29 Mart 2021 05:19

Yaşatmak

Son haftalarda şu iki önemli cümleyi ısrarla kullanıyoruz: “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”, “Aşı Yaşatır.”

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Son haftalarda şu iki önemli cümleyi ısrarla kullanıyoruz: “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”,  “Aşı Yaşatır.”

Yaşatmak için yemin etmiş bir mesleğin temsilcisi olarak, bu cümleleri daha da önemsiyoruz. Sadece biz, sağlık çalışanları değil ülkenin başta kadınları olmak üzere, emekçileri, solcuları, sosyal demokratları, LGBTİ mensupları, yani insanı, yani yaşamayı seven herkes bu cümlelerin anlamını önemsiyor ve bunun için mücadele ediyor.

Aylar önce “İstanbul Sözleşmesi” için sokaklara dökülen kadınlarımıza, copla, gazla saldıran iktidar, sorunu kendince çözdü. Meclisin aldığı karar Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile bir anda yok sayıldı. Türkiye tek taraflı olarak sözleşmeden çekildiğini resmi gazeteden duyurdu. İnsan hakları taleplerine karşı bırakın duyarsızlığı, en şiddetli tepkiyi gösteren iktidar, kadınların hakları konusunda da aynı karşıtlığı gösterdi. Kadınlar, AKP hükümetinin gerçek yüzünü, daha net görmeye başladı. Artık sonu yaklaşan hükümet, toplumun tüm değerlerine saldırmaya devam ediyor. Ancak, bu durum sonlarını daha da yaklaştırıyor.

Bir günde birden fazla kadının erkek şiddeti ile hayatını kaybettiği ülkemizde, kadının toplumsal olarak korunmasının devletin asli görevi olması gerekiyor. Bu konuda muhalefet partilerinin de toplumsal muhalefet cephesinde daha sıkı durması beklentimiz.

Yaşamak için şiddet görmemek tek başına yetmiyor bu ülkede. Salgında virüsün bulaşmaması da gerekiyor yaşamak için. Salgının sonlanması için toplumun yüzde 60’ının aşılanması gerekiyor. Önümüzdeki aylarda binlerce insanın ölmemesi sadece aşılanmaya bağlı. Sağlık bakanlığı dünyadaki aşı çalışmalarını ve üretimini doğru takip edip, zamanında aşı bağlantılarını yapsaydı, bugün 151 kişi hayatını kaybetmeyecekti. Aralık başından beri 100 milyon aşının geleceği ve mayıs sonuna kadar toplumun yüzde 60’ının aşılanacağını defalarca duyuran sağlık bakanı ve hükümetin hesap bilmezliği can kaybettiriyor.

Son hafta içinde bile sağlık bakanı ve Cumhurbaşkanı hâlâ mayısta ‘olmazsa’ haziranda aşının gelebileceğini söyledi. Mayısta ‘olmazsa’ ne demek? 30 gün sonrası. Çin’den ithal oyuncak ya da teknolojik ürün beklemiyoruz. Aşı bekliyoruz sayın bakan, sayın Cumhurbaşkanı, AŞI… Yani günde 150 kişinin ölümüne engel olacak AŞI. Bakanın kurduğu cümle ile “bu aşıyı olanların yüzde 93’ünün yaşamını yitirmeyeceğini” bilirken, şimdi bir hesap yapalım, ama bu hesap Devlet Bahçeli ya da sağlık bakanının aşı hesabı gibi olmasın. Gerçek hesap olsun. Bir günde 150 kişi hayatını kaybediyorsa, bir ayda 4 bin 500 kişinin yüzde 93’ü ölmeyecek. Yani 4 bin 185 kişi yaşayacak. Sayın bakan ve AKP hükümeti, sizin beceriksizliğiniz yüzünden her gün 139 kişi yok yere ölüyor.

AŞI YAŞATIR ama AKP hükümeti yüzünden aşı olamıyoruz ve ölüyoruz. Kadın yaşamak ve yaşatmak istiyor ama AKP hükümeti kadına şiddeti önlemiyor. Kadınlarımız ölüyor.Yıllardır hep şu sloganı atmıştık: “AKP Sağlığa zararlıdır.” Ne kadar haklıymışız. Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI