25 Mart 2021 12:18

Edremit’ten bir eğitim emekçisi yazdı: Kadınlar sözleşmeden vazgeçmeyecek!

"Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayan ilk ülke iken ne oldu da her gün kadınların erkek şiddetine, istismarına, mobbingine maruz kaldığı ülkesinde sözleşmeden çıkmayı göze alabildi?"

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Edremit’ten bir eğitim emekçisi

İstanbul Sözleşmesi bir gecede, Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshedildi. Sözleşmeden çekilme sürecinin ise adım adım örülen çarpık bir zihniyetin sonucu olduğunu biz kadınlar net görebiliyoruz.

Türkiye, 2011’de imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayan ilk ülke iken ne oldu da her gün kadınların erkek şiddetini, istismarına, mobbingine maruz kaldığı ülkesinde sözleşmeden çıkmayı göze alabildi? Çalışan, üreten bir kadın olarak haklarımı güvence altına alan böyle bir anlaşmadan çekilmenin, benim ve tüm kız kardeşlerimin mücadelelerine, emeklerine, özgürlüklerine, güvende olma durumlarına kısaca var oluşlarına yapılmış bir darbe olduğunu düşünüyorum.

İstanbul Sözleşmesi, biz kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunmamızı sağlayan, kadın ve erkek arasındaki eşitliğin yaygınlaştırılması için politikalar geliştirilmesini destekleyen bir anlaşmadır. Sözleşmenin devamında tasarlanan 6284 sayılı kanun ise kadınları koruyan maddeler içeriyor ki maalesef yıllardır Türkiye’de uygulaması zayıf olan bir kanundur. Sözleşmenin de kanunun da en çok altını çizdiği konulardan biri “toplumsal cinsiyet eşitliği”dir.

İşte bu nokta evlerimizde, sokaklarda ve günümüzün önemli bölümünün geçtiği iş yerlerimizde erkek egemen anlayışa karşı verdiğimiz mücadelenin bel kemiğidir. Kadın; kocasından, babasından, abisinden şiddet görür, öldürülür. Sokağa çıkar, giyim tarzı sebep gösterilir, aşağılanır, tartaklanır. Âşık olur, âşık olduğu canını alır. En yakınının tecavüzüne uğrar, kadının rızası vardı denir. İş yerinde çalışır, alın teri döker, emeği görmezden gelinir. İşvereninin, iş arkadaşının tacizine maruz kalır ama işinden olan yine kendisi olur. Erkek korunur.

Kadının yaşadığı bu cehennem, kendini kadının sahibi zanneden egemen zihniyetin yaşam güvencesidir, var olma teminatıdır. İşte tam da bu nedenle kadını koruyan bir sözleşmenin varlığı, hele de toplumsal eşitlikten bahsediyorsa kadının varlığına dahi tahammül edemeyenler için korkunç bir tehlikedir. Onun sesini kısmak, varlığını görmezden gelmek, kölelik zincirlerini sağlamlaştırmak bu erkin yegâne amacı olacaktır.

Bizler, kadın mücadelesine yapılan her müdahaleyle neyin hedeflendiğini çok iyi biliyoruz. Kapitalist düzen içinde kendine sıcacık bir semirme ortamı bulan “Siyasal İslam”,  kadının sindirildiği bir düzende toplumun her kesimine rahatça saldırı imkanı bulacaktır. Kadını ezecek, köleleştirecek; savunmasız bıraktığı kadınlara, çocuklarına saldıracak, nefes almalarına imkan tanımayacaktır. Bir kadının sosyal, psikolojik ve ekonomik olarak güçlü olması demek temas ettiği her varlığa güç vermesi, onları yeşertmesi, var etmesi demektir. Kadının cinsiyet eşitliğinin olduğu bir toplumda üretmesi, yaşaması ve yaşatması toplumda adaletsizliğin, eşitsizliğin yok edilmesinin en önemli adımıdır.

Şairin dediği gibi;

…Rengini bulamaz renkler biz olmadan
Ve  mitler ümit olmaz
Kadınların eli dokunmadan…
Ne varsa dünyada insan eli değen
Anası toprak
Babası emektir.
Ve kadın;
Güneş gibi
Su gibi
Toprak gibi
Hayatın ta kendisi demektir.

Bizler dişlerimizle tırnaklarımızla kazandığımız, canlarımızla bedel ödediğimiz hiçbir hakkımızdan vazgeçmek niyetinde değiliz. Biliyoruz ki bir adım geri attığımızda egemen güçler, on adım üzerimize gelecektir. Haklarımızdan taviz vermeyeceğiz. Tarikatların, cemaatlerin siyasi iktidarla beraber ön gördüğü kadın köleliği düzenine izin vermeyeceğiz. Evlerimizde, iş yerlerimizde, sokaklarda haklarımızı kaybetmemek için haykıracağız.

İstanbul Sözleşmesi Yaşatır! Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz!

ÖNCEKİ HABER

Sultangazi'de okula giderken kamyonun altında kalan küçük çocuk öldü

SONRAKİ HABER

Koronavirüsle mücadelede önlem alınmıyor risk büyüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa