20 Mart 2021 20:27

ODTÜ Sosyoloji Günleri başladı: Pandemi eşitsizlikleri derinleştirdi

17. Geleneksel ODTÜ Sosyoloji Günleri pandemi temasıyla başladı. Oturumların ilk gününde pandemi koşullarının mevcut eşitsizlikleri derinleştirdiği vurgulandı.

ODTÜ Sosyoloji Günleri oturumundan ekran görüntüsü.

Paylaş

ODTÜ Sosyoloji topluluğu tarafından çevrimiçi olarak gerçekleştirilen 17. Geleneksel ODTÜ Sosyoloji Günleri, cumartesi günü başladı. Bu yıl teması pandemi olan oturumların ilk gününde ekonomiden politikaya, kadınların yaşadığı sorunlara ve tüketim alışkanlıklarına pek çok sunum yapıldı. Öğrencilerin farklı alanlarda hazırladığı sunumlarda, pandemi koşullarının mevcut eşitsizlikleri derinleştirdiği vurgulandı.

“Politika” oturumunda Hacettepe Üniversitesinden İlknur Kökçü ve Sena Kızmaz’ın "Kamu ve Tıp Otoritesi Üzerinden Pandemi Süreci" başlıklı sunumları, Türkiye’de Kovid-19 pandemisi sürecinde uygulanan politikaları ve pandeminin sebep olduğu krizleri mercek altına aldı. Pandemi sürecinde uygulanan kısa çalışma ödenekleri ve alt yapı kaynaklı eşitsizliklerin üzerinde duruldu.

"DAHA OTORİTER DEVLET BEKLENTİSİ"

"Türkiye’de Kovid-19 Kapsamında Alınan Tedbirler: Pandemi Sürecinde Uygulanan Sosyal Politikalardaki Değişim" başlıklı sunumunda ODTÜ’den Melisa Arapkirli, "Covid-19 Pandemisinin Birinci ve İkinci Aşamalarında Uygulanan Tedbir Stratejileri, Politik Yönlendirme Teorisi Üzerinden Nasıl Ele Alınır" soruna yanıt aradığı araştırmayı anlattı. Arapkirli, "kontrollü normalleşme" adı altındaki önlemlere değindi ve pandemi sonucunda kimi senaryolara göre daha kontrolcü ve otoriter bir devlet beklentisinin öngörüldüğünü söyledi.

BLACK LİVES MATTER HAREKETİ VE SINIF MÜCADELESİ

Ege Üniversitesinden Nazlıcan Demir, "Pandemide Toplumsal Hareketler: Black Lives Matter Hareketi" başlıklı sunumunda ABD tarihindeki toplumsal hareketlerin sınıf hareketinden kimlik hareketine dönüşümünden bahsetti. Pandemi sürecinde derinleşen eşitsizliklerin sonuçlarından biri olan Black Lives Matter hareketini mercek altına aldı. Bu hareketin artan sınıfsal taleplerine değindi.

Selçuk Üniversitesinden Öznur Yeşil, "Covid-19 Salgın İnfodemisi ve Komplo Teorileri" adlı sunumuydu. Bu sunumda korona salgını sırasında medyada hızla yayılan teyitsiz ve yanlış bilgiler, bu bilgilerin doğurduğu sonuçlar ve toplumsal olarak olası tehlikelerinden bahsedildi. Sonuç olarak, bu bilgi kirliliği ve dezenformasyonla hem devletin hem de bireylerin nasıl mücadele edebileceğini anlattı.

Oturumun son sunumu Selçuk Üniversitesi’nden Öznur Yeşil’in ‘Covid-19 Salgın İnfodemisi ve Komplo Teorileri’ adlı sunumuydu. Bu sunumda korona salgını sırasında medyada hızla yayılan teyitsiz ve yanlış bilgiler, bu bilgilerin doğurduğu sonuçlar ve toplumsal olarak olası tehlikelerinden bahsedildi. Sonuç olarak, bu bilgi kirliliği ve dezenformasyonla hem devletin hem de bireylerin nasıl mücadele edebileceğini anlattı.

Forumda, üniversite öğrencilerinin İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmediğini vurgulayan ortak bir metin hazırlanarak bunu üniversite topluluklarına imzaya açma kararı da alındı.

“KADINLAR DÜNYANIN YOKSULLARI”

Sosyoloji günlerinin ilk gününde “Feminizm” oturumunun genel konusu kadınların pandemiden etkilenmesiydi. İlk olarak Freie Üniversitesi’nden Sosyoloji Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi Öykü İnal’ın sunumunun konusu Covid-19’un Amerika’da kadın haklarına etkisiydi. Sunumuna feminist akademisyen ve yazarların görüşüyle başlayan Öykü İnal, korona sonrası içinde bulunacağımız dünya kadın hakları açısından geriye gitme riskiyle yüz yüze. Aynı zamanda, pandeminin herkesi aynı şekilde etkilemediğini, kadınların pandemiden erkeklerden daha fazla etkilendiğini belirtti.  

Konusu pandemi kıskacında derinleşen kadın yoksulluğu, şiddet ve sömürü düzeni olan oturumun ikinci katılımcısı İstanbul Üniversitesi’nden Buse Alsanç’tı. Krizlerde en çok ekonomik anlamda piramidin en altında kalanların etkilendiğini belirten Aklsanç, dünya çapında yapılan yardım paketlerine de değindi. Alsanç, bu yardım paketlerinin çok ciddi bir kısmının üst gelir gruplarına, sermayeye gittiğini belirtti.

Yine İstanbul Üniversitesi’nden oturumun üçüncü konuşmacısı olan Sena Bozkurt ise 103 kişiden oluşan Suriyeli kadın mültecilerle yaptığı anketten çıkan sonuçları paylaştı. Pandemi döneminden öncede görünmez olan mülteciler, pandemi dönemiyle birlikte iyice görünmez bir hal aldıklarını belirtti. Ankete katılanların çoğunluğunun 18-25 yaş arası kadınlardan oluştuğunu belirten Bozkurt, kadınların olması gereken hijyen ve beslenme düzenine erişim sağlayamadıklarını çünkü istihdamda çok büyük sıkıntı olduğunu aynı zamanda güvencesiz işlerde çalıştırıldıkları için covid-19’a yakalandıklarında bunu iş yerine bildirmeye ve hastaneye gitmeye çekindiklerini bu sebeple de iyileşme süreçlerinin aksadığını belirtti.

Mersin Üniversitesi’nden Adem Ersin ise oturumun son konuşmacısıydı. Ersin, konusu HIV ve AIDS ile yaşayan bireylerin Covid-19 salgın süreci bağlamında yaşadığı sosyo-ekonomik sorun ve hak mahrumiyetleri olan sunumda, HIV virüsü taşıyan kişiler için ilaca ulaşmak özellikle Covid-19 dönemi için çok önemli olduğunu ve ilaçların pahalı olma sebebiyle Türkiye’de ilaç tedavisinin çok kısıtlı olduğunu belirtti.

PANDEMİDE SOSYO-EKONOMİK SORUNLAR DERİNLEŞTİ

Ekonomi oturumu Balıkesir Üniversitesinden Gül Taşova’nın “Covid-19 Pandemisinde Öğrenci Yoksulluğuna/Yoksunluğuna Sosyolojik Bakış: Üniversite Öğrencileri Örneği” başlıklı sunumu ile başladı.  Taşova “işten çıkarılma, süresiz/ücretsiz izine çıkarılma, çoğu iş yerlerinin kapalı olmasıyla işsiz kalma” örnekleri üzerinden pandeminin çeşitli sosyo-ekonomik sorunları derinleştirdiğini ifade etti. Refah seviyesi yüksek kesimin pandemi sürecinde evde izole bir şekilde kalabildiğini söyleyen Taşova, yoksul kesimin ise virüs ile karşı karşıya gelerek çalışmak zorunda kaldıklarını belirtti.

Pandeminin öğrencileri gelir elde edebilmek adına eğitimleri devam ederken çalışmaya ittiğini söyleyen Taşova’nın araştırmasında “teknolojik araç ve gereç desteği, internet desteği, altyapının iyileştirilmesi, nakdi destek, staj ve iş imkânı sağlanması, eksik noktalar için hızlandırılmış eğitim, dezavantajlı öğrencilere pozitif ayrımcılık, çözüm odaklı planlama” gibi çözüm önerilerine yer verdi.

Oturum TED Üniversitesinden Toprak Türker’in “Farklı Kırılganlık Düzeylerine ve Toplumsal Cinsiyete Göre Salgın Döneminde Hane İçi Dayanışma” başlıklı sunumu ile devam etti. “Farklı Sosyal Kırılganlık Düzeyine Sahip Hanelerin Covid-19 salgınını deneyimleme biçimleri ve yakın geleceğe ilişkin beklentileri: İstanbul İli örneği” araştırması üzerinden sunumunu hazırlayan Türker kırılganlık kavramını “Ekonomik, sosyal ve politik alanı içine alan çerçevede hem süregiden yaşam hem de risk altında yaşamı idame ettirmek için yaşama katılma ve sorunlarla başa çıkma potansiyeli olarak ele alınmaktadır. Ve bu potansiyeli arttıkça kırılganlığın azaldığı öngörülmektedir.” şeklinde açıkladı.  İstanbul İli üzerinden yapılan araştırmaya göre kırılgan hanelerdeki en büyük meslek grubunu %52 ile ev kadınları oluşturuyor. Araştırma aynı zamanda salgın döneminde iş ve gelir kaybına en çok uğrayan kesimin yine kırılgan haneler olduğunu gösteriyor. Salgın öncesinde de var olan toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin salgın döneminde daha da belirgin hale geldiğini söyleyen Türker, salgının sadece ekonomik değil diğer tüm eşitsizliklerinden de payını alan grubun kadınlar olduğunu belirtti. Türker, pandemi koşullarında yaşanan gelişmelerden en çok kırılgan hanelerin etkilendiğini belirtirken zaten zorlayıcı hayat koşullarına sahip olan ailelerin salgını daha kötü deneyimlemesine sebep olduğunu söyledi.

TÜKETİM ALIŞKANLIKLARINDA ARTAN DİJİTALLEŞME

Oturuma Galatasaray Üniversitesinden Yağmur Yolcular’ın “Pandemi Süreciyle Dijitalleşen Tüketim Alışkanlıkları” sunumu ile devam edildi. Geçmişten günümüze tüketim alışkanlıklarımızın kapitalizmin etkisi ile nasıl şekillendiğini anlatan Yolcular, toplumsal ilişkilerimizin meta üzerinden geliştiğini belirtti. Elektronik aletlere yapılan harcamalardaki yüzde 77’lik artış, bahçe şezlonglarındaki satışta yüzde 51’lik artış, vitamin satışındaki yüzde 46’lık artış gibi birçok örnek ile bu dönemdeki tüketim alışkanlıklarımızın nasıl dijitalleştiğinden ve ne yönde arttığından bahsetti.

Oturumda son olarak Giresun Üniversitesinden Ayşe Zere’nin “Pandemi Sürecinde Alternatif Üretebilenler: Doğu Karadeniz’de Pazarcı kadınlar” sunumu yapıldı. Giresun’un Bulancak ilçesindeki pazarcı kadınlar ile yaptığı görüşmelerden çıkarak sunumunu hazırlayan Zere Pazarcı kadınların üretim biçiminin, kapitalist üretim biçiminden hangi yönlerle farklılaştığını açıkladı. Sunumda araştırmadan çıkan veriler ile pandemi sürecinde kadınların emek sürecindeki yerini ve ve bu emeğin pandemi sürecindeki dönüşümlerine ışık tutuldu. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

HDP Eş Genel Başkanı Prof. Mithat Sancar: Saraydan onay gelmeden bu dava açılamazdı

SONRAKİ HABER

Evrensel'e verilen cezalara karşı okurlarımızın dayanışma ilanları -21 Mart 2021

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa