22 Mart 2021 04:34

Her yanımız virüs

Salgının başlamasından bugüne AKP hükümeti uyguladığı sağlık politikaları ile ne sağlık çalışanlarını koruyabildi ne de halkın sağlık hakkını.

Fotoğraf: DHA

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Tüm dünya, bir yıldır koronavirüse karşı mücadele ederken Türkiye’de durum daha farklı. Bu ülkede yaşayan halklar, her an her yerde sadece koronavirüs ile değil, sanki bambaşka virüsler ile de karşı karşıya. Günlerdir, haftalardır kendimi kapana sıkışmış gibi hissediyorum.Ben böyleysem; bu ülkede yaşayan insanların yüzde doksanının benden daha kötü durumda olduğu kesin.

Her hafta, hatta her gün değişen sağlık, sosyal, ekonomik şartlara uyum sağlamak ve aklımıza sahip çıkmak, artık mümkün değil. Ülkenin gündemini takip etmeye, yüreğim de aklım da yetmiyor.

Sağlığımızla başlayalım konuya. Tam 375 günden beri süren, Kovid-19 virüsü nedeniyle, 400’ü sağlık çalışanı olmak üzere, tam 30 bin yurttaşımızı kaybettik. Salgının başlamasından bugüne AKP hükümeti uyguladığı sağlık politikaları ile ne sağlık çalışanlarını koruyabildi ne de halkın sağlık hakkını. Aylardır bu köşede de gazetemizde de okuduğunuz gibi en basitiyle hatırlatırsam, hükümet sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu ekipmanından, halkın üç tane maskesini bile dağıtamadı.

Kaybettiğimiz insan sayısının bu denli yüksek olmasının sebebi, tamamen hükümetin alamadığı tedbirlerdi. Salgını Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu değil, Cumhurbaşkanı yönetti. Bu salgından kurtulmanın tek yolu olan, toplumun yüzde altmışının aşılanması gerekliliği, yine hükümetin acizliği ya da bilinçli davranışı ile yok sayıldı. Aşıların, zamanında rezerve edilmesi ve dolasıyla zamanında ülkemize getirilmesi becerilemedi. Ve AKP politikalarının temel yüzü ortaya çıktı.

Yalanlarla ve algı yönetimi ile herkes kandırıldı. Üstelik ne gelen aşı sayısında ne de aşılananları kimin olduğu konusunda, talep edilmesine karşı şeffaflığı yaşayamadık. Diğer ülkelerde, genel kurmay başkanı, sağlık bakanı haksız yere aşı yapıldığı için istifa ederken, biz de bırakın bürokratları, AKP yöneticilerine bile aşı yapıldı. Ama kimse kılını bile kıpırdatmadı. İstifa zaten olmazdı.

Ülkenin sağlık karnesi böyle ilken, ya insan hakları? O daha da kötü. Her gün yeni bir haberle sarsılıyoruz. Gergerlioğlu’nun vekillikten düşürülmesinden, HDP’nin kapatılmasına, İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilmeye kadar her yanımız karanlığa gömülmüş. Ülkeyi yönetenler için ne insan hakkının önemi var ne de kadın hakkının. Haklarımız, özgürlüklerimiz sürekli kırpılıyor. Hükümet ve onların atadıkları kıyıma devam ediyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde rektör sağlık çalışanlarının haklı taleplerini dile getiren SES İşyeri Temsilcileri Günseli Uğur ve Arzu Sert arkadaşlarımıza soruşturma açarak, açığa aldı. Gücü yetecek sanıyor! Hiç heveslenme atanmış rektör. Hırsınız bir gün size zarar verecek, bilmiş olun.

Ekonomide hepten kötüyüz. Dövizi dizginlemek için, faiz arttırmaktan başka seçeneği olmayan bir ekonomi ve faizi arttırdı diye üç ayda bir merkez bankası başkanı değiştiren bir hükümet. Faiz artıyorsa, enflasyon artıyor. Enflasyon artıyorsa, işsizlik artacak. Ülkemizde bunlar çok sıradan olaylar haline geldi. Tüm bunları da unutturmak ya da ört bas etmek için yaratılan sahte gündemler.

Küçük esnaf ve çiftçiye destek yerine yüksek faizli kredi verilirken, şehir hastanelerini işleten yandaş firmalara ödenen yıllık ücret toplam 8,7 milyar lira. Gördüğünüz gibi ne sağlık alanında ne insan haklarında ne de ekonomi de durumumuz hiç iyi değil. Her yanımız virüs dolu. Her yanımız hastalıklı.Sağlığın tanımını tekrar hatırlarsak; sağlık, bireyin sadece bedensel iyilik hali değildir, bunun yanında bireyde ruhsal, toplumsal, sosyal ve ekonomik olarak da tam bir iyilik hali olmasıdır. Bu tanıma göre, hepimiz hastayız. Bu hastalıktan kurtulmanın tek yolu, bize bu virüsleri taşıyan bu iktidarın değişmesi. İnsan haklarına saygılı, emekten ve halktan yana bir iktidarın olması; tek çaremiz.

Mücadelemiz; işçi sınıfı ile, ezilenler ile, toprağını bile işletemeyen köylü ile, eğitim göremeyen öğrenciler ile, hep birlikte olmalı. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz. Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI