Mühendislik fakültesinde kadın olmak
Bizler toplumun cinsiyetçi meslek tabularını yıkıp, geleceği hoşgörü, barış ve adalet ile inşa edecek olan kadın mühendisleriz.
Fotoğraf: Freepik
Mühendislik Fakültesi’nden Bir grup kadın öğrenci
Çukurova Üniversitesi
Mühendislik fakültesinde okuyan kadın öğrenciler olarak; yaşadığımız ortak sorunları ve bu sorunlara karşı neler yapabileceğimizi konuşmak için 8 Mart’a giderken online görüşmede bir araya geldik. Keyifli ve verimli olduğunu düşündüğümüz bu görüşmemizde öne çıkanları aktarmak istiyoruz.
DAHA BÖLÜME BAŞLAMADAN BAŞLAYAN CİNSİYETÇİ SÖYLEMLER
Çeşitli mühendislik bölümlerinden kadın arkadaşlarla yaptığımız yayında İnşaat Mühendisliği’nden bir kadın arkadaşımız gönüllü stajyer olarak başvurduğu firmadan önce onay aldığını ama daha sonra kadın olduğunu öğrendiklerinde ret cevabı aldığını belirtirken, Elektrik Mühendisliği’nden bir kadın arkadaşımız ise henüz staj yapmadığını ama derslerde dahi hocaların çoğu zaman kadın öğrencileri göz ardı ederek ders anlattığını belirtti. İnşaat Mühendisliği Bölümünde bir başka kadın arkadaş ise belediyede staj yaptığını ve sürekli olarak “Mühendislik erkek mesleği sen kadınsın yapamazsın doğana uygun olan hemşirelik öğretmenlik mesleklerini tercih etmelisin’’ söylemlerine maruz kaldığını belirtti. Makine Mühendisliği’nden bir kadın arkadaş ise daha önce tekniker olarak bir yerde çalıştığını ve genel olarak mühendislerden destek gördüğünü belirtti.
Kadına ataerkil toplum yapısını benimsetmeyi dayatan sistem, kadın için en kutsal meslek anneliktir zihniyeti ile kadını ev içine hapsetmeye, sosyal ortamdan ve meslek hayatından olabildiğince izole etmeye çalışıyor. Hayatımızın her alanında cinsiyetimiz ile ikinci plana atılıyor yok sayılıyoruz. Okullarda yaşadığımız tacizler, derslerin anlatılması esnasında hocalarımızın bile çoğu zamanlarda sınıfta sadece erkek öğrenciler varmış gibi davranması ve mesleği ileride sadece erkek öğrenciler yapacak gibi anlatması, staj zamanlarımızda cinsiyetimiz yüzünden karşılaştığımız psikolojik baskılar, görevde yükseltilmeme, erkeklerle aynı işi yapmamıza rağmen eşit ücret alamama gibi birçok sorunla karşılaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz toplumda mesleklerin cinsiyete göre temellendirilmesinden dolayı karşı karşıya kaldığımız sorunların daha mühendislik okumaya karar verdiğimiz an başlıyor. Önce “mühendislik erkek mesleği boş ver başka bölüm seç” söylemlerine maruz kalıyoruz. Bölüme geldiğimiz anda ise “yol yakınken vazgeç başka bölüme geç” ya da “madem seçmişsin o zaman ileride ofiste çalış rahat edersin” gibi söylemler yakamızı bırakmıyor. Okul bittikten sonra ise akademik başarımız bile yok sayılarak sırf kadın olduğumuz için iş başvurularında yok sayıldığımız, erkek meslektaşlarımız tarafından mobbinge uğradığımız bir iş hayatı ile karşı karşıya kalıyoruz. Çoğu büyük firmalar kadın mühendisler için istihdam alanı yaratma gibi projelerle göz boyarken arka planda kendi bünyelerinde çalışan kadın mühendislere cinsiyetçi tutumlar ile yaklaşıyor.
CİNSİYETÇİ MESLEK TABULARINI YIKMAK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ
Erkekler ile aynı mühendislik eğitimini almamıza rağmen çoğu zaman yedek iş gücü olarak görülüyoruz. Mühendislik mesleğini fiziksel güç ile bağdaştıranlar kadın mühendisleri yok saymaktadır oysa mühendislik cinsiyetçi yargılardan öte insan hayatını şekillendirmek ve geleceğin teknolojisini yakalamak için beyin gücüne ihtiyaç duyan bir meslektir. Fakat bilinmelidir ki biz kadınlar hayatın her alanında var olmaya devam edeceğimiz gibi mühendislik mesleğinde de var olmaya devam edeceğiz. Bizler toplumun cinsiyetçi meslek tabularını yıkıp, geleceği hoşgörü, barış ve adalet ile inşa edecek olan kadın mühendisleriz. Mesleğimizin erkek egemen sisteme hapsolmadığı, yarınların umudu ile örgütlü kadın mücadelemizi büyüterek sürdürmeye devam edeceğiz.