28 Mart 2021 00:36

Görünüşe değil, gerçeğe bakalım

Televizyonlar gazeteler altına, dolara yatırım yapıldığını anlatırken, ay başında market alışverişi yapan işçiler arasında “Parayı ayçiçek yağına yatırdım” esprileri yapıldı.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Sedat BAŞKAVAK

İktidar kanadından öyle açıklamalar, öyle konuşmalar yapılıyor ki; bazen ben bile kendimden şüphe ediyorum desem yeridir. Duyduğuma mı inanayım gördüğüme mi diye düşünürken, görünenle gerçek arasındaki farkı ve çelişkiyi bilmesek hepimizi inandıracaklar. Örneğin görünen, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibinin “Ekonomi uçuyor kapanan esnafta yok, kriz de” sözleriyken. Gerçek, masa sandalye yakan esnafların isyanının artan işsizlik ve pahalılık nedeniyle işçi emekçi ailelerinin isyanına karışan sesleridir. Görünen her gün yüz binlerce kişinin aşı olduğuyken gerçek ise kitlesel aşılamanın başladığı 14 Ocak’tan bu güne ikinci doz aşı olan insan sayısının 3.7 milyonda kalmasıdır. Üstelik bu sayının 2.5 milyonunun sağlıkçılar olduğu düşünülünce 2 doz aşı olan diğer insanların 1 milyonu biraz geçtiği görülecektir.

DUYDUĞUMUZ İHRACAT, GÖRDÜĞÜMÜZ İTHALAT

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Uludağ ekonomi zirvesinde yaptığı konuşmada “Türkiye tarım ve gıda da net ihracatçıdır” dedi. Duyduğumuz ihracatçı olduğumuzken, gördüğümüz mutat aralıklarla yayımlanan ithalat kararlarıdır.

İki senedir yıllık 10 milyon ton buğday ithal ediliyor. Geçtiğimiz yıl 890 bin ton arpa, 2 milyon ton mısır, 338 bin ton pirinç ithal edilirken buğday, arpa, mısır, pirinç vb. tahılların ithalatına 3 milyar dolar (yaklaşık 22 milyar lira) para ödendi. 2020’de pamuk ekim alanı yüzde 40 azalarak 353 bin hektara gerilerken 1 milyon ton pamuk ithal edildi. 3 milyon ton soya, 500 bin ton kırmızı mercimek ithal eden bir ülkenin Tarım Bakanı net ihracatçıyız dediğinde duyduğumuza mı inanalım, gördüğümüze mi sorusu akla geliyor.

Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli, bitkisel üretimde cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdıklarını söylüyor ama veriler üretimin alanları ve üretimin azaldığını ortaya koyuyor. 2005 yılında 600 bin ton olan nohut üretimi, 2019 yılında hâlâ aynı kalırken, kırmızı mercimek 520 bin tondan 310 bin tona geriledi. 6 yıldır mısır üretimi 6 milyon tondan yukarı çıkmıyor. 2002 yılında 93 milyon dekar olan buğday ekim alanları gelinen süreçte 69 milyon dekara düştü. Bir cumhuriyet tarihi rekoru varsa o da 20 yıldır artan nüfusa rağmen buğday üretimini ortalama 20 milyon tonda sabitleyerek ülke köylüsünü buğday üretiminden koparma rekorudur.

ZENGİN PARAYI ALTINA DÖVİZE, İŞÇİ İSE AYÇİÇEK YAĞINA YATIRIYOR

Döviz kurundaki yükseliş, altın fiyatındaki artış bir yana raflardaki ayçiçek yağının fiyatındaki artış hepsini geçti. 5 litrelik ayçiçek yağı fiyatı altı ay içinde iki katına çıkarak 75-TL’ye satıldı. Televizyonlar gazeteler altına, dolara yatırım yapıldığını anlatırken, ay başında market alışverişi yapan işçiler arasında “Parayı ayçiçek yağına yatırdım” esprileri yapıldı. Ayçiçeği üretimini artırmak yerine AKP hükümetinin uyguladığı ithalatçı politikalar nedeniyle faturayı işçi emekçiler öderken köylüye verilmeyen destek, başka ülkelerin tarım tekellerinin kasasına aktarıldı. 2020 yılında 1.5 milyon ton bitkisel yağ ithal edilirken, 1 milyon tonun üzerinde de ayçiçeği ithalatı yapıldı. Bırakalım yeteri kadar üretemediklerimizi fazlasıyla ürettiğimiz çay bile (22 bin 500 ton) ithal edildi.

2021 yılı ithalat kararları ile başladı. 1 Temmuz’a kadar ayçiçek yağı ithalatında yüzde 36 olan gümrük vergisi yüzde 3’e düşürüldü.  Şubat ayında 25 bin ton ham yağ ihalesi için ton başına ortalama 1420 dolar fiyat verilirken, geçen hafta ayçiçeği, kanola ve aspirde tohum ve yağda gümrük vergisi sıfırlandı.

Toprak Mahsulleri Ofisinin açtığı 400 bin tonluk buğday ihalesinin 95 bin tonu ocak ayında tamamlandı. Böylece hasat zamanı köylünün elinden 1.65 liraya buğday alınırken yurt dışından 2.3 liraya buğday ithal edildi. 2021 mart, mayıs ve temmuz ayları için besilik sığır ithalatına izin verildi. Diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi mısır ithalatında da her ihalede fiyat biraz daha arttı. Geçtiğimiz yıl en son 249 dolardan mısır ithal eden Türkiye ocakta 267 dolar, şubatta 235 bin ton mısır için 273 dolar öderken, martta 115 bin ton yemlik mısır ithalatı için açılan ihalede 278 ile 303 dolar arasında fiyat verildi. Temmuz ayında köylüden 190 dolara alınan mısır bugün yurt dışından ortalama 300 dolara alınıyor. Tüm bu verileri önümüze koyduğumuzda “Kayısı ve limon hariç her şeyi ithal ederken nasıl net ihracatçı oluyoruz, görünen başka gerçek bambaşka diye düşünürken “duyduğumuza mı inanalım yoksa gördüğümüze mi” demekten geri duramıyoruz.

İki aydır yandaş medya sırayla ve aralıkla mazot ve gübre desteği ödemeleri başlıyor diye haber yapıyor. Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli ise mazot ve gübre desteğinin cumadan itibaren başlayacağını söyledi. Görünen, yılın ilk aylarında tarım desteklerinin ödendiği yönünde. Gerçek ise geçtiğimiz yıl devlet hangi ürünü destekleyerek teşvik ediyor, hangisine desteği azaltıyor bunu bilmeden köylünün tarlasını ekmiş olmasıdır. O nedenle de görünen yılın başında tarım desteklemesinin verildiğiyken gerçek ise 2020 tarım desteklemelerinin bir yıl gecikme ile veriliyor olmasıdır.

Siz, siz olun görünene değil, görünenin arkasındaki gerçeklere bakın. Dünyanın döndüğüne değil, içinde ne dolaplar döndüğüne bakın.

ÖNCEKİ HABER

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarken “aile” var; asgari ücret belirlenirken yok

SONRAKİ HABER

Kadınlar İstanbul Sözleşmesi için sokakta: Bu iş burada bitmemiştir | 27 Mart 2021

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa