19 Mart 2021 00:52

Vakaların katlandığı Balıkesir'de yüz yüze eğitim tedirginliği: Aşı istiyoruz

Vakaların katlanarak arttığı Balıkesir'de öğretmen, öğrenci ve veliler önlem alınmaksızın yüz yüze eğitime geçilmesine tepkili. Öğretmen ve öğrencilere aşıda öncelik isteniyor.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Bugüne kadar yapılan araştırmalar pandemide eve kapanan çocuklardaki zihinsel gelişimin ciddi oranda yavaşladığını ortaya koyuyor. Sağlık ve eğitim alanından uzmanlar uzaktan eğitimde yaşanan sorunlara dikkat çekerek derhal önlemlerin alınmasını ve yüz yüze eğitimin başlamasını talep ederken hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı ise sorumluluğu okul idarelerine, öğretmenlere ve velilere yıkarak yüz yüze eğitim ve yüz yüze sınav kararını hayata geçirdi. Önlem alınmaksızın gerçekleştirilen zorunlu yüz yüze sınavlar sonrası pek çok öğrenci ve öğretmen de kovide yakalandı. Bu nedenle öğretmenlerde aşılamaya derhal başlanması ve öğrencilere de aşıda öncelik tanınması acil talep haline geldi.

10 bin kişiye düşen vaka oranıyla listenin dördüncü sırasında Balıkesir yer alıyor. 15-21 Şubat tarihleri arasında kentte yüz bin kişiye 92.40 vaka düşerken bu oran 20-26 Şubat tarihleri arasında 142.57’ye; 6-12 Mart tarihleri arasında ise neredeyse ikiye katlanarak 257.60’a yükseldi. Vaka artış hızında da ilk sıralarda yer alan Balıkesir’de öğretmen, veli ve öğrencilerle vaka artışlarından kaynaklanan endişeleri ve yüz yüze eğitimi konuştuk.

"SINAVLARIN ERTELENMESİ TALEBİ DİKKATE ALINMADI"

Edremit Abidin Pak-Pakmaya Anadolu Lisesinden bir öğretmen, gelinen durumu “Öğretmenler aşılanmadan, okullarda gerekli tedbirler alınmadan 12. sınıflarda yüz yüze eğitim ve tüm sınıf seviyelerinde yüz yüze sınavların yapılmasının olumsuz sonuçlarını yaşamaya başladık” diyerek özetledi. Görev yaptığı okuldaki duruma ilişkin bilgi veren öğretmen, “Okulumuzda ortak sınavların başladığı 8 Mart’tan bu yana 3 öğrenci ve 1 öğretmenin kovid-19 testi pozitif çıktı. 5 öğretmen ve yaklaşık 60 öğrenci temaslı olduğu için karantinada. Stres ve kaygı altında sınavların yapılmasında ısrar edilmesinin anlaşılır bir yanı yoktur. Öğretmen, öğrenci ve velilerin sağlık kaygıları had safhadadır. Ailesinde yaşlı veya kronik hastaları olan öğrencilerimizin velileri sınavların ertelenmesini talep etti. Ama bu talep ne okul idaresi ne de yetkililer tarafından dikkate alınmadı” dedi.

"BAKANLIK BİLGİSAYAR VE TABLET DAĞITIMI PLANLAMALIYDI"

Uzaktan eğitim sürecinde de ciddi sorunlar yaşadıklarını ifade eden öğretmen, “Öğrencilerimizin yüzde 30’u dersleri takip edemedi. Bu da sınavlardaki genel başarı durumunu düşürdü. Öğrencilere derslere neden katılmadıklarını sorduğumuzda; bilgisayar, tablet, diğer cihaz eksikliği ve internet sorunu öne çıkıyor” dedi. Milli Eğitim Bakanlığının uzaktan eğitim sürecinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini ifade eden öğretmen, “Bakanlık cihaz ihtiyacı olan tüm öğrenciler için tablet, tüm öğretmenler için ise uzaktan eğitim yapacakları birer bilgisayar dağıtımını planlamalıydı” dedi.

Bu süreçte öğretmenlerin omuzlarına binen yüke de dikkat çeken öğretmen, “Mesai saatlerimiz uzadı, artan iş yükü birçok öğretmenin psikolojisini olumsuz etkiledi. Ders programlarının günün bütününe dağılımı öğretmenlerin kendilerine, ailelerine ve çocuklarına yeterli zaman ayıramamalarına neden oldu” ifadelerini kullandı.

UZAKTAN EĞİTİMDE DERSE OLAN İLGİ AZALIYOR

Ayvalıkta görev yapan bir başka öğretmen ise çocuğu olan eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek “Özellikle ilkokul çağında bir çocuğa sahip ebeveynlerin her ikisi de çalışıyorsa uzaktan eğitim alan öğrenci zaman içinde tüm isteğini kaybeder hale geliyor. Öğrenciler sorumluluk sahibi olsalar bile zamanla derslere girmekte isteksizlik artıyor. Derse girdiklerinde ise aktiflik kapasitesi düşüyor” dedi.

"VİRÜSLE MÜCADELE ÖĞRETMENİN ÇABASIYLA OLMAZ"

Edremit'te yaşayan öğrenci velisi Yüksel Yadırgı ise geçen bir yılda pandemi nedeniyle eve kapanan çocukların uzaktan eğitim, EBA derken günde 6-7 saat tablet ve telefonlara mahkum olduğuna dikkat çekti. 3. sınıfa giden 8.5 yaşında bir oğlu olduğunu söyleyen Yadırgı, çocuğunun astım hastalığı nedeniyle okula gönderirken kaygı yaşadığını ifade etti. Yüz yüze eğitim kararı için alınan önlemleri de yetersiz bulan Yadırgı, yaşadığı kaygıya rağmen oğlunu okula gönderdiğini anlattı:

“Gönderdim, çünkü çocuğumun eğitimden geri kalmasını istemedim. Hem virüs bir tek okulda değil her yerde vardı ve çözüm okula göndermemek değildi. Eğer virüsten korunulması isteniyorsa önlemlerin çok daha ciddi şekilde alınması gerekiyor. Tam kapanmanın sağlanması gerekiyor.”

Eğitim yılının başlangıcındaki kademeli yüz yüze eğitim dönemine de değinen Yadırgı, “Yüz yüze eğitime geçildi bir hafta sonra hop okullar yine kapandı. Okullar kapandıktan on gün sonra kovid-19 olduğumu öğrendim. İlk aklıma gelen ‘Acaba oğlumda da var mı, varsa onun astımı var, atlatabilir mi’ sorusu oldu. Ertesi gün ona da test yapıldı ve pozitif çıktı. Çok korktum ama çocuk olduğu için o hafif atlattı. Benim çok daha ağır geçti. Sanırım oğlum okuldan kapıp getirmişti. Bir hafta için bu riske değer miydi?​” diye sordu.

"OKULDAN HERHANGİ BİR YARDIM GÖRMEDİK"

Oğlunun sınıf öğretmenine çok güvendiklerini ifade eden Yadırgı, “Her ne kadar öğretmenimiz sınıfımızda önlemlerin çok ciddi bir şekilde alındığını söylese de yalnızca öğretmenin çabasıyla salgınla mücadele edilemeyeceğini düşünüyorum. Biz veliler aramızda para toplayıp ateş ölçer, dezenfektan ve dezenfektan makinesi aldık. Her gün çocuğuma bir maske takıyorum, çantasına da bir yedek maske koyuyorum. Bu konuda okuldan herhangi bir yardım görmedik. Ama bizim de çabalarımız yeterli mi bilmiyorum” diyerek bütün sorumluluğun öğretmen ve velilere yıkıldığına dikkat çekti.

Bakanlık tarafından açıklanmasına rağmen öğretmenlerde aşılamaya başlanmamasına öğrencilerin ise gündem dahi olmamasına tepki gösteren Yadırgı, eve kapanmanın yarattığı sorunları da şöyle sıraladı:

“Bu süreçte çocuklar için en kötüsü bütün gün evde kalmak zorunda olmaları. Belli saatlerde evden çıkabiliyorlar ama şimdi eve kapandıkları için dışarı çıkmak istemiyorlar. Psikolojileri bozuldu. Bütün gün tablet, telefon ellerinden düşmez oldu. Oğlum canı sıkılınca yemek yemeye başladı. Üstüne evde kalmak zorunda olduğu için hareketsizlik de eklenince geçen yıldan beri 10-15 kilo aldı. Obeziteye doğru gidiyor ve ne yapacağımı bilemiyorum.”

"ZATEN ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORDUK, ARTIK İPİN UCUNDA HİSSEDİYORUZ"

Ayvalık'ta yaşayan öğrenci velisi Pınar Öney ise tedbir alınmaksızın yüz yüze eğitime geçilmesinin sonuçlarının ortaya çıkmaya başladığını söyledi. Yüz yüze eğitim kararının yanlış olduğunu düşünen Öney, “Öğretmenler hasta oluyor çocuklar taşıyıcı. Ya veliye getiriyorlar ya öğretmene taşıyorlar” dedi. Öney, pandemi nedeniyle yaşadıkları ekonomik sorunların da katlandığını dile getirdi:

“Pandemi döneminde işsiz kaldım. Önce tatil oldu, çocuğumuzu yurttan aldık. Yurtla ciddi maddi problemler yaşadık. Yaşadığımız bu sorunların bir şekilde devlet kurumları tarafından çözülmesi gerekirdi. Birçok veli gibi biz de problem yaşadık. Sonrasında ev tuttuk çocuğumuza. Kaç ay ev kirası ödedik ikinci dönem açılma ihtimali var diye. Ama açılmadı. Bu sefer de boş yere 4 ay ev kirası ödemek zorunda kaldık. Ekonomik krizden ötürü zaten önümüzü göremiyorduk, pandemiyle birlikte adeta kendimizi ipin ucunda hissediyoruz.”

Ayvalık’ta yaşayan Lise Öğrencisi Poyraz Açıkdilli ise, “Yüz yüze sınavların başlaması ile beraber kovide yakalanma korkusu ile okullarımıza gidip sınav oluyoruz. Bir yandan uzaktan eğitimin başarısızlığı öğrencilerin üzerine yıkılıp görmediğimiz derslerden zorunlu sınava tabi tutulurken bir yandan da öğrencilerin sağlığı hiçe sayılmakta ve okullarda zorunlu sınavlara tabi tutulmaktayız” dedi. (Balıkesir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Avukat Gülşen Uzuner: Büyük Coşkunlar'da patlamanın her an olabileceği ortaya konuldu

SONRAKİ HABER

Mazlumder'den Gergerlioğlu ve HDP açıklaması: TBMM ifade özgürlüğünün yanında durmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa