Arçelik işçileri: Artık ekmek arası yemek istemiyoruz
Pandeminin başında “hijyen” adı altında işçilere ekmek arası yiyecekler verilen Arçelik’te çalışan işçiler, “Bir yıldır sürüyor ama bizim karnımız doymuyor. Artık ekmek arası yemek istemiyoruz” diyor.
Arşiv fotoğraf: DHA
Çağlar KAZAK
Eskişehir
Eskişehir OSB’de faaliyet sürdüren ve Eskişehir’in en çok işçi çalıştıran fabrikalarından bir tanesi olan Arçelik’te çalışan işçiler pandemi sürecinin başında “hijyen” adı altında ekmek arası yiyecekler verildiğini, 1 sene içerisinde bu durumun değişmediğini söyledi. Bu yiyeceklerle doymadıklarını ifade eden işçiler, “Artık ekmek arası yemek istemiyoruz” dedi.
Arçelik’ten bir kadın işçi, pandeminin başından beri ekmek arası köfte, tavuk döner gibi yiyecekler dağıtıldığını belirtti. İşçi “Gece vardiyasında bile ekmek arası veriyorlar” dedi. Ayrıca ekmek arası yiyecekleri 3 kişinin hazırladığını ve hijyenik olmadığını düşündüklerini belirten işçi, “En az üç arkadaşımız ekmeğe temas ediyor. Sulu yemeklerin hijyen ve tedbir açısından kaldırıldığını söylüyorlar, eğer öyleyse bu ekmek arası ürünlerin hazırlanışı da hijyenik değil” dedi.
Bu konuyu yetkili sendika Türk Metal’le de görüştüklerini ifade eden işçiler, sendikanın ise bir adım atmadığını söyledi. Bir işçi, “Sendikadan sürekli geçiştirici yanıtlar alıyoruz. Hijyen ve önlemler kapsamında bunu savunuyorlar. Gece vardiyasına gelen çoğu işçi kendi yemeğini kendisi getiriyor. Çoğu zaman sandviç, tost, haşlanmış yumurta gibi yiyecekleri kendimiz getiriyoruz, işveren pandemiyi bahane ederek yemek masrafından kurtuluyor” dedi.
ÇAY BARDAĞI EVLERDEN
Çay stantlarının kaldırılmasını eleştiren başka bir kadın işçi de “Herkes kendi çayını ve bardağını kendi getiriyor. Geçtiğimiz aya kadar şeker ve çay masraflarını da kendimiz karşılıyorduk. Bu ay fabrika işçilere şeker ve çay dağıttı. Pek çok işçi arkadaşımız su ısıtıcı almak zorunda kaldı. Molalarda neredeyse çay içmeye fırsatımız kalmıyor” dedi.
Öte yandan bazı servislerin çıkışlarda uzak bir mesafede durduğunu da aktaran Arçelik işçisi, mesai bitiminden sonra 5-7 dakika servislere binmek için yürüdüklerini ifade etti. İşçi, “Zaten işten yorgun argın çıkıyoruz bir de alelacele servise yetişmeye çalışıyoruz. Ön kapıdan servisler bizi alabilir ya da başka bir alternatif geliştirilebilir. Ancak bizleri her iş çıkışı 5-7 dakika arası yürütüyorlar” diye konuştu.
ÜRETİMDE TEMAS ETMEK ZORUNDA KALIYORUZ
6 yıldır fabrikada çalışan bir başka işçi de kısa süre önce ekmek arası yiyeceklerin yanında çorba da verdiklerini hatırlatarak, kısa zamanda eski usul yemek dağıtımına geçilmesini istedi. Arçelik’te alınan tedbirlerin diğer işyerlerine göre daha iyi olduğunu söyleyen işçi, “Bantlar arasına naylonlar çekildi, fabrika içerisine dezenfektanlar yerleştirildi. Başka fabrikalarda çalışan arkadaşlarımızdan duyuyoruz, çoğu fabrika bu tarz tedbirler almamış. Şimdi hiç tedbir alınmıyor desem haksızlık etmiş olurum. Ama bu tedbirler yine virüsü önlemedi. Virüs zaten en çok işçiler arasında yayılıyor. Ne kadar tedbir alınırsa alınsın ister istemez diğer işçi arkadaşlarımızla temas etmek zorunda kalıyoruz. Kişisel önlemler de bir yere kadar etkili oluyor. Hükümet üniversiteleri, kafeleri, okulları vs. kapattı ama fabrikaları kapatmak hiç aklına gelmedi. İşçiler pandemide ikinci sınıf insan muamelesi gördüler” dedi.
AİLEMLE YAŞIYORUM AMA AY SONUNU GETİREMİYORUM
Bir başka Arçelik işçisi de ekonominin gittikçe kötüye gittiğini ve aldığı ücretin yetmediğini belirtti. Arçelik işçisi, “OSB’de Arçelik işçisinin bir havası vardır. Asgari ücretin üstünde ücret alıyoruz. Diğer fabrikalara göre biraz daha avantajlıyız fakat ailemle yaşamama rağmen aldığım maaş ile ay sonunu getiremiyorum. Henüz evlenmedim ama bu maaşla evlenmeye, düğün yapmaya cesaret edemiyorum. Ev kiralarını, ev eşyalarının fiyatlarını ve düğün masraflarını da düşününce evlenmeyi sürekli erteliyorum. Ailem de baskı yapıyor evlen diye ama ekonomi bu şekilde kötüye gitmeye devam ederse evlenmem çok zor” dedi.