24 Mart 2021 15:07

Evrensel yazarları ve siyaset bilimciler AKP'nin 7. Kongresini değerlendirdi

Evrensel yazarları ve siyaset bilimciler, AKP'nin 7. Kongresi'ni, Erdoğan'ın konuşmasını ve AKP MKYK'sini değerlendirdi.

Fotoğraf: Murat Kula/AA

Paylaş

AKP 7. Olağan Kongresi, Ankara Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleşti. Tek listeyle gidilen kongrede Erdoğan yeniden Genel Başkan seçildi. 

Evrensel yazarları ve siyaset bilimciler, AKP'nin 7. Kongresi'ni, Erdoğan'ın konuşmasını ve AKP MKYK'sini değerlendirdi. 

NURAY SANCAR: DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

“İşsizlik, şiddet ve yoksulluk rakamlarındaki muazzam artış, eşitsizliğin derinleşmesi, çöken eğitim ve sağlık sistemi, derinleşen ekonomik kriz, Covid19 tahribatı gibi unsurların yer aldığı karanlık bir tabloya çare olarak yerli otomobil fabrikasının, doğal gaz rezervinin, yollarla köprülerin gösterildiği AKP Kongresinde halkın acil ve can yakıcı sorunları için herhangi bir çözüm önerilmedi, vaat edilmedi. Yani o bakımdan yeni bir şey yok. Ama oradan bir talep var: Alkış, nümayiş!”

Yazının tamamını okumak için tıklayın...

MUSTAFA YALÇINER: DAĞ FARE DOĞURDU

“Eski tas eski hamam, her şeye aynıyla devamdı. Ama bunun olanaksız olduğu ve sündürülemeyeceği aşikar. İstismar edilecek talebi bile bulunup savunulamayan sömürülen kitlelerin yedeklenmesinin sonuna gelindiği için, 7. Kongre, AKP’nin önünde tek yol kaldığının örtük açıklandığı platform oldu: Artık ülke gece yarısı operasyonlarıyla güce/zora dayanılarak yönetilecekti.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın...

CEREN SÖZERİ: HEM HİÇBİR ŞEY HEM HER ŞEY

"Öncesinde “bence şu konudan bahsedecek” denen her şeyi içeren uzun bir konuşma yaptı Erdoğan. Ama örneğin Nagehan Alçı’nın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin yarattığı rahatsızlığa ağırlık verecek tahmini tutmadı, Erdoğan o konuya neredeyse hiç girmedi, daha fenası "çocuklar evdeki veya kreşteki bakıcılar tarafından yetiştiriliyor" diyerek kadının ‘yerini’ işaret etti.  

Ekonomi bunca türbülansa girmişken verilen mesajlar güven talebinden öteye gitmedi. Haber değeri olarak yeni hiçbir şey yoktu ama canlı yayınlayan medya için bu her şeydi."

Yazının tamamını okumak için tıklayın...

SİYASET BİLİMCİ AHMET MURAT AYTAÇ: AKP'NİN ‘KÖPRÜ’SÜNÜN ALTINDAKİ UÇURUM AÇIĞA ÇIKTI

Siyaset Bilimci Ahmet Murat Aytaç, AKP kongresinin tekçi siyaset anlayışının süreceğini gösterdiğini söyledi. "AKP, kendisini geçmiş ile gelecek arasındaki köprü olarak sunuyor; oysa köprünün altı boş olur, uçurum olur" diyen Siyaset Bilimci Ahmet Murat Aytaç, AKP’nin mevcut siyasi durumdaki sorunları derinleştirerek bu uçurumu açığa çıkardığını belirtti.

Aytaç ayrıca, her anayasanın iktidarın sınırlandırılması fikri üzerine kurulu olduğunu kaydederek, “AKP’nin Anayasa değişikliklerine olan doymak bilmez iştahı sınırsız iktidar kullanma arzusundan doğuyor. Yani onlar için mesele 'sivil' olup olmamaktan çok anayasa idealinin kendisinde. Üstelik, sivil anayasa terör ve güvenlik söylemleriyle nasıl hazırlanacak?​” diye sordu.

Yazının tamamını okumak için tıklayın...

PROF. DR. TANJU TOSUN: YENİ OLAN NE?

“Politikada manifesto bir siyasi hareketin iddialarını hedefleri çerçevesinde, eylemlerini, iktidarda ise icraatlarını benimsediği ilke ve değerlerle uyumlu biçimde, amaçlarına katkı odaklı kurgulamasıdır. Hedeflerin 2023, vizyonun 2053 olarak kurgulandığı Erdoğan’ın konuşmasında dillendirdiği manifestoda “Türkiye İçin Güven ve İstikrar” iddiası eğitimden sağlığa, spordan sosyal hizmetlere, adaletten güvene, ulaştırmaya kadar yapılanlar dillendirilmiştir. Söylemde öne çıkan sağcı popülist vurgular bir yana, AKP tarafından geleceğin nasıl şekillendirilmek istendiği konusunda ipuçları da vermektedir. Gençlerin evlenme yaşından TV dizilerindeki Batı taklitçiliğine kadar uzanan saptamalarla muhafazakar kültür ve toplum inşasına devam mesajları, yeni dönemin toplumsal, kültürel projelerinin neler olacağına dair yeterli ipuçlarıdır. Yaşanan ekonomik krizin çözümüne katkı olarak dillendirilen yastık altındaki birikimlerin yatırım kuruluşlarına aktarılması dışında, ekonomide şoka dayanıklılığın ispatlandığı vurgusu da dikkati çeken bir vurgudur. Yeni bir sivil Anayasa ihtiyacı ve bunun yeni dönemde tartışmaya açılması gerekliliğinin de altı önemle çizilmiştir. Genel olarak bakıldığında, 2023 Manifestosu olarak takdim edilen, dün yapılanları kitleye hatırlatmaya dayalı bir propaganda faaliyeti olmakla birlikte, Türkiye’yi uluslararası toplumun eşit, çağdaş bir ülkesi olarak kurgulamaktan oldukça uzak.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın...

SİYASET BİLİMCİ BERK ESEN: AKP'NİN NE ADALETLE NE KALKINMAYLA NE DE PARTİ OLMAKLA BİR ALAKASI KALDI

Siyaset Bilimci Dr. Berk Esen, AKP’nin 7. Olağan Kongresi’nin tipik bir devlet partisi kongresi özelliklerini taşıdığını belirterek, AKP'nin halkın gerçek gündeminden ve sorunlarından uzak, statükocu, Erdoğan'ın kişi kültü etrafında örülen bir siyasi yapıya dönüştüğünü ifade etti. Kongrenin, AKP'nin giderek MHP çizgisinde siyaset yaptığını gösterdiğini vurgulayan Esen, "MHP'nin kongresinde daha çok milliyetçi temalara vurgu yapılırken AKP’nin kongresinde de daha çok muhafazakâr temalara vurdu yapıldı. İki partinin kongresini bir arada düşünürsek iktidarın milliyetçi muhafazakâr yapısının ne kadar ön planda olduğunu da görmüş oluyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Esen, yazısında "Bu kongre ışığında şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim: Adalet ve Kalkınma Partisi zaten uzun süredir ülkeye ne adalet getiriyor ne bir kalkınma sağlayabiliyor. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın parti içinde bütün kurumları aşarak yetkilerini artırması nedeniyle bir süredir AKP'nin parti olma vasfının da ciddi şekilde zedelendiğini düşünüyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin artık ne adaletle ne kalkınma ile ne de bir siyasi parti olmakla bir alakası kaldı" ifadelerine yer verdi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın...

SİYASET BİLİMCİ DR. REYHAN ÜNAL ÇINAR: OLAĞAN DEĞİL SIRADAN BİR KONGRE

"AKP 19 sene önce, yaşanan ekonomik krizin ardından kalkınma, siyasi krizlerin ardındansa adalet vaat etmiş, “her şey Türkiye için” mottosuyla yola çıkmıştı. 2011 yılına kadarki süreçte Kemalizm karşısında iktidarını paylaşmak zorunda kalan partinin amacı değilse de, sloganları “Türkiye’nin partisi, Türkiye’nin lideri” ve “Biz birlikte Türkiyeyiz” şeklinde ifade ediliyordu. Bu sloganlar, zamanın ruhunu, değerlerini paylaşmadığı düşünülen parti olarak AKP’nin geniş katılımlı bir birlik çağrısı halinde mevcut Türkiye’ye dahil olma niyetini ortaya koymak içindi. Akabinde anayasada başardığı önemli değişikliklerle gücünü konsolide etmeyi başaran Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığıylaysa yine hep birlikte ama bu kez yeni bir Türkiye vurgusuna tanık olduk. Bu yeni Türkiye’nin nasıl olacağına ilişkin emareler otoriterleşme eğiliminin artmasıyla daha da belirginleşti ve AKP’yle toplumsal kesimler arasında yaşanan gerginliklerle geçen bu süreç, “kutlu yürüyüşe devam” olarak ifade edildi. Partinin iktidara geldiğinde vaat ettikleriyle, icraatları arasındaki tutarsızlık ve yola çıktıklarıyla yaşadığı ayrılıklar karşısında, kutlu yürüyüş AKP’nin ilk günkü aşkla devam ettirdiği bir süreklilik halini vurgulamakta kullanıldı. 2016’daki darbe girişiminin sonrasında getirilen esnek olağanüstü hal dönemiyle ironik bir biçimde “demokrasi, değişim reform” mottosu ortaya atıldı."

Yazının tamamını okumak için tıklayın...

ÖNCEKİ HABER

Kadınlar, İstanbul Sözleşmesine sahip çıkıyor: Kararı geri çek, sözleşmeyi uygula!

SONRAKİ HABER

AKP'nin ne adaletle ne kalkınmayla ne de parti olmakla bir alakası kaldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa