23 Mart 2021 06:45

AYM, Osman Kavala’nın tutukluluğunu makul ve ölçülü bulma gerekçesini açıkladı

Osman Kavala’nın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine yönelik başvurusunu 29 Aralık 2020’de reddeden Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı Resmi Gazete’de yer aldı.

Osman Kavala | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine yönelik başvurusunu reddeden Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı Resmi Gazete’de yer aldı.

7’ye karşı 8 oyla alınan kararın gerekçesinde, Kavala’nın casuslukla suçlandığı, casusluk suçunun gizlilik gerektirdiği, soruşturulmasının da zor olduğu gibi gerekçeler sıralandı. Kararda, bu nedenle kararın alındığı sıradaki 2 yıl 10 aylık tutukluluk süresinin makul ve ölçülü olduğu, tutuklama tedbirinin de yerinde bulunduğu belirtildi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın da aralarında olduğu 7 üye karara muhalif kaldı.

Kavala, yargılandığı Gezi Parkı davasında beraat ettiği gün daha önce resen tahliyesine karar verilen 15 Temmuz darbe girişimi dosyasından tutuklanmıştı. Aynı kanıtlarla casusluk suçundan da tutuklandıktan 11 gün sonra 15 Temmuz dosyasından tahliyesine karar verilen Kavala, casusluk dosyası nedeniyle cezaevinde kalmış, hakkında bu suçtan dava açılmıştı. Bu süreçte, AİHM, Kavala’nın siyasi nedenlerle cezaevinde tutulduğunu karara bağlamıştı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Kavala’nın bir an önce serbest bırakılması için Türkiye’yi uyarmıştı. Kavala, bunun üzerine yeniden Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Başvurunun karara bağlanacağı gün, Kavala hakkında casusluk suçundan iddianame düzenlenmişti. Anayasa Mahkemesi, 29 Aralık’ta görüştüğü dosyada, Kavala’nın talebini reddetmişti. Kararın gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı.

Henri J. Barkey ile Kavala’nın görüşmeler yaptığı, bunların da casusluk olarak değerlendirildiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesine de atıf yapılan kararda, Adalet Bakanlığının da tutuklamayı makul bulduğu hatırlatıldı.

AYM BAŞKANI: 'BARKEY İLE GÖRÜŞEN HERKES TUTUKLANABİLİR' DURUMU ORTAYA ÇIKAR

AYM Başkanı Zühtü Arslan ise karara yazdığı muhalefet şerhinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Kavala hakkında verdiği kararda, Kavala’nın Barkey ile görüşmelerinin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında anayasal düzeni ortadan kaldırma teşebbüsünde bulunduğuna ilişkin “yeterli bir delil olmadığı” yorumuna atıf yaptı.

Arslan, Kavala ve Barkey arasındaki görüşmelere ilişkin içerik yönünden hiçbir bilgi ve “dahası iddia dahi bulunmadığına” dikkat çekerek, “Barkey’le ile telefon görüşmesi yapıldığı yönündeki kayıtlar, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme suçu bakımından kuvvetli belirti kabul edildiği taktirde, yıllar içinde bu kişiyle bir şekilde telefonla görüşmüş olan herkesin casusluk suçu bakımından kuvvetli şüphe altında olduğu ve dolayısıyla da tutuklanabileceği gibi hukuken hiçbir şekilde izah edilemeyecek bir durum ortaya çıkacaktır” dedi.

Arslan, Kavala’nın Barkey ile görüşerek casusluk suçunu işlediğine yönelik iddiaları “varsayıma dayanan, soyut değerlendirmeler” diye yorumladı.

Kavala’nın STK’lar aracılığıyla gizli bilgileri temin ettiği iddiasını ise Arslan, STK’ların da casusluk amacıyla kullanılabileceğini ancak bu konuda somut deliler olması gerektiğini vurgulayarak, “Somut başvuruya konu soruşturma belgelerinde başvurucunun ilişkili olduğu STK’ların hangi gizli bilgileri elde ettikleri, Türkiye’nin aleyhinde olacak şekilde nasıl kullandıkları ve hangi ülkelere verdikleri açıklanmış değildir” dedi. Arslan soyut suçlamalarla STK’ların etkisiz hale getirilebileceğine dikkat çekti.

KAFKA'NIN ROMANINA ATIF

AYM üyesi Engin Yıldırım, Kavala ve Barkey arasındaki görüşmeye ilişkin baz istasyonu verilerinin kanıt olarak sunulmasını eleştirerek, “Casusluk suçlamasının bir kanıtı olarak sunulması insan hakları açısından kaygı verici durumların ortaya çıkmasına neden olabilir” yorumunda bulundu.

Yıldırım kuvvetli delil olmadan STK’ların casusluk amacıyla kullanıldığı iddiasının da demokratik düzeni olumsuz etkileyeceğini belirtti. Yıldırım, Franz  Kafka’nın dava romanına da atıfta bulunarak, "Josef K. Kendisini aniden bir hukuk sarmalının ve labirentinin içinde bulmuştu.: ‘ Josef K. Bir hukuk devletinde yaşıyordu… bütün kanunlar sapa sağlam yürürlükteydi’ Somut olayımızda başvurucunu neredeyse aynı olguya dayalı suçlamalarla ve kuvvetli şüphe uyandıracak önemli yeni deliller ortaya konulmadan 2 kez tahliye edilip, üç kez tutuklanması da Kafkaesk bir hukuk sarmalına benzemektedir" dedi.

AYM üyeleri Celal Mümtaz Akıncı ve Muhammed Emin Kuz da karara muhalefet şerhlerinde tutukluluğa ilişkin yeni deliller ortaya konulmamasını eleştirdi.

 (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Uluslarası Af Örgütünden İstanbul Sözleşmesi kararına tepki: Tehlikeli bir adım

SONRAKİ HABER

Borsa yine tökezledi, işlemler bugün de iki kez durduruldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa