24 Mart 2021 14:09

AKP 7. Olağan Kongresi | Taraftarların heyecanıyla sınırlı politik etkinlik

Dün yapılanları kitleye hatırlatmaya dayalı bir propaganda faaliyeti olmakla birlikte, Türkiye’yi uluslararası toplumun eşit, çağdaş bir ülkesi olarak kurgulamaktan oldukça uzak. 

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Prof. Dr. Tanju TOSUN

Siyasi parti kongreleri, özellikle iktidarda iseler, parti iktidarının geçmişten aldığı güçle geleceği yönetme tahayyülünün sergilendiği siyasi etkinliklerdir. İktidarının 19. yılında AKP de bu tür tahayyül iddiasıyla 7. Olağan Büyük Kongresini yaptı. Tahayyülüne dair iddia kongre sloganında “Türkiye İçin Güven ve İstikrar” sloganıyla dillendirilse de, profesyonel siyasetçileri ve taraftarları dışında sloganın hayata geçirileceğine dair ne sade seçmeninde ne de partiye oy vermeyen seçmenlerde yaygın bir inancın kalmadığı söylenebilir. Nitekim geçmiş kongrelerle karşılaştırıldığında, salonda partinin davasına dair mutabakatta bir zemin kaybı belirgindi. Kongre kalabalığında Erdoğan’ın şahsına yönelik somutlaşan desteğin ötesinde, kongrenin ardından evlerine döndüklerinde içinde bulundukları ekonomik koşullarla nasıl mücadele edeceği endişesiyle bıkkın, yorgun bir siyasi topluluk içeride ve dışarıda dikkat çekiciydi. Heyecansız bu topluluk dışında, sistemin dağıttığı kaynak ve değerlerden yararlanan profesyonel ulusal ve yerel politik aktörler ise hiç bitmeyecek iktidar yanılsamasının yarattığı coşkuyla salonda yerlerini almışlardı.

HALK SAĞLIĞININ PARTİYE FEDA EDİLDİĞİ KONGRE

Kongreye Anadolu’nun çeşitli kentlerinden taşınan partililerin salona ulaşıncaya kadar fotoğraf karelerine yansıyan görüntüleriyle, salonun içindeki ve dışındaki kalabalığın iç içeliği dikkate alındığında, “Ayaktayız, Durmak Yok, Yola Devam” mesajının verildiği, fakat mesajın faturasının yeni pandemi vakaları olarak çok sayıda partiliye kesileceği açık. Üstelik sokakta 3-5 kişinin yan yana geldiği ortamlarda kesilen korona cezaları dikkate alındığında, toplum nezdinde yarattığı eşitsiz, adaletsiz yönetilme algısının ne boyutlara ulaştığı da gözardı edilemez. “Her şey parti ve iktidar” için anlayışının egemen olduğu otoriter sistemlerde toplum sağlığının öneminin gözardı edilmesi anlaşılabilir olsa da, doğru değildir. Sorunun bir diğer boyutu; il ve ilçe kongrelerinden bu yana toplum yararının/sağlığının parti ve partililerin yararına feda edilebilmesidir ki bu durum partinin kapsayıcılığı adına ciddi bir risktir.

PARTİ YÖNETİMİNDE NÖBET DEĞİŞİMİNİN ANLAMI

Tüzük değişikliği kapsamında Merkez Karar ve Yönetim Kurulu asil üye sayısının 50’den 75’e, yedek üye sayısının ise 25’den 35’e, genel başkan vekili sayısının 2’ye çıkarılması, AKP’de geçmişte aktif görevlerde bulunmuş bazı isimlerin (Binali Yıldırım, Bekir Bozdağ gibi) yanı sıra, eski İstanbul İl Başkanı, eski grup başkanvekilinin MKYK’ye girmesi yönetim yapısında dikkati çeken değişiklikler olmakla birlikte, bu isimlerin zaten AKP’nin çeşitli kademelerinde geçmişte görev aldıkları düşünüldüğünde, bu değişimin niceliksel bir nöbet değişimi olarak kaldığı görülüyor. Parti yönetiminin profili veri alındığında, AKP’nin yönetim yapısında 19 yılda kurumsallaşan yapının sürmesi, partinin yeni bir ideolojik kapsayıcılık gibi meselesinin olmadığının işaretidir. Geleneksel kadrolarla yola devam kararı alınan parti anlaşılan o ki rotasında herhangi bir değişiklik yapmadan, bazı sınırlı takviyelerle (Miss Turkey 2006 Türkiye Güzeli Aydın kadın Kolları Başkanı, Alevi kanaat önderi, İYİ Parti’den istifa eden kadın siyasetçi) toplumla aidiyet ilişkisini koparmadan devam ettirmeye çalışacak. Buradaki en temel soru ise, kurumsallaşma önemli olmakla birlikte, politikada yorulmuş aktörlerle 2023’e doğru nasıl yol alınacağıdır.

2023 MANİFESTOSU: YENİ OLAN NE?

Politikada manifesto bir siyasi hareketin iddialarını hedefleri çerçevesinde, eylemlerini, iktidarda ise icraatlarını benimsediği ilke ve değerlerle uyumlu biçimde, amaçlarına katkı odaklı kurgulamasıdır. Hedeflerin 2023, vizyonun 2053 olarak kurgulandığı Erdoğan’ın konuşmasında dillendirdiği manifestoda “Türkiye İçin Güven ve İstikrar” iddiası eğitimden sağlığa, spordan sosyal hizmetlere, adaletten güvene, ulaştırmaya kadar yapılanlar dillendirilmiştir. Söylemde öne çıkan sağcı popülist vurgular bir yana, AKP tarafından geleceğin nasıl şekillendirilmek istendiği konusunda ipuçları da vermektedir. Gençlerin evlenme yaşından TV dizilerindeki Batı taklitçiliğine kadar uzanan saptamalarla muhafazakar kültür ve toplum inşasına devam mesajları, yeni dönemin toplumsal, kültürel projelerinin neler olacağına dair yeterli ipuçlarıdır. Yaşanan ekonomik krizin çözümüne katkı olarak dillendirilen yastık altındaki birikimlerin yatırım kuruluşlarına aktarılması dışında, ekonomide şoka dayanıklılığın ispatlandığı vurgusu da dikkati çeken bir vurgudur. Yeni bir sivil Anayasa ihtiyacı ve bunun yeni dönemde tartışmaya açılması gerekliliğinin de altı önemle çizilmiştir. Genel olarak bakıldığında, 2023 Manifestosu olarak takdim edilen, dün yapılanları kitleye hatırlatmaya dayalı bir propaganda faaliyeti olmakla birlikte, Türkiye’yi uluslararası toplumun eşit, çağdaş bir ülkesi olarak kurgulamaktan oldukça uzak. 

ÖNCEKİ HABER

AR-GE dediler iç ettiler, 796 milyon TL daha kayıp

SONRAKİ HABER

Kovid-19’a yakalanan Doktor Mehmet Kadir Göktürk hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa