22 Mart 2021 18:30

Türk lirası eridi, borsa düştü | Gün boyu neler yaşandı, halka etkisi nasıl olacak?

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ardından Türk lirası dolar ve avro karşısında yüzde 9'un üzerinde değer kaybetti. Prof. Dr. Oğuz Oyan ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi.

Fotoğraf: Metin Aktaş/AA

Paylaş

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ardından Türk lirası dolar karşısında yüzde 9,5, avro karşısında yüzde 9,6 değer kaybetti. Borsa İstanbul’da değer kaybı yüzde 9 ile 2020 yılı şubat ayından bu yana en yüksek değer kaybını yaşadı.

2020 yılı kasım ayında ekonomide ‘U dönüşü’ yaparak piyasaların beklentisine göre hareket etmeye başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzunca bir süredir sürdürdüğü “Yüksek faiz yüksek enflasyon getirir” teorisini bir kenara bırakmıştı. Erdoğan’ın damadı ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın istifasının ardından Merkez Bankası Başkanlığına Naci Ağbal’ın atamasıyla 4,5 ayda faiz oranı yüzde 10,25’ten yüzde 19 seviyesine kadar yükseldi. Kasım 2020’de enflasyon oranı yüzde 14 iken, dolar kuru 7,60 seviyelerindeydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir gece kararıyla Merkez Bankası Başkanını görevden alması piyasayı sarstı. Pazarı pazartesiye bağlayan gece Asya piyasalarının açılmasıyla beraber dolar/TL kuru 8,50 seviyelerine kadar yükseldi. Sabah saatlerinde Türkiye ve Avrupa piyasalarının açılmasıyla dolar/TL kuru 8 lira seviyesine çekildi. Akşamın ilerlerleyen saatlerinde dolar/TL kuru 7,70'ler seviyesindeydi. Buna göre lira 19 Mart Cuma günü dolar/TL kuru 7,25 liraydı.

BORSADAN ÇIKIŞ BAŞLADI, SERBEST PİYASA ‘SERBEST’ BIRAKMADI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasındaki (TCMB) başkan değişikliği sonrasında TL’de yaşanan hızlı değer kaybı Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetlerini de etkiledi. Yabancı sermaye çıkışı hızlandı. Yüzde 6,65 düşüşle açılan borsada, devre kesici uygulaması devreye girdi ve işlemler yarım saatliğine durduruldu. İşlemler yeniden başladıktan sonra kayıplar yüzde 7’nin üzerine çıktı. Ardından 2. kez devre kesici uygulaması devreye girdi.

 

KASIM 2020

MART 2021

Dolar/TL

7,60

7,95

Faiz

10,25

19

Enflasyon

14

15,16

FAİZ, ENFLASYON, DOLAR KURU TAHMİNİ YUKARI: KUR TAHMİNİ 6,20’DEN 9,30’A FIRLADI!

Kurda yaşanan hızlı erime enflasyon, kur ve faize ilişkin öngörülerin de olumsuz şekilde revize edilmesine neden oldu:

  • Şubat ayındaki tahmininde yıl sonu dolar/TL kuru tahminini 6,20 olarak açıklayan Societe Generale, güncelleme yaparak yıl sonu dolar/TL kuru tahminini 9,30 seviyesine çekti.
  • Merkez Bankası tarafından yapılan beklenti anketinde yıl sonu döviz kuru (ABD doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 7,79 TL iken, bu anket döneminde 7,95 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 7,94 TL iken, bu anket döneminde 8,20 TL olarak gerçekleşti.
  • BİST Repo ve Ters-Repo pazarında oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 17,04 iken, bu anket döneminde yüzde 17,56 olarak gerçekleşti. TCMB ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti cari ay sonu beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 17 iken, bu anket döneminde yüzde 17,53 oldu.
  • Yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 11,23 iken, bu anket döneminde yüzde 11,54 oldu.

FINANCIAL TIMES: PİYASA DOSTU AĞBAL GİTTİ, TL ZARAR GÖRDÜ

Merkez Bankası Başkanı Ağbal’ın görevden alınmasının ardından Türk lirasında yaşanan sert kırılmayı sayfalarına taşıyan Financial Times, Ağbal’ın piyasa dostu uygulamalarının ‘yerli ve yabancı sermaye’ tarafından alkışlandığını kaydetti. Analist Edward Al-Hussainy’nin analizine yer verilen haberde, Erdoğan’ın hamlelerinin Türk varlıklarının cazibesine zarar vereceği belirtildi. Uluslararası Finans Enstitüsü Baş Ekonomisti Robin Brooks ise Türkiye’nin “büyük” yatırımcı çıkışları riski altında olduğunu ve bunun da lira üzerinde baskı oluşturacağını söyledi.

AKP’DEN İLK AÇIKLAMA

AKP’de Ekonomi İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Nurettin Canikli, Naci Ağbal’ın Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevinden Cumhurbaşkanı kararı ile alınmasını savundu.

Canikli, “Optimal pozitif reel faiz seviyesini belirlemede para politikası araçlarını rasyonel kullanmayan Merkez Bankası başkanını değiştirmek piyasalara meydan okumak değildir” sözleriyle Ağbal’ı eleştirdi.

Canikli Twitter üzerinden yaptığı açıklamada şu mesajları verdi:

  • Üretim, ihracat, istihdam hedeflerini olumsuz yönde etkiler. Finans kuruluşlarının aktif kalitesini bozar. Optimal reel faiz seviyesi için yol gösterici faktörlerden bir tanesi beklentilerdir, piyasa beklentisidir. Piyasa beklentisi pozitif reel faizin sınırını belirler.
  • Piyasa beklentisinin üzerine çıkılması ekonomiye yük getirir, enflasyon beklentisini yukarıya taşır. Ekonomideki fiyatlamalar da yükselen enflasyon beklentisine göre realize olur. Bu durum Merkez Bankasının temel hedefi olan fiyat istikrarının sağlanmasını da zorlaştırır.
  • Hükümetin, optimal pozitif reel faiz seviyesinin belirlenmesinde para politikası araçlarını rasyonel kullanmadığını ve bu nedenle de ekonomiye büyük bir mali yük getirdiğini düşündüğü Merkez Bankası başkanını değiştirmesi piyasalara meydan okumak değildir.

PROF. DR. OĞUZ OYAN: BU BİR FELAKET TABLOSU

İktisar Profesörü Oğuz Oyan, ekonomide yaşananları Evrensel’e yorumladı. Merkez Bankasının elinde artık silahın kalmadığını söyleyen Oyan, kriz içindeki ekonomide enflasyonun dizginlenemeyeceğini, işsizlik ve yoksulluğun artacağını kaydetti.

“Göreve getirdiğiniz Merkez Bankası başkanını tam da faizi artırmışken döviz kurlarını aşağıya çekmişken görevden alınması eğer derin bilgisizlikten kaynaklanmıyorsa Saray’dan birilerinin yatırımlarını dövize yaptığını gösterir. Bu kadar açık bir şey var ortada” diyen Oyan, “Bu bir bilgisizlikle büyük bir çıkar arasında gidip gelen bir şeyden başka açıklaması yok” dedi. Dövizde yaşanan artış, borsada yaşanan yüzde 10 civarında düşüşe dikkat çeken Oyan, “Biraz ekonomi aklı olsa faiz yüzde 19’a çıkarılmışken bunun olumlu etkileri görülene kadar devam edilirdi. En az iki ay bu faiz artırımı ülkeyi idare ederdi, döviz kurlarını düşürürdü. Bu kadar öngörüsüzlük açıklanmaya muhtaç” diye konuştu.

HIZLI BİR ÇÖKÜŞ

Yaşananların çok büyük etkisinin olacağını kaydeden Prof. Oyan, “Türkiye iki silahının ikisini de kullandı. Faiz silahını kullanmadığı için mecburen bütün döviz rezervlerini tüketmişti. Elinde bir tek faiz silahı kalınca kasım ayından itibaren yönetimde değişiklik yaparak faiz silahını kullandı. Şimdi bu operasyonla ‘Faiz silahını da kullanamayacağım’ dedi. Şu an kullanmaya kalksa da inandırıcı olmayacak. Şu biliniyor ki 19’dan 21’e çıkarmak isteseler sert bir düşüşe zorlanacaklar. Dolayısıyla çok kısa sürede faiz silahını da tüketmiş durumda. 2018’de de kullanmıştı biraz daha uzun sürmüştü orada. Bugün çok daha hızlı bir çöküş var. Burada çok daha radikal önlemler alınacak, sermaye hareketlerinin denetlenmesine dek savrulabilir Türkiye” dedi.

DAHA ÇOK ENFLASYON DAHA YÜKSEK İŞSİZLİK

Prof. Oyan, yaşananların halka yansımasının ise çok ağır olacağını söyledi. Oyan şöyle konuştu: “Her şey çünkü ithalata-kurlara bağlı. Ayçiçeği yağından gaza petrole kadar bütün sanayi ürünlerine tarım ürünlerine her şeye etkisi olacaktır. Bu da enflasyonun tutulamayağı anlamına geliyor. Halka yeni dolaylı vergi olarak yansıyacaktır. Bütün dengeler değişiyor, asgari ücreti artırıyorsun bir sene içinde asgari ücretin pula döndüğünü göreceğiz. İnsanlar çok ciddi geçim sıkıntıları yaşayacaklar. Geçim sıkıntısı katmerlenecek. İşsizlik yönünden de çok ciddi etkileri olur. Yani bu bir felaket tablosu. Buradan çıkmaları çok zor görünüyor.”

Türkiye’de borsadan yabancılar çekilirken yerlilerin girdiğini hatırlatan Oyan şöyle konuştu: “Bunun içinde çok sayıda da borsa işinden anlamayan ama bir de burayı deneyeyim diyen bir yatırımcı tipi vardı, bunlar küçük yatırımcılar. Dolayısıyla büyük paniklere de müsait bu yapılar. Borsayı her şeye rağmen büyük yatırımcılar yönetir. Büyük yatırımcılar olayı gördüler ve çekiliyorlar. Bankalara güven sorunu var Türkiye’de çünkü bugün bankadaki alacaklar ile diğer sorunlu kredilere oranı yüzde 15’i buldu. Bu çok ciddi bir rakam üstelik bu bize söylenen resmi rakam, bunun üzerinde olma ihtimali var” dedi.

BAKAN YATIŞTIRMAYA ÇALIŞTI

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, makroekonomik istikrarın ön koşullarının fiyat istikrarı, finansal istikrar olduğunu söyledi. “Bu alanlarda istikrar olmaksızın güçlü, kaliteli ve sürdürülebilir bir büyümeye ulaşmak mümkün değildir” diyen Elvan, “Uygulamakta olduğumuz ‘Enflasyonda düşüşü önceliklendiren’ makro politika çerçevesi, enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar kararlılıkla sürdürülecektir” dedi..

KİMİ PATRONLAR YÜKSEK FAİZ İSTEMİYOR

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, 200 baz puanlık faiz artışının ardından iktidar medyası Sabah ve Yeni Şafak’ta hedef alınmıştı. “Bu operasyonu kimin adına çektiniz” diyen Yeni Şafak, yüksek enflasyon nedeniyle yapılan faiz artışını “izah edilemez” bulmuştu.

Merkez Bankası ve Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ise “Aldığı faiz yükseltme kararıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir hafta önce ilan ettiği reform paketini adeta sabote etti” ifadeleriyle hedefe kondu. Yeni Şafak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzunca bir süre tekrarladığı ve iktisat bilimine aykırı olan “Yüksek faizle enflasyon yükselecek” iddiasını da sürdürdü.

Sabah Gazetesi Yazarı Dilek Güngör de yazısında Merkez Bankasını hedef almış ve “Faiz artışı ne ‘Finansal piyasaları sakinleştirsin’ diye beklenilen yabancı sıcak parayı getiriyor? (Ki, zaten ülkenin sıcak paraya değil doğrudan yatırıma, üretime, istihdama ihtiyacı var) Ne vatandaş dövizini bozdurmaya koşup, ters dolarizasyonu başlatıyor? Ne de enflasyon tam manasıyla düşüyor” ifadelerini kullanmıştı.(İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Hurda kağıt toplayan gencin dövülüp, motosikletinin yakılma anı kamerada

SONRAKİ HABER

Şentop, 'Gergerlioğlu'na abdest alırken gözaltı' eleştirilerine "FETÖ'cü yöntem" dedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa