25 Mart 2021 00:57

Emek Gençliği MYK Üyesi Timur: Çıkış talepler etrafında mücadele ile mümkün

Emek Gençliği MYK Üyesi Barış Timur, pandemide meslek liselerinin durumunu anlattı, çıkış yolları için çözüm önerilerini sıraladı.

Çalışan işçi (Fotoğraf: Envato) | Barış Timur (Evrensel)

Paylaş

Abdullah SARIKAYA
Kayseri

Kurulduğundan bu yana çeşitli sorunlarla gündeme gelen meslek liseleri, salgın sürecinde de eğitim alanının en çok tartışılan başlıklarından oldu. Sürecin başlangıcı ile yüz yüze eğitime verilen uzunca arada; meslek liselerinde ne gibi sorunlar yaşandığını ve bu sorunlara karşı çözüm önerilerini Emek Gençliği MYK Üyesi Barış Timur’la konuştuk.

Mevcut koşulda meslek liselilerin talepleri neler?

Meslek liselilerin uzun yıllardır yaşadığı çeşitli sorulara bu süreçte yenileri eklendi. Kısaca değinmek gerekirse meslek liseliler, salgından önce akademik derslerin azlığı, üniversitelere sınavsız geçiş hakkının kaldırılması ve staj sorunları ile cebelleşiyordu. Geçtiğimiz bir yılda bunların üzerine çeşitli teorik ve pratik sorunlar eklendi. Özellikle online eğitime geçilmesiyle akademik dersleri alamadı meslek lisesi öğrencileri. Gerek online eğitime katılacak bilgisayar, internet gibi teknik ekipmana erişim gerek derslerin verimli şekilde işlenecek koşulların oluşmaması nedeniyle akademik dersler askıda kaldı. Örgün eğitimde dahi yetersiz kalan bu dersler, online eğitimle etkisini oldukça yitirdi.

"MEB MESLEKİ EĞİTİMİ ÜRETİM YAPAN OKULLARA GÖRE AYARLIYOR"

Meslek liselinin seçtiği bölümde eğitimini aldığı mesleki dersler de ciddi anlamda darbeye uğradı. Yüz yüze eğitimin uzun bir süre yapılmamasıyla birlikte meslek dersleri uygulamalı verilmedi. Mesela 11. sınıf bu derslerin en yoğun görüldüğü senedir. Bu sınıfta olan öğrenciler ve geçtiğimiz yılın ikinci döneminde bu dersleri almak zorunda olanların meslek eğitimleri verilemedi, verilemiyor. Verilemiyor dememin sebebi, şu an yüz yüze eğitim yapılmasına rağmen derslerin verimsiz geçmesi. Ama iki yönlü değerlendirmek gerek. Örneğin Kayseri’de Seyyid Burhanneddin Anadolu Meslek Lisesinde düzenli olarak mobilya üretimi yapılıyor. Bu üretim 11. sınıf öğrencilerine mobilya montajı dersi olarak mesleki eğitim adı altında yaptırılıyor. Elazığ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde ise mesleki derslerde öğrencilere büro malzemesi ürettiriliyor. Okul yönetimi bu üretimden bir yılda 1 milyon liradan fazla ciro yaptığını açıklıyor. Bu üretimden çıkan ürünler satılarak okulun döner sermayesine kalıyor. Bu tarz kendine üretim misyonu biçmiş veya planlı olarak üretim yaptırılan okullarda süreç daha başka işliyor. Üretim zincirinde çalıştırılan öğrenciler mesleki dersleri tam olarak alıyorlar. Öte yandan, bilişim gibi ağırlıklı olarak kol emeği gerektirmeyen bölümlerde ve liselerde meslek dersleri haftada 1 gün kısıtlı süre içinde yapılıyor ve bu derslerde uygun eğitim verilmiyor, verilemiyor. Bu örnek bile MEB’in üretim meselesinde okullara nasıl bir misyon biçtiğini ve dersleri ona göre ayarladığını gösteriyor.

"TALEP BELLİ, UCUZ İŞ GÜCÜ OLMAMAK"

Tüm bu anlattığım çerçevede meslek lisesi öğrencilerinin talepleri oldukça net. Online eğitim devam ederken bile okullarda maske-dezenfektan üretimi yapmaya zorlanan, staj zorunluluğu kapsamında ucuz emek sömürüsünün çarkına itilen meslek liseleri sürecin farkında. Pandemi sürecinin öncesindeki talepleri bu dönem daha da keskinleşti. Her şeyden vazgeçilirken üretimden ve stajdan vazgeçilmemesine karşı sömürüye son verilmesini istiyorlar. Çünkü kendilerine neden durmadan üretim yaptırıldığının ve “işi öğrenme” bahanesi altındaki stajın, ucuz emek sömürüsünü amaçladığının farkındalar. Adı meslek lisesi olsa da salgın sürecinin akademik dersleri “Rafa kaldırmak” için fırsat bilinmesine karşı çıkıyorlar. Aslında üretim yaptırılmak için uygulanan mesleki derslere dair ise “Ucuz emek sömürüsü olarak kullanılmadan, halihazırda zaten işçi olan bizlere pratik meslek dersleri verilmelidir” diyorlar.

"MESLEK LİSELİNİN YOLU MÜCADELEDEN GEÇİYOR"

Bu talepleri kazanmanın yolu nereden geçiyor?

Bu talepler uygulanabilir. Afaki olmayan, ayakları yere basan, haklı talepler. Meslek liseliler, kendilerinin lise hayatlarında nasıl bir ilişkinin içerisine sokulduğunu aslında staj vb. gibi nedenlerle pratikte deneyimliyorlar. Talepler de bu sürecin ardı sıra geliyor. Lise döneminde üretim ilişkileri içerisine hızla girmeleri onları öğrencilikten uzaklaştırıp birer işçi yapıyor. Meslek liseliler kendilerini tarif ederken “Biz erken yaşta olgunlaşıyoruz, yaşımızı yaşayamıyoruz” derler. Bu da erken yaşta işçileşmelerinden kaynaklıdır. İşçi sınıfı da sermaye iktidarına karşı taleplerini hep sınıf mücadelesi ve kararlılığıyla kazanmıştır. Bugün kıdem tazminatı hakkının olması, sendikal örgütlülük ve grev haklarının olması tarih boyunca çeşitli deneyimler ve mücadeleler sonucunda kazanılmıştır. Meslek liselilerin dün ve bugün talep ettiği her şey, talepler mücadelesi olarak değerlendirilmelidir. Bir talebin mücadele sonucu kazanılması, diğer taleplerin kazanılmasında da büyük bir rol oynayacaktır. Haliyle bu taleplerin kazanılması tek başına bir meslek liselinin istemesiyle gerçekleşmez. Tarihsel süreçte de olduğu gibi bu taleplerin kazanılması mücadeleden geçiyor. Yani meslek liselinin yolu mücadelede.

"TALEPLER MÜCADELESİNDE ÖRGÜTLÜLÜK"

Emek Gençliği meslek liselilere ne diyor, nasıl bir çıkış öneriyor?

Emek Gençliği sadece bu dönemde değil, var olduğundan bu yana meslek liselileri, biraz önce bahsettiğim gibi hakları için mücadeleye çağırıyor. Bu nasıl bir mücadele ve nasıl olacak gibi soruları konuşmakta fayda var. Sermaye düzeninde işler bir avuç patronun kârı için işliyor. Mesela büyük bir fabrikada kaynakçı olarak staj yapan bir meslek liseli, emeğin sermaye ile çelişkisini gözlemliyor. Haliyle meslek liselerine neden ihtiyaç duyulduğu da meslek liselilerin kafasında ayyuka çıkıyor.

Karmaşık gibi görünen bu süreçte meslek liselilerin talepleri ve hakları için bir çıkış yapmasına ihtiyaç var. Bu çıkış elbette kontrolsüz ve savrulan bir çıkış değil. Ne yaptığını bilen, haklar mücadelesinde ayağı yere basan kontrollü çıkışlar. İşte bu bir örgütlülük etrafında mümkün. Örneğin herhangi bir meslek lisesinde pandemi sürecinde atölye gibi çalışan ve üretim yapmaya zorlanan öğrencilerin, “Ucuz iş gücü olmak istemiyoruz” diyerek ve bu talep etrafında kendi bölümünde, kendi okulunda örgütlenmesi bir çıkıştır. Örgütlülük halinde gerekirse üretim yapmayacak pozisyonda bu talebini dile getirmesi de bir çıkıştır. Buradan doğacak taleplerin kazanılması olacaktır veya deneyim olarak cebimizde kalacaktır.

Çok net ifade etmeliyiz ki, bir araya gelmeden bu çıkışlar olmaz. Kendi sınıfında, bölümünde, okulunda kurulacak komiteler sayesinde haklar mücadelesi verilebilir. Bu komitelerde talepleri belirlemek ve sınıflarda tartışmaları kalabalıklaştırmak önemlidir. Meslek liseli tüm bu tartışmaların ışığında, Emek Gençliğinde örgütlenerek, talepler etrafında mücadele etmelidir. (Kayseri/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. Orhan Yıldız: Çift maske ve en az 2 metre mesafe olmalı

SONRAKİ HABER

AKP’nin 7. Kongresi | Hem hiçbir şey hem her şey

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa