettirecektir. Demokrasi güçlerine kazandıracaktır. Bunu daha önce gösterdik ve bir kez daha göstereceğiz. Bu konuda kimsenin şüphesi ve tereddüdü olmasın. Kapatma davası açmanın anlamı, bu iktidarın döneminin kapandığının itirafıdır. Kapatma davası açan İktidar, kendi döneminin kapandığını açık bir biçimde ortaya koymuştur. Kapatma davası hukuk üzerinden konuşulacak bir mesele değildir, ortada hukukla açıklanacak bir durum söz konusu değildir."
"İDDİANAME TEBLİĞ EDİLMEDİ"
"İddianame ortalıkta dolaşıyor. Bize resmen tebliğ edilmedi henüz. İddianameye şöyle hızla göz atarsanız eğer, gerçek iddianame ise bu göreceksiniz, saçmalıktan öte gerçekten hukuk tarihine çok büyük bir ayıp olarak geçecek bir belge. Hangi birini saysak bilemiyorum. Mesela bize isnat edilen, bazı arkadaşlarımız için siyaset yasağı gerekçesi yapılan yargılamalar, beraatla sonuçlanmış ama iddianameye delil olarak konulmuş. Meclis konuşmalarımız dosyaya konulmuş ama bunlar kapatma davasının gerekçesi olamaz Anayasaya göre. Bu mevcut Anayasa bile böyle bir kapatma davasına cevaz vermiyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasaya, kanunlara ve uluslararası sözleşmelere aykırı davranmıştır, bunları bir kenara koymuştur. Başsavcılığının esas aldığı tek şey var, sarayın iradesi. Yargıtay Başsavcılığı bu davayı sarayın iradesinin gereği olarak açmıştır, hukukun gereği olarak değil. Bu nedenle tartışılacak olan hukukilik, hukuka uygunluk meselesi değil, siyasi operasyonun niteliğidir."
YOL HARİTASI
Açıklamanın ardından eş başkanlar, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. “Yol haritanız nedir?” sorusuna eş başkanlar, “Yol haritamızı belirleyeceğiz, bugün olağanüstü MYK toplandı, hafta sonu Newroz Bayramı’nı kutlayacağız. Fakat daha sonra bütün yapımızla, PM, Kadın Meclisimiz, il ve ilçe örgütlerimizin görüşlerini alarak, elbette ki HDP bir yol haritası çıkaracaktır. Bu çıktıktan sonra kamuoyu ile paylaşacağız. Şu an henüz belirlenmiş bir yol haritamız yok. Biz mücadelemize devam edeceğiz” yanıtını verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “HDP açılmamak üzere kapatılsın” açıklamasına ise eş başkanlar, “HDP dükkan değil ki, bunu daha önce de söyledik, halkı kapatabiliyorlar mı? Bu fikriyatı kapatabiliyorlar mı? Siyaset yoluyla bizimle baş edebiliyorlar mı? Biz siyaset yoluyla bunca yıldır pek çok kazanımın gerçekleşmesinde rol oynadık. Çok çeşitli saldırılara göğüs gererek, büyüyecek şekilde yolumuza devam ettik, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz” dedi. (HABER MERKEZİ)